Türkiye nüfus yapısının yanında coğrafik alan olarak da büyük bir ülke. Bu büyük ülkenin değişik bölgelerinde yaşayan insanlar diğer yerlerdeki sorunlar konusunda çok farklı bilgilere sahip olunca aynı oranda değişik yorumlara da sahip olmaktadırlar. Her ne kadar her olay ve olgunun kendi nesnel durumu ile yorumlanması gerekir dense de aslında bu durumun pratik yaşamda çok farklı olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
Son bir aylık dönem içerisinde Türkiye’yi doğudan batıya doğru gezip inceleme fırsatı yakaladık. Ülkenin en doğu veya güneydoğu noktası olan Hakkari’den başladık inceleme ve değerlendirmelerimize. Ardından Başkent ve orta Anadolunun önemli kentlerinden Konya”ya bakmaya çabaladık. Oradan da ülkenin batısına kadar uzandık.
Bu süreç içerisinde ülkenin değişik yerlerindeki gündemlerin bir birinden çok farklı olduğunu yapılan yorumların ise insanı şaşırtan bir algıyı ortaya çıkardığını belirtelim. Hakkari’de gündem siyasaldı. Odak noktası kürt sorunu ve ondan kaynaklı olan insan Haklarının durumuydu. Ölüm ve cezaevlerinin durumu konuşmaların temelini oluşturuyordu ve daha öncede belirttiğimiz gibi o ilimizde devlet ne yazık ki silahı elinde tutun güç olarak insanların karşısında duruyordu. Etki ve tepkiden kaynaklı olarak sorunlar yaşanmaktaydı ve bu sorunlar can alıyordu.
Ankarada ise durumlar diplomatik bir dil ile ifade edilirken her kullanılan kelimenin dengeli durmasına dikkat edildiğini gözlemledik. Herkes karşısındakini etkilemeye çalışırken aynı zamanda bilgi edinmeye çabalıyordu. Konya hoşgörünün kentiydi. Ancak ne yazık ki hoşgörünü kentinde bile konu Kürt meselesi olunca can yakıcılığın getirdiği bir sonuç ve etkileşimle olacak ki seçilmişler bile milliyetçilik algılamasından uzak duramamaktadırlar. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı bile düzenlediği “Kültür buluşmaları” etkinlikleri çerçevesinde Sinan özen konserinde “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganlarına eşlik etmeyi ihmal etmiyordu.
Hakkâri’de üniforma giymek başkası olmak için yeterli iken Konya”da üniforma giyenlerin çocukları bile olup bitenden etkilenen bir konumda olup Hakkarideki halkın konumuna çok rahatlıkla gelebilmektedirler. Kriter Kürt kökenli olmak olunca konumların anında değiştiğini belirtmek gerekiyor. Yani Kürt kökenli askerlerin çocukları Kürt temsiliyetine dönüşebilmektedirler. Bu çok tuhaf olarak algılanabilir ancak durumun böyle olduğunu da gözlemlemek imkânına sahip olduk.
Memleketin batısına gittikçe sorunun etkisini sloğanvari bir duruma dönüştüğünü insanların tatil yapmak için kıyalara akın ettiğini belirtmek gerekiyor. Durum böyle olunca da doğal olarak doğuda can alan yaz ve siyaset sıcağı Batıda deniz kenarında dinlenme gerekçesine dönüşmektedir.
Yurdu baştanbaşa dolaştıktan sonra sorunların çözümü konusunda nasıl metotlar uygulanması gerektiği konusunda ayrı çalışmaların yürütülmesi gerektiğini ortaya koyan bir algıya sahip olduk. Mevcut durumda ne yazık ki bir noktadaki sorunun can yakıcılığı ülkenin diğer taraflarında aynı hassasiyeti ve duyarlılığı yaratmıyor. Yarattığı etkiler ise tamamen yönlendirici ve düşmanlığı körükleyici bir mantıkla işleniyor ki bu da çözümden ziyade sorunların daha da ağırlaşmasına ve insanların birbirlerinden uzaklaşmalarına neden olmaktadır.
Bu nedenle sorunun bir insan Hakları ve demokrasi sorunu olduğu konusundaki fikrimiz pekişmiş durumdadır. Bölgeye yatırım yapılması işsizliği azaltacağı için elbette olumlu bir etki yaratacaktır ancak bundan da önemlisi önce bölgenin normalleştirilmesi gerekmektedir. Bölgedeki uygulamalar batıdaki normal seviyeye gelmeden yatırımın da kaynaşmanın da sağlanmasında çok güçlük yaşanacağı açık olarak kendini göstermektedir. Yatırımların demokratik haklarla beraber gelmesi durumunda çok daha olumlu sonuçların alınması mümkün olabilecektir.
Sayın Başbakan Konya”ya gösterdiği duyarlılığı bölgedeki illere gösterirse çok farklı sonuçlar almak mümkün olabilecektir. Belediye neden festival yapıyor diyenler gidip Konya’daki kültür buluşmaları etkinliklerine bir katılsınlar o zaman ne demek istediğimizi daha rahat anlayabilirler.