Ağustos ayı bölgemizde sıcakların doruklara ulaştığı bir ay. Ağustos ayı çatışmaların olduğu gibi barışların da ay’ı .

Amerika birleşik devletleri ağustos 1945’te dünya hâkimiyetini tescil ettirmek için insanoğlunu atom bombası ile cezalandırdı. Sadece insanı değil doğayı da katletti.

6 Ağustosta Hiroşima’ya attığı bombadan üç gün sonra Nagazaki’ye attığı ikinci atom bombası ile ikinci dünya savaşına damgasını vurdu. Bu damga aynı zamanda savaşı da bitirdi.

Bugün hayatın değişik alanlarında ve dünyanın değişik bölgelerinde savaşlar sürmektedir. Yarattığı doğa tahribatının yanı sıra insanların ölmesine, yaralanmasına, tutsak olarak yaşamalarına neden olan savaşlar, çatışmalar, sürtüşmeler…

Ülkemizde ve bölgemizde de binlerce insan çatışmaların kurbanı olarak seçildi. Anlaşmazlıklar hayatı çekilmez kıldı.

İnkara isyanla cevap verilirken yine canlar kaybedildi.yılarca süren çatışmalarda kazanan yok.Şimdi Bu ağustos sıcağında çatışmaların başlangıcı gibi barışın da başlangıcı umudu doğdu.bunu iyi değerlendirmek gerekir.

Atom bombasına ve onun temsilcisi olan savaşlara zeytin dalı ve onun temsilcisi olan barışa uzanmak gerekir.

Atom bombası ölüm, yıkım, eziyet demektir. Atom bombası şiddet, rezalet, kin ve nefret demektir, Atom bombası savaş demektir. İnsanlığın bittiği adım demektir…

Zeytin dalı öylemi ki?

Nuh tufanının bittiğini ağzındaki zeytin dalı ile bildiren güvercin ümidin ve barışın simgesi olmuştur.

Piramitlerdeki süslemelerde Tutankamon’un başındaki zeytin yapraklarından yapılmış taç adaleti simgelemektedir.

Grek mitolojisinde zeytin ağacı bereket ve barışı simgeleyen tanrıça Athena’nın armağanıdır ve kutsal zeytin ağacının altında doğmak asaletin simgesi olmuştur.

Roma imparatorluğunun kurucuları Romus ve Romulus’un zeytin ağacının altında doğduğuna inanılmıştır.

Kuran’ı Kerim, İncil ve Tevrat gibi kutsal kitapların çoğunda zeytin ağacı ve zeytinyağı kutsallığın, refahın, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, bilgeliğin, aklın, arınmanın, yeniden doğuşun simgesidir.

Bütün bunlarla birlikte somut sonuç olarak zeytin dalı güvercinin ağzında adaletin ve barışın simgesidir.

Savaşın inanılmaz sertliğine doğanın yumuşak dilidir.

Ülkemizde çatışmalardan, kabullenememeden, sertlikten kaynaklanan yüzlerce insan hakkı ihlali bulunmaktadır.

İdam hükmünü kaldırmış olan ülkede fiili uygulamalarla idamlar yaşanmaktadır. Tutsaklar yaşama da tutsak hale getirilmektedir. Savaşta esirler bile bağışlanırken barışta tutsaklar af edilememektedir. Vatandaşlar cezaevlerinde hastalıktan ölümle pençeleşmektedir.

İnsanlar bu ülkede Güler zere için, Gülezar Akın için,İsmet Ayaz ve onlar gibi hasta tutsaklar için adalet istemektedirler.

“*Adalet;*

Hapsedilen insanın; erken teşhis yapılmayarak, doğru ve iyi tedavi

yürütülmeyerek, hekim seçme hakkı engellenerek, ailesinin ve dostlarının

sevgi ve desteğinden yoksun bırakılarak ÖLDÜRÜLMEMESİ demektir.

*Adalet;*

Ölüm cezasının kaldırıldığı bir ülkede; hekimin, savcının, müdürün, bakanın,

hükûmetin, cumhurbaşkanının bir insanı öldürmemesi veya öldürülmesine göz

yummaması demektir.

*Adalet İstiyoruz!*

Güler’i iyileştirebilmek için ne kadar şansımız kaldıysa hepsini kullanmak

istiyoruz.

Ahlakın ve vicdanın bunu emrettiğini, hukukun ve bilimin buna izin verdiğini

biliyoruz.” Diyenlerin seslerine kulak vermek için adaletin temsilcisi ve barışın sözcüsü Güvercin ve zeytin dalına ihtiyacımız var.

Atom bombasına karşı zeytin dalı savaş uçaklarına karşı barış güvercinlerini uçuralım bu Ağustos’ta olmaz mı?