Oslo görüşmelerinin anlaşmazlıkla tıkanmasından sonra başlayan kaos süreci son aylarda ortaya çıkan çatışmalarla daha da gergin bir hal almaya başladı. Yeni Ortadoğu gerçekliği çerçevesinde ele alındığında Kürt meselesinin bir bütün olarak boyut değiştirdiğini kabul etmek gerekiyor. Bu koşullarda kendi Kürt meselesini sahip olduğu demokrasi kültürü nedeniyle komşu devletlerden önce çözmesi gereken ülkemizin çözüm yerine kaosa sürüklenmiş olması üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur.
Bu sorunla bağlantılı olarak siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda sıkıntılar yaşamaktayız. Sorunu zamana yayarak, etkisizleştirme ve gündemden düşürme politikalarına karşın sorunu birincil sorun durumuna çıkarma ve gündemde tutma çabalarının çatışması sonucu kaos ve çatışma süreci gün gittikçe tırmanmaktadır.
Televizyon ve gazete haberlerinin birinci sırasına yerleşen ölüm haberleri artık toplumun genelinde sıkıntılar yaratmaya başlamıştır. Bu sıkıntılar beraberinde toplumsal ayrıştırmayı ve çatışmaya getirmektedir. Ülkenin değişik bölge ve illerinde Kürt-Türk çatışması senaryoları devreye sokulmak istenmekte ve yara daha da kaşındırılmaktadır.
Bu durum aynı zamanda başta siyasiler olmak üzere toplumun daha sert bir dil ve eleştirel yaklaşımla davranmasına neden olmaktadır. Kesimler birbirini potansiyel suçlu olarak görme eğilimi göstermektedirler. Bu da ulaşılmaya çalışılan hedefin tehlikeye girmesi anlamı taşır.
Bu sorunun bir boyutu da yargılamalar ve cezaevleri sorunudur. Türkiye’de cezaevlerini kapasitelerinin üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırdığı artık bilinmektedir. Sorunun çözümü adına özellikle bölgemizdeki mahpus ve tutuklular ülkenin diğer bölgelerindeki cezaevlerine nakledildiler. Hem nakiller sırasında hem de cezaevlerindeki uygulamalar konusunda sık sık şikâyetler dillendirilmektedir. Ancak bütün uyarılara rağmen yönetimin bu konuda gerekli hassasiyetleri göstermekten kaçındığı izlenimi yaygın kanaat olarak kabul görmektedir.
Cezaevlerinde önümüzdeki günlerde büyüyerek boyutlanacak gibi görünen konulardan biri de başlatılan süresiz, dönüşümsüz açlık grevleridir. Kürt siyasi mahpuslar tarafından başlatılan bu açlık grevlerinin uzlaşı ile bitirilmesinde büyük fayda bulunmaktadır. Bu grevler 22 Eylül itibariyle 10. Gününe girmiş bulunmakta. Bu da tehlike sınırına yaklaşıldığının işaretidir. Daha evvel yapılan açlık grevlerinde ortaya çıkan durumlar bilinmektedir. Aynı sonuçlarla karşı karşıya kalınmaması için herkesin özellikle Adalet Bakanlığının ve STK’ların gerekli duyarlılığı göstermeleri gerekir. Siyasi mahpusların başlattıkları açlık grevinin sebepleri ve talepleri özetle üç madde olarak sıralanıyor.
Hükümetin ve Devletin Kürt sorununa yönelik bakış açısının değişmesi gerektiği
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması
Kürt dilinin Eğitim dili olarak kullanılmasının sağlanması
Bu üç konuda da kısmi çalışmaların yapıldığı bilinmekte ancak özellikle Öcalan üzerindeki tecrit meselesinin hassasiyetle değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu görülmektedir.
Kamuoyuna yansıtılan haberlere göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 30 Eylülde yapılacak olan AKP kurultayında sorunlar konusunda yeni söylemlerde bulunacak. Sayın Başbakanın bu tarihten önce cezaevlerindeki sorunla ilgili değerlendirmede bulunmasının yararlı olacağını düşünmekteyiz. Özellikle bozuk kosterin onarılmasının sağlanması (!) sanırım sorunların çözümü konusunda atılacak önemli bir iyi niyet yaklaşımı olacaktır.
Gerginlikleri gerginlikle sürdürmek, kanı kanla temizlemek, sorunlar üzerinden ülke yönetmek hiçbir iktidar için kolay olmasa gerek. Çözüm yolunda “ben gerekli adımları attım başka adım atmam” yaklaşımı da doğru bir yaklaşım değil. Madem doğru adımları attınız ama bir yerde tıkandı o zaman o doğru adımları sürdürmeniz gerekir. Defalarca söyledik tekrarlayalım Türkiye’de sorunları aşmanın yolu siyasal kanalları sonuna kadar açmaktan geçer. Özgürlük ve şeffaflık herkesin ne düşündüğünü net olarak ortaya çıkaran temel göstergelerdir. Özgür ve şeffaf ortamlar kimin sorunların çözümü için kimin sorunlardan beslenmek için mücadele ettiğini de ortaya çıkarır.