Türkiye cezaevlerinde bulunan 66 cezaevinde 683 hükümlü ve tutuklu belirlediklerin taleplerin yerine getirilmesi için bedenlerini açlığa ve ölümü yatırdılar.
12 Eylül 2012 tarihinden itibaren cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri aralıksız ve dönüşümsüz olarak devam ediyor. Yani canları ve sağlıkları devlet güvencesinde olan bunca insan 55 gündür bu eylemlerini sürdürüyorlar.
Uzmanların yaptıkları açıklamalara bakıldığında açlık grevlerinin 45. Günden sonra vücudun artık gıda alamaması nedeniyle ölüm orucuna dönüşmektedir. Bu da göstermektedir ki bu sürecin ikna ve çözüm ile tamamlanmaması durumunda cezaevlerinden tabutların çıkması artık büyük bir ihtimal olarak önümüzde durmaktadır.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden bu yana bu tür eylemler sebebi ile Türkiye cezaevlerinde kaybedilen insan sayısı bilinen rakamları ile 144 kişi. Her eylemden önce devleti temsilen ortaya çıkan bir zat açlık grevlerinde grevcilerin gıda aldıklarını söyledi.  Eylemlerin ölümle sonuçlanması sonrasında ise kamuoyu taleplerin karşılanmaması konusunu tablonun hazin sonucu karşısında değerlendirmeye aldı ve ölümlere sebebiyet vermekten pişmanlık duyuldu.
Türkiye cezaevlerinde açlık grevleri eylemleri nedeni ile insanların ölmelerini beklemek doğru bir tarz olamaz. Duyarlılık, empati, algı ben insanım diyen herkes için geçerli olmalıdır. Bugün cezaevlerinde açlık grevine giren hükümlü ve tutuklu mahpusların tamamı PKK ve PAJK’ın üyesi ve üyesi olmakla suçlananlar. Talepleri ise bu ülkenin yıllardır kanayan yarası olan Kürt sorununun çözümüne büyük katkı sunabilecek silahlı çatışmaları durdurabilecek talepler. Abdullah Öcalan’ın sürece müdahalesini kolaylaştıracak koşulların sağlanması, Kürtçenin anadil olarak kabulü ve kullanımının sağlanması.
Bu iki konuda iktidarın elinin ayağının bağlı olmadığını hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Böylesi sorunlar karşısında çözüme giden yolda bu tür konuların gündeme geldiğini ve uygulandığını da biliyoruz. Birçok ülkede hem Avrupa’da hem Asya’da birden fazla dilin anadil olarak kabul edildiği ve eğitim dili olarak da kullanıldığı bilinmekte. Ayrıca barış sürecine katkı sunması durumunda cezaevlerinde tutulan birçok tutuklu ve hükümlünün serbest bırakıldığını da biliyoruz. Örnek olarak İsrail ve Filistin arasında süren barış görüşmelerinde Filistinli yüzlerce tutuklu serbest bırakılmıştı. Filistinliler de ellerinde bulundurdukları İsrail askerlerini.
Kaldı ki bu konularla ilgili olarak hem başbakanının hem de hükümetin bakanlarının açıklamaları bulunmaktadır. Adalet Bakanı Sadullah Ergin 4. Yargı paketi hazırlıklarının bulunduğunu ve paket kapsamında Kürtçe ile ilgili olarak bazı düzenlemelerin yapılmakta olduğunu belirtmişti. Başbakan ise kanın durmasını sağlayacaksa müsteşarını İmralıya gönderebileceğini belirtmişti. Bu açıklamalar ve cezaevlerinden gelen taleplerin bir anlamda örtüştüğünü de belirtmek gerekiyor. Sorun belkide söylenenlerin gerçekleştirilmesi ile çözüm aşamasına girebilecektir. Beklenti de bu yöndedir.
Bu belirlemelerle birlikte sorunun siyasi talepler şeklinde ön plana çıkması aynı zamanda insani boyutunu ortadan kaldırmamalı veya göz ardı ettirtmemelidir. Çözümsüzlük durumunda konunun boyutlarının büyüyeceğini ve binlerce insanın bundan zarar göreceğini de hesaplamak gerekmektedir.
Kamuoyunda yaygınca söylenen bir söz vardır. Denilir ki “Allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin” Bu söz daha çok yoksulluk koşulları ile özdeşleştirilse bile sonuçta açlık önemli bir konuyu teşkil etmektedir. Hele hele tutsak olan insanların tek varlıkları olan bedenlerini talepleri için açlığa yatırmalarını anlamaya çalışmak bir insani görev olarak da kabul edilmelidir. Son günlerde bu duyarlılığı gösteren birçok emek grubu ve Sivil Toplum Kuruluşu dayanışma amaçlı dönüşümlü açlık grevleri gerçekleştirmektedirler. Bu tavrı insani bir yaklaşım olarak değerlendirmek ve seslerine kulak vermek gerektiğini düşünüyoruz.
Batman cezaevindi de 10’u 5 Ekim de 5’i 15 Ekimde başlamış olmak üzere 15 tutuklu ve hükümlü açlık grevinde bulunmaktadırlar. Aşağıda isimlerini belirttiğimiz açlık grevcilerini tüm cezaevlerindeki eylemlerin olumsuzluklarla sonuçlanmaması ve uzlaşma ile bitmesi temel dileğimizdir. Bu eylemlerin insani ve vicdani olarak da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Batman M tipi cezaevinde açlık grevinde bulunanların listesi

1.      Şeyhmus Bülbül              5 Ekim 2012 başlama
2.      Ali Adıbelli                      5 Ekim 2012 başlama        
3.      Nizam Arzık                    5 Ekim 2012 başlama
4.      Delil Yılmaz                    5 Ekim 2012 başlama
5.      Şafak Çelen                     5 Ekim 2012 başlama
6.      Adnan Yiğittekin             5 Ekim 2012 başlama
7.      Serdar Şahin                     5 Ekim 2012 başlama
8.      Atilla Öztürk                    5 Ekim 2012 başlama
9.      İskan Egüz                        5 Ekim 2012 başlama
10.  Ahmet Eski                       5 Ekim 2012 başlama
          11-Ronahi Bayter                 15 Ekim 2012 başlama
          12-Melek Çarpan                 15 Ekim 2012 başlama
          13-Hüseyin Çam                  15 Ekim 2012 başlama
          14-Semih Baz                       15 Ekim 2012 başlama
          15-İsmail Yüksel                  15 Ekim 2012 başlama