1920-1938: Cumhuriyetin ilk yılları Ve Atatürk dönemi. Cihan savaşından çıkmış millet ve memleket. Savaş,memlekete yoksulluk, pahalılık, açlık ve hastalık bırakır. Dr. Julius MennoWieting(1868 – 1922) o yıllar için; “Düşman hiçbir zaman bu bulaşıcı ve salgın hastalıklar kadar yıpratıcı olmuyordu”demiştir. Savaş ve Salgın yıllarını pek çok romancı Ve askeri hekimler Dr. Tevfik Sağlam; Dr. Abdülkadir Noyan anıları ile kaleme almışlar. SAĞLIK BAKANLIĞI TEŞKİLATLANMASI 20 Mayıs 1920: Umum-ı Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekaleti kuruluşu. Osmanlıİmparotorluğu’nda Sağlık işleri Dahiliye Nazırlığı’na bağlı. Sıhhiye Umumi Müdürlüğü yönetiminde. Dünyada sağlık hizmetlerinin icra biriminin bakanlık düzeyinde teşkilatlandığı ilk ülke Türkiye. SALGIN HASTALIK YILLARI Savaş sonrası memleket: Sivil nüfusta büyük kayıp, onca sakat ve yetim, gayri-müslimlerin ülkeden ayrılması, burjuvazininyokluğu, Tıbbiyeli öğrencilerin bilesavaşlardaçok kayıp vermiş. Bir yandan salgın hastalıklar: sıtma, frengi, trahom ve veremhalk sağlığını tehdit eden, mücadelegerektiren, işgücünün verimliliğini düşürenhastalıklar. CUMHURİYETİN SALGINLARLA MÜCADELESİ Milletinin sağlığını etkileyen faktörler: Cehalet ve bilinçsizlik, Üstelik toplam nüfusun ancak %7’si okur-yazar. Bedensel temizlik alışkanlıklarıyetersizliği, Çevretemizliği yetersizliği, Beslenme yetersizliği ve bozukluğu, HASTALIK ÇOK, HEKİM YOK Hastane, doktor, hemşire, ilaç yokluğu/ yetersizliği, Hastalıklarla mücadeleplansızlığı/yetersizliği. Salgınlarla mücadeleyi baltalıyor. Bu arada sağlık bakanları: Dr. Abdülhak Adnan Adıvar, Dr. Refik Saydam. Planlamalar yapılıyor, sağlık politikaları geliştiriyor. Yeni Sağlık Bakanlığı Binası: Sıhhiye’de açılıyor. Atatürk, Sağlığın önemini şöyle vurgulamıştır: “Memleketimizin sıhhatini korumak ve takviye etmek, ölümü azaltmak, nüfusu çoğaltmak, bulaşıcı ve salgın hastalıkların tahribine karşı koymak ve bu suretle millet fertlerinin dinç ve çalışmaya kabiliyetli sıhhatli vücutlar halinde yetişmesini temin etmeliyiz”demiştir. Daha sonra,Sağlık Bakanlığı Koruma(Hıfzısıhha ve mücadele) ve Kurtarma (Tedavi müesseseleri) şeklinde teşkilatlanma yoluna gider. SAĞLIK KAPİTÜLASYONLARI Kapitülasyonlar salt iktisat alanında değil, 1836’da Emperyalist ülkelere Sağlık kapitülasyonları da verilmiş. Bunlar: Karantina yolu ile kolera ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı sınır limanlarımızda kontrol yapma hakkı yabancılara verilmiş. Ta ki,Sağlık kapitülasyonları Lozan’da tasfiye edilene kadar. Karantina idaresi Milletlerarası bir kuruluş olmaktan çıkarılıp Sıhhiye Vekâletine bağlanmıştır. NÜFUS YAŞLI, ÇOCUKLAR ÖLÜYOR… 1923 yılında tahmini nüfus: 12.500.000, 1927: İlk nüfus sayımı; 13.640.000, 1935: ikinci nüfus sayımı; 16.158.000 kişi sayılmıştır. 1923’lerde ortalama yaşam beklentisi 30 yıl. Doğan her üç çocuktan biri beş yaşını gelmeden ölür. Anne ölüm oranı da çok yüksektir. Cumhuriyetin ilk yılları: tahminiçocuk ölüm oranı: %40 . İlk Cumhuriyet hükümetleri; İnsanları tehdit eden her türlü bulaşıcı hastalıklar ile çocuk ölümlerini azaltma mücadelesine girişirler. Doğum sırasında çocuk ölümleri; doğumda bir ebenin bulunmaması, anne babanın doğum ile ilgili hijyen kurallarından bihaberolmasıölümlere yol açar. Cumhuriyet’in ilanında: Ebe sayısı:136 (diplomalı) 1927’de 347, 1930’da700. Yoksulluktan ve beslenme yetersizliğindeçocuklar ölür. Süt Damlası Kurumları imdada yetişir. Bebek ve çocuk sağlığını korumak ve geliştirmek amacı ile kurulur. Çocuklara besintakviyesi ve yardımı yapılmasında rol alır. Yurt sathında doğumevleri ve çocuk klinikleri açılır. DİYARBAKIR GUREBA(MEMLEKET) HASTANESİ 1923: Sağlık Bakanlığı’na bağlı 950 yataklı 2 devlet hastane. Gureba( memleket) hastaneleri oldukça yetersiz. 1924: Numune hastaneleri: Ankara, Diyarbakır, Erzurum ve Sivas’ta, 1936’da : İstanbul Haydarpaşa’da. Hekimliğin bütün uzmanlık alanları ile açılır. Keşki birileri Diyarbakır Numune hastanesinin tarihini yazsa ÇAĞDAŞ SAĞLIK KURUMU: HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ 1928: Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsü kurulur. 1936: Hıfzıssıhha Okulu açılır. Amaç: başta bulaşıcı hastalıklar olmak üzere, halk sağlığını ilgilendiren her konuda çalışma yapmak. Bulaşıcı hastalıklara karşı Aşı üretimi ana hedef. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türkiye’de aşı üretimi Başka ülkelerin aşı ihtiyacınıdakarşılar. AŞILAR, AŞILAR! 1931: BCG( Verem) aşısı üretimi. 1932:Serum üretimi Türkiyenin ihtiyacını karşılar. 1933: Kuduz aşısı üretimi. 1934: Çiçek aşısı üretimi. 1935: Kurulan Farmakoloji şubesinde yerli ve yabancı ilaçlar ile diğer hayati maddelerin kontrolü yapılır. 1937: Kuduz serumu üretimi. 1930: Önce çiçek,daha sonra ;difteri,tetanoz, BCG, polio ve kızamık aşıları Türkiye’de uygulanır. YAŞASIN CUMHURİYET! Cumhuriyet vatandaşlara“temel yaşam ve sağlık hakkı’ kazandırmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanansağlık politikaları; Bulaşıcı hastalıklara karşı savaşımda Koruyucu ve önleyiciyaklaşımları benimser Sıtma ve sivrisinek için bataklıklar kurutulur. Sıtma teşkilatı hayata geçer. Güneydoğu bölgesinde bir çeşit kör edici göz hastalığı olan Trahom ile mücadele başlatılır. Hastalık ve sağlık için insanların eğitilmesi, bilgilendirilmesi, hastalıklardankorunmatemel amaç olur. Bulaşıcı hastalıklara karşı Cumhuriyet’in ilk yıllarında verilen mücadele aynı zamanda Türkiye’de bilimin hurafe ile mücadelesidir hikayesidir. Hastalıkların tedavisinde hurafe uygulamaları yaygındır. Çoğu kez hastanın aleyhine sonuçlanır. Cumhuriyetin ile bilim bilim kazanır. O dönemlerde uygulanmış Sağlık uygulamaları Türkiye’de sosyal devlet anlayışının en iyi örnekleridir.