Sonbahar-kış aylarına girdiğimiz dönemlerde çocuklarda sık görülen ve ileriki yaşlarda işitme azlığı gibi bireyi ve toplumu etkileyen sorunlara yol açan akut otitis media ve seröz otit media ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır.

Hastalıktan etkilenen pek çok çocuk işitmesinin azaldığını anlamayacak kadar küçük yaşta olmaktadır. Bu nedenle çocukluk döneminde en fazla işitme kaybı yapan bu hastalık ailelerin gözünden kaçabilmektedir.

Ayrıca bu tür çocuklar işitmedikleri için okul performanslarında azalma ve sosyal çevreden uzaklaştıklarından özürlü olarak algılanıp rehabilitasyon merkezlerine gönderilebilmektedirler.

Orta kulak iltihaplanması (otitis media) nedir ?

Orta kulak iltihaplanması (Otitis media (OM)), orta kulak ve kulak kemiğinin (temporal kemiğin) havalı boşlukları ile östakiyi kaplayan mukozal örtünün  enfeksiyon ve iltihaplanmasıdır.

Otitis media kimlerde ve ne sıklıkta gözlenir ?

Akut Otitis Media (AOM) orta kulağın enfeksiyonu olup, çocukluk çağının üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık görülen hastalığıdır. Görülme sıklığı 6-11 ay arası ve 4-5 yaş arası daha fazla görülmekte ve 7 yaşından sonra azalmaktadır. Çocukların %13'ü yaşamlarının ilk üç ayında en az bir kez AOM geçirirken, birinci yaş sonunda bu oran %66'ya, iki yaş sonunda ise %80'e ulaşır. Yenidoğan bebeklerde östaki tüpünün kısa, daha geniş ve düz olması, yatarken biberonla besleme erken yaşlardaki sıklığın nedenidir. İlk yaşta AOM geçiren çocuğa dikkat edilmelidir, çünkü bir kez otit geçiren çocukta yineleme olasılığı yüksektir. Seröz otitis media’da (SOM) AOM geçiren çocuklarda daha sık görülür.

Otitis media oluşumu ve evreleri…

AOM, hiperemi, eksüdasyon, süpürasyon, koalesans ve komplikasyon evrelerini içerir. Ancak genellikle hastalık ilk üç evrede sınırlanır. Enfeksiyon %97 oranında orta kulağa östaki tüpü yolu ile nazofarinksden (geniz bölgesi) gelir . Üst solunum yolu enfeksiyonları, adenoid hipertrofisi, sinüzit, nazofarinks tamponu ve yarık damak gibi durumlar östaki tüpünde işlev bozukluğu yaparak AOM oluştururlar. Bu durumlar östaki borusunda işlev bozukluğu yaparak orta kulak havalanmasını bozar. Böylelikle bakteriler için oluşan uygun ortamda enfeksiyon başlar. Enfeksiyon travmatik kulak zarı perforasyonları ve kulak amelyatları  sonrasında da oluşabilir.

Otitis media şikaletleri…

Otitis medialı hastanın ilk yakınması genellikle kulak ağrısıdır. Kulakta uğultu, tıkanıklık hissi, işitme azlığı diğer belirtilerdir. Birlikte olabileceği diğer hastalıklara bağlı olarak öksürük, burun tıkanıklığı, bulantı, ateş, boğaz ağrısı ve huzursuzluk eşlik edebilir.

Otitis media’ya neden olah etkenler…

Etken patojen olarak %70 bakteriler, %20 virüsler izole edilmiştir, %10 oranında ise etken üretilememektedir.

Otitis media’da tedavi süreci…

Tedavi, ilk olarak uygun antibiyotik, ağız ya da burun yoluyla dekonjestan ve agrı kesicidir. Medikal tedaviye ragmen hastada komplikasyon görülürse cerrahi tedaviye basvurulur. AOM küçük çocuklarda büyük çocuklara oranla daha yavaş iyileşir. Altı aylık süre içinde üç ya da daha fazla AOM atağı geçirilmesine rekürren AOM denir. Rekürren AOM düşünüldüğünde antibiyotik proflaksisi, parasentez ve ventilasyon tüpü takılması, adenoidektomi ile tedavi denenebilir.

Uygun tedavi edilmeyen AOM mikroorganizmanın direncine ve enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak mastoidit (kulak kemiğindeki havalı hücrelerin iltihaplanması) dönemine geçerek önemli intrakranial (beyin içi) komplikasyonlara yol açabilir. Uzun süren enfeksiyonlarda, enflamasyona yanıt olarak kemikteki kalsiyumun erimesine neden olur. Havalı hücreler arasındaki ince kemik lameller ortadan kalkar, içi iltihapla dolmuş geniş boşluklar oluşur. Kemik erozyonu temporal kemiğin dışını ve mastoid hücreleri ve beyin damarlarına ulaşabilir.

Enfeksiyonun orta kulağa ve mastoid kemiğe komşu yapılara ulaşması ile önemli ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Komplikasyonların tedavisinde cerrahi drenaj ve antibakteriyel tedavidir.

Seröz otitis media (SOM) enfeksiyon (ateş, halsizlik, burun akıntısı vb.) bulguları olmaksızın sağlam kulak zarı arkasında sıvı toplanmasıyla karakterizedir. Çocukluk çağının en sık görülen hastalıklarındandır. En sık 4-6 yaşlarında görülür. Havanın soğuk olduğu kış ve bahar aylarında, sosyo-ekonomik düzeyi düşük çevrelerde ve kalabalık ortamlarda (kreş, anaokulu) yaşayan çocuklarda biraz daha sık görülür. Genetik yatkınlık ve ırk da önemlidir. Erkeklerde biraz daha sık rastlanır. Gebelikte yetersiz C vitamini alımı ve fazla alkol kullanımı, çocuğun sigara dumanına fazla maruz kalması çocukta seröz otitis media riskini yükseltir. Anne sütünün ise koruyucu etkisi gösterilmiştir.

SOM oluşumu?

Hastalığın patogenezinde, östaki tüpü işlev bozukluğu en önemli etken olarak görünmektedir. İnflamatuvar bir reaksiyon sonucu orta kulağı döşeyen örtüde ödem, mukosiliyer transport sisteminde bozulma, havanın absorbsiyonu ile oluşan negatif basınç, orta kulakta sıvı birikmesi ile sonuçlanır. Biriken sıvının kıvamı zamanla artarak serözden koyu mukoide (akışkanlığı azalmıs kıvamlı) döner (glue ear). Östaki tıkanıklığı yapan patolojiler ve adenoidit, sinüzit, tonsillit gibi bölgesel enfeksiyonlar, oluşturdukları mukozal ödem ile östaki işlev bozukluğu yapar. Adenoid hipertrofisi östakide obstrüksiyon yapan en önemli nedendir. Ayrıca Alerjik nedenlerle de oluşan ödem de östakiyi tıkayabilir ve seröz otitis media’ya neden olabilir.

AOM ile SOM birbirlerini izleyebilirler. AOM'ların iyileşme döneminde orta kulaktaki effüzyon %50'sinde 4 hafta, %80'inde 8 hafta içerisinde kendiliğinden kaybolur. AOM sonrası orta kulakta kalan effüzyon üç aylık dönemde düzelmezse SOM gibi tedavi edilmektedir.

Hastaların şikayetleri…

 

Hastalar çoğunlukla işitme azlığı nedeniyle hekime başvururlar. Genellikle anne-babalar çocuğun televizyonun sesini yüksek sesle dinlediğini ya da okulda öğretmenler çocukla iletişime geçemedikleri için durumu ayırt ederler. Hastaların bir kısmında ise hiçbir yakınma yoktur ve kulak burun boğaz muayenesinde tanı konulur.

Kulak muayenesinde zar donuk, gri-beyaz renkli olarak izlenir. Orta kulakta sıvı ve hava kabarcıkları görülebilir. Kulak zarında kızarıklık, ateş gibi akut enfeksiyon bulguları yoktur, ender olarak ağrı olabilir.

Tanıda Timpanogram denen orta kulak basıncı ölçümü ve odyogram (hasta uyumlu ise) işitme ölçümü ) kullanılmaktadır. Orta kulak basıncı -100 ile -400 mm su basıncı arasındadır. Seröz otitis mediada orta kulakta biriken sıvı ses dalgalarının iletimini engelleyerek işitme kaybı oluşturur. Bu kayıp 15-45 dB arasında değişir. Seröz otitis mediada orta kulaktan iç kulağa olan kan akımında azalma ve salgılanan histamin benzeri maddelerin etkisi ile sensöri-nöral işitme kaybı oluşabilir. Hastalıktan etkilenen pek çok çocuk işitmesinin azaldığını anlamayacak kadar küçük yaştadır. Bu nedenle çocukluk döneminde en fazla işitme kaybı yapan bu hastalık gözden kaçabilir.

Tedavi yöntemleri…

Tedavide antibiyotik, dekonjestan, antihistaminik verilebilir. Topikal nazal dekonjestanlar ve mukolitik ilaçlar da etkili olabilir. Düzelme belirtileri görüldüğü sürece tedavi sürdürülür. Uygun tedaviye karşın üç aydan uzun süre düzelmeyen, zarda  çökme (adezyon) ya da retraksiyon cebi oluşturan, önemli iletim tipi işitme azlığı yapan seröz otitlerde ve çok sık otit olan çocuklarda parasentez yapılarak ventilasyon tüpü takılır. Gerekiyorsa aynı zamanda geniz eti ve bademcik amelyatıda beraberinde yapılmalıdır.

Tedavi edilmediği durumlarda sonuçlar?

Zamanında uygun tedavi edilmeyen SOM lı hastalarda komplikasyonlar gözlenmektedir. Kulak zarında incelme (atrofi), kireçlenme (kalsifikasyon), çökme, retraksiyon cebi oluşması, çökme (adezyon) ve kulak zarında delinmeye (perforasyona) neden olabilir. Orta kulakda kemikçiklerde bozulmaya, sertleşmeye ya da hareket kısıtlılığına, mastoid havalı hücrelerde azalmaya ve sensori-nöral işitme kaybına yol açabilir.

Bu tür çocuklar işitme kaybına bağlı okul performansında azalma ve iletişim bozukluğu nedeniyle sosyal çevrelerinden uzaklaşmaktadırlar. Böylelikle bu tür cocuklar zihinsel özürlü olarak algılanıp rehabilitasyon merkezlerine yönlendirilmektedirler. Bu da hem toplumsal hemde ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Editör: TE Bilişim