**STK temsilcilerinin de katıldığı ‘barış nöbeti’nde açıklama yapan İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağatır; “Yeryüzündeki bütün siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel problemlerin barışçıl metodlarla çözümünden yanayız. Bunun mümkün ve olanaklı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

**Atatürk parkındaki ‘barış nöbeti’ne bazı STK temsilcileri katılıp nöbet tutuyor.

“41 YIL, OLAĞANÜSTÜ REJİM
KOŞULLARINDA GEÇTİ”
Çatışmalı sürecin son bulması için Atatürk parkında ‘barış nöbeti’ tutan STK temsilcileriyle birlikte kitlesel basın açıklaması yapan İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağatır, Türkiye’de 92 yıllık sürenin 41 yılının olağanüstü rejim koşullarında geçtiğini söyledi. Önceki akşam Atatürk parkında “barış nöbeti, Nöbeta Aşıtiye, Deng Bide Aşıtiye” ve “Be dergi Mırıne” yazılı dövizleri taşıyan STK temsilcileri, İHD’nin ‘barış nöbeti’ne destek verdi. 41 yıllık sürede yurttaşların insan hak ve özgürlüklerinin sistematik olarak ihlal edildiği süreleri olduğunu belirten Başkan Bağatır; “Ölüm cezaları ve idamlar, yaygın ve sistematik işkenceler, zorla kaybetmeler, faili meçhul siyasi cinayetler, yargısız infazlar, keyfi gözaltı ve tutuklamalar gibi ağır insan hakları ihlallerinden söz edilebilir” dedi.  Devamı
 
“SÜRGÜNLER DE YAŞANDI”
Başkan Bağatır, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sürgünler, zorla yerinden etmeler, Kürtlere yönelik çeşitli katliamların yapıldığı “harekatlar”, ifade özgürlüğünün baskı altına alınması, gazete, dergi ve kitapların yasaklanması, toplatılması, gazeteci ve yazarların hapsedilmeleri, düşünce ve inanç yasakları, azınlıklara yönelik linç, yağma, özel vergilendirme ve mülklerine el koyma, okullarının ve ibadethanelerinin kapatılması uygulamaları, dil ve kültür yasakları, hapishanelerdeki özel baskı rejimleri ve benzeri pek çok hak ihlalleri hafızlarda kayıtlardadır. Zaman zaman demokratikleşme doğrultusunda adımlar atılmış olmasına karşın Türkiye’yi yöneten politik ve bürokratik kadrolar güçlü demokrasi hamlelerinde bulunmamışlar ve yapılan reformlar sistemin otoriter ve yer yer totaliter özelliklerini ortadan kaldıracak kapsamda ve derinlikte olmamıştır.”


“SAVAŞ KARŞITI TUTUMUMUZ VAR”
İnsan Hakları Derneği’nin savaş konusunda ilkesel bir savaş karşıtı tutumunun olduğunu belirten Başkan Bağatır; “Türkiye’nin asıl sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunu, bu sorununun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğunu söylemekteyiz. İHD olarak savaş konusunda ilkesel bir savaş karşıtı tutumumuz var. Biz genel olarak yeryüzündeki bütün siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel problemlerin barışçıl metodlarla çözümünden yanayız. Bunun mümkün ve olanaklı olduğunu düşünüyoruz. Savaşlar ve silahlı çatışmaların bir olgu, realite olduğu durumlarda da savaş karşıtı tutumumuzu sürdürmekle birlikte, çatışan tarafların insancıl hukuk ilkelerine uymalarını istiyoruz. Bu konudaki aykırı eylem ve işlemlere karşı çıkıyor ve kınamalarda bulunuyoruz” dedi.

“DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜ SAVUNUYORUZ”
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesini istediklerini ifade eden Bağatır, sözlerini şöyle sürdürdü; “Demokrasiler her türden fikrin serbestçe dile getirildiği rejimlerdir. Herkes fikrini söyleyebilmelidir. Demokrasinin açıklık, saydamlık, katılımcılık ve çoğulculuk özelliklerinin olduğu bilinmektedir. Çoğulculuk ilkesi açısından, örneğin CHP’nin ‘Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı’na konan çekinceler kaldırılmalıdır’şeklinde özetlenebilecek görüşü ile HDP’nin ‘bütün Türkiye’de yerel yönetimler ve yerinden yönetim için demokratik özerk bölgeler’ şeklinde özetlenebilecek yaklaşımları meşrudur. Bunlara ‘gerek yoktur’ şeklindeki cevaplar da meşrudur. Fakat bu fikirleri bölücülük, vatan hainliği olarak nitelemek, tabu saymak ve bu fikirleri savunanları, belediye başkanlarını, siyasi ve askeri, polisiye operasyonlara tabi tutmak hem hukuk dışıdır hem de demokrasinin çoğulculuk ilkeleri açısından kabul edilemez uygulamalardır.”



“SİLAHLAR SUSMALIDIR”
Barışın kayıtsız, şartsız insan hakları temeli olduğunu anımsatan Bağatır; “ Türkiye’deki durumla ilgili söyleyeceklerimiz var, kısa, açık, net; Silahlar susmalıdır. Türkiye’nin bütün sorunları diyaloğ, müzakere gibi barışçıl yol ve yöntemlerle çözülebilir. Bu mümkün ve olanaklıdır. Hükümeti ve PKK’yi, silahları susturmaya ve barışa bir şans vermeye davet ediyoruz. Türkiye toplumuna da bir çağrımız olacak; Barış talebimizi yükseltelim. Halkların kardeşliğini haykıralım. Türkiye’nin batısında Kürt yurttaşlara yöneltilen şiddete, nefret söylemine ve linç girişimlerine dur diyelim. Hangi siyasi partiye olursa olsun, siyasi parti, gazete ve dergiler ile ve demokratik kurumlara yöneltilen şiddete ve çağrılarına ‘dur’ diyelim” dedi.

Editör: TE Bilişim