** Batman’da ‘Yeni Türkiye Vizyonunda Doğu ve Güneydoğu’nun Kalkınmadaki Rolü’ çalıştayına katılan TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, önemli açıklamalarda bulundu. Meclis Başkanı Kahraman: “Türkiye’de 1950’den bu yana 17 darbe ve teşebbüsü oldu. Her darbe bir ameliyattır. Darbeler, ilerlemeyelim ve gelişmeyelim diye yapılıyor. Darbelerin Türkiye’ye yaklaşık maliyeti 381 Milyar dolar” dedi.

** Davos’tan döner dönmez Batman’daki çalıştaya katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise: “Dünya ekonomisi toparlanma içerisinde. Büyüme oranları şimdi yüzde 4 seviyesinde. Bu iyi haber ama orta ve uzun vadede ciddi riskler var” dedi.

EKONOMİNİN NABZI BATMAN’DA ATTI
Birlik Vakfı Batman Şubesi’nin ‘Yeni Türkiye Vizyonunda Doğu ve Güneydoğu’nun Kalkınmadaki Rolü’ çalıştayı Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü konferans salonunda yapıldı. Çalıştaya TBMM Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Vali Ahmet Deniz, Milletvekili Ataullah Hamidi, Ak Parti Genel Başkan Yardımcıları Ravza Kavakçı, Vedat Demiröz, Cevdet Yılmaz, Mehdi Eker, eski Enerji Bakanı Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Alacacı, Meclis İdare Amiri Ceyda Bölünmez Çankırı, Belediye Başkanvekili Ertuğ Şevket Aksoy, bölge rektörleri, bürokratları ve kalabalık bir topluluk katıldı.

ŞİMŞEK: “İNSANA VE ALTYAPIYA
YATIRIM YAPIYORUZ”
Birlik Vakfı Batman Şubesi Başkanı Hamdullah Tüzün, Belediye Başkanvekili Ertuğ Şevket Aksoy, Milletvekili Ataullah Hamidi ve Vali Ahmet Deniz’in konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, önemli açıklamalarda bulundu. Dün gece Davos’tan dönüp, Batman’daki programa katılan Şimşek: “Batman milletvekilliği döneminde de söyledim; Güneydoğu, Doğu Anadolu, önümüzdeki on yıllarda Türkiye’nin yeni büyüme motoru olma potansiyeli son derece büyük. Hükümet olarak bu potansiyeli, hayata geçirmek için insana yatırım yapıyoruz, alt yapıya yatırım yapıyoruz ve özel sektöre büyük destekler veriyoruz. Bu çalıştay da bu hedefi geliştirmeye katkıda bulunacak” dedi.

“DÜNYA EKONOMİSİ TOPARLANIYOR”
Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek: “Dün gece Davos’tan döndüm. Dünya ekonomisinin durumu tartışılıyor orada. Küresel ekonominin nereye gittiğinden söz edeceğim. Küresel ekonomi, 2008-2009’da güçlü büyüme seyrindeydi. Yaklaşık yüzde 5 hızla büyüyordu. Bu iyi bir büyüme oranı sayılır. Küresel krizle beraber yüzde 3 seviyesine düştü. Şimdi yüzde 4 seviyesinde. Bu iyi haber, yani dünya ekonomisi toparlanıyor. Bu sene de büyüme güçlü olacak. Muhtemelen gelecek sene de devam edecek diye düşünülüyor. Küresel ticarette de toparlanma var. Normalde küresel ticaretteki artış küresel büyümenin 1.5 katı kadar olabiliyor. Krizle birlikte o da yüzde 3 civarına düşmüştü, şimdi bu rakam da yüzde 4’ün üzerinde” dedi.

“KÜRESEL ENFLASYON ILIMLI”
Başbakan Yardımcısı Şimşek, şöyle devam etti: “Risk iştahı yüksek. Çünkü büyüme var. Büyüme olduğunda bizim gibi gelişmekte olan ülkelere de fon akışı pozitife dönüyor. Özellikle son 2-3 yıldır küresel fon akışında gelişmekte olan ülkelerde sıkıntılar yaşanmıştı. Tekrar olumlu bir hava var. Küresel enflasyon ılımlı seyrediyor. Dünyada enflasyon ortalama yüzde 3-3.3 civarında. Bu önemli. Çünkü bu hızlı büyümeyi sekteye uğratacak önemli bir unsur enflasyonist baskıların baş göstermesi ve bununla birlikte parasal sıkılaştırması büyümeyi olumsuz etkiler. Petrol fiyatlarında bir yükseliş var. Bu hızla devam ederse küresel ekonomi için olumsuz bir gelişme ama petrol ihraç eden ülkeler için de olumlu.”

“ORTA VE UZUN VADEDE RİSKLER VAR”
Dünya ekonomisinde korumacılık eğilimine de dikkat çeken Şimşek: “Dünya ekonomisi toparlanma içerisinde. Peki, bu durum devam eder mi? Kısa vadede eder. Orta ve uzun vadede ise dünya ekonomisi ve insanlık, çok önemli sorunlarla karşı karşıya. Dünyada korumacılık eğilimi var, reformlarda yavaşlama var, yatırımlar yavaş seyrediyor, verimlilik düşük, dünya büyük borç yükü altında. Nüfusumuz yaşlanıyor ama en önemlisi ve bütün sorunların anası gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Dünyada aşırı sağ, İslamofobi, aşırıcılığı körüklüyor. Bu durum, korumacılık eğilimlerini güçlendiriyor. Dünyada krizin aşılması için, toparlanmak için 10 Trilyon dolardan fazla para basıldı. Parasal genişlemeye gidildi. Daha önce istihdamsız büyüme vardı. Şimdi istihdamlı büyümedeyiz. Ücret artışı olmayan bir istihdam söz konusu. Bu üçüncü evre, parasal sıkıştırmanın olacağı bir evre olacak. Bu sıkışmaya hazırlıklı olmalıyız” diye konuştu.

“ENFLASYONU YENİDEN TEK
HANEYE DÜŞÜRMELİYİZ”
Türkiye ekonomisine dair açıklamalarda da bulunan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstihdamda başarılıyız. Rakamları tek haneye düşüreceğiz. Enflasyon, hükümetimiz çok başarılı bir şekilde yüzde 70’lerden 9’a kadar düşürmüştü. Yeniden tek haneye düşürmeliyiz. Enflasyonda iki-üç faktör oldu. Liradaki değer kaybı. Dolar cinsinden fiyatlar düşmesine rağmen TL değer kaybettiği için enflasyonla karşı karşıya kaldık. Cari açığımız özellikle petrol ve altın ithalatından kaynaklanıyor. Enerjide büyük bir çaba içerisindeyiz, yenilenebilir enerji konusunda hızla yol kat ediyoruz. Katma değer zincirinde yukarı çıkmalıyız, yani daha pahalı ve kaliteli hizmet üretmeliyiz. Bu da dönüp dolaşıyor beşeri sermayeye geliyor, ARGE’ye geliyor.”

“2050’DE EN GELİŞMİŞ ÜLKELER
ARASINDA OLACAĞIZ”
Konuşmasının son bölümünde ise Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları söyledi: “Partimizin ilk günlerinde olduğu gibi demokrasi ve kalkınma at başı götürecek. İleri demokratik standartlar, güçlü bir hukuk devleti, huzurun barışın, kardeşliğin hüküm olduğu bir Türkiye. O zaman Türkiye, dünyanın büyüme motoru olacak.  Dünyada 7 gelişmiş ülke var. Bir de olmayan bir kulüp var. E7 diyoruz. Gelişmekte olan, yükselen 7 ülke. Türkiye, yükselen 7 arasında. 2040 yılında Türkiye’nin de olduğu 7 ülke, gelişmiş ülkelerin iki katına çıkacak. Bu süreci dünya iyi yönetemezse tabi ki sıkıntılarla karşılaşacak. Çünkü çok derin jeopolitik bir kayma var. Güç ve ekonomi kayıyor. O nedenle hepimizin akıllı olması lazım. Bir taraftan reform, bir taraftan da birlik ve beraberlik. Jeopolitik kayma olacak, hazmedemeyeceklere karşı birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım. Eğer Türkiye bugün olduğu gibi istikrarını korur, reformcu, güçlü bir idareyle yoluna devam ederse milli gelirimiz 2016’da 1.9 Trilyon dolardı satın alma gücü paritesiyle, 2050 yılında 5.2 Trilyon dolar olacak ve dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmiş olacağız. Bunu hep birlikte başaracağız.” (Barış Arslan-Reşat Yiğiz)

Editör: TE Bilişim