Tarihten süzülüp usulca yere düşen bir yaprak gibi düştü telefon ekranıma bu fotoğraf karesi.

Batman Çağdaş Gazetesi yazarı Arif Arslan’ın gönderdiği kareye bakarken çocukluk yıllarıma gittim.

Tilmerç o zamanlar daha küçüktü.  Aşağı Mahalle biz Tikit’ler, komşularımız Batkı ve Çırpan ailelerinin oturduğu ‘Çaka Dara’ bölgesinden başlardı. 

Bir zamanlar rahmetli dedem Resul Tikit’in bir yandan fakihlik diğer yandan da hekimlik yaptığı  köy camisi aşağı mahalleyi yukarı mahalleden ayıran bir anıt gibiydi.

Aşağı mahallenin çocukları yukarı mahalledeki akrabaları ile sürekli bir rekabet içindeydi. Bir gün kavga ettiysek sonraki gün muhakkak ‘Bender’ dediğimiz, okul barakasının hemen önündeki geniş meydanda oyunlar oynardık. Çaka daranın hemen yanında bulunan gölette kaplumbağa, kurbağa yakalamaca, veya goguk oynardık. Yukarı mahalledeki kulyteynde yüzer, o zamanlar şimdiki havaalanı terminalinin yerinde duran ‘Helkemiye’ köyüne ve ‘Kanlı Dere’ye uzanan nohut, mercimek ve buğday tarlalarında kelebek peşinde koşardık.

Bazen de ‘Gıre’ Ziyaretin zirvesinden birkaç arkadaş oturup bir km ötedeki Diyarbakır caddesine bakar ‘Vegaweçiwere-Şimdi ne gelecek?’ oyunuyla bahse girerdik.

Şimdilerde yoğun bir trafiğin olduğu Diyarbakır Caddesi’nin görüş açımıza giren kısmında o zamanlar aynı anda iki araç olurdu.

Dolayısıyla gidiş geliş tek şerit olan yola ‘Gundik’ tarafından giren bir aracın, ki bu genelde bir petrol tankeri olurdu, diğer uç olan ‘Gire Bawiya’ya ulaşıp görüş açımızdan çıkması birkaç dakika sürerdi.

Neyse… Benim bu Tilmerç ve hatıralar mevzusu daha uzar gider de biz fotoğrafa dönelim isterseniz.

Nafile tabi, iyice bakınca, fotoğrafın çekildiği dönem ile bizim Batman’a taşındığımız dönem arasında en az 8-9 sene var. Dolayısıyla karedeki çocuklar ile de aramızda da yaklaşık 10 yıl yaş farkı var. Bakınca tanıyabildiğim tek kişi de doğal olarak rahmetli Hacı Cafer.

Karedekilerin gerisini hatırlayamadım; ama bulup yazabilmesi için Arif abiye destek olmam da lazım. Neyse ki köyün Tilmerç adında bir instagram sayfası var. O geldi aklıma. Kardeşim Resul, fotoğrafı sayfada paylaşınca köylüler de yorumlarıyla katkılarını sunmaya başladılar.

‘O günü dün gibi hatırlıyorum, orada ben de varım; ama hangisiyim bilmiyorum’ diye yazmış fotoğrafın altına Yusuf Tekşut.

Fotoğrafta olmadığına hayıflanmış olmalı ki ‘Biz de vardık, oradaydık ama kareye girmedik’ diye yazmış Ali Osman. 

Karedekileri tanıyıp kendisini hatırlayamayan Yusuf’a da şu sözlerle takılmış:

“En çok sen net çıkmışsın oysa ki…” Uzun boylu Rıdvan’ın hemen önünde duran açık mavi giyimli sensin işte.

Yusuf, karede kendisini bulmasına yardım eden bu eski dosta kahkaha ile cevap vermiş: “Valla helal olsun, beni benden iyi tanıyorsun!”

Öyledir eski dostlar, seni senden iyi bile tanır bazen.

Songül Kapar, artık tarih olmuş bu karenin altına “Allah Rahmet eylesin Hacı Cafer Temel de fotoğrafta, Tilmerç köyünün muhtarıydı, Ercan’ın rahmetli babası…” diye yazdı.

Vefalar Ayşe Temel Arı “Evet, Hacı Cafer Tilmerç’te çok sevilen biriydi, 2015’te vefat etti diye hatırlıyorum” sözleriyle katıldı bu hatıra sohbetine.

Rauf Cıdak “Ben de oradaydım, fotoğraf çekilirken oradaydım” sözleriyle karede olmadığına hayıflanan Tilmerçliler kervanına katıldı.

Mekanı tasvir etmek Temel Arı’ya nasip oldu: Yanılmıyorsam Ermeni mezarlığıydı. Ziyaret Tepesi, ‘Gıre Ziyarete’ dediğimiz mevkide kazı yapmıştı defineciler, sonrası zaten malumunuz, imara açıldı, bölgede bloklar yükseldi.’

Ali Osman Okan, kendisinin de bulunduğu fotoğraftakilerin çoğunu hatırlıyor gibiydi. Tarihi karedekileri tek tek saymaya çalıştı: Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun birkaç kişiyi çıkaramadım sadece, orda Devran Tenha, Enes Yoğurt, Yusuf Tekşut, İlyas Tilen, AdemTidim, Bilal Tikiz, Eser Tilen, Yusuf Tişik, Rıdvan Çarpan, Şinasi Tengiz, Yakup Çınar arkadaki uzun siyahlı Rıdvan ama soy ismini unuttum, Devran’ın yanındaki galiba Erhan Beycur, tanımadığım beyaz gömlekli, bi de ceket altına mavi giymiş küçük çocuğu da Mesut Teleke’ye benzettim.

Okan Haktan, Ali’nin yazdığı bu listeye ufak bir itiraz ekledi. Yakup’u ‘Yunus Çınar’ diye hatırlıyordu Okan. Bir de Diyarakır’lı Memo da vardı karede.

Bu yorumları okurken pek çok ismi ben de tanımış veya hatırlamış oldum. Güzel Tilmerç’i en güzel zamanlarıyla yaşamış, yaşatmaya da devam eden herkese selam olsun...

Muhabir: NEZAHAT SÜMBÜL