Çocuk ve Cezaevi kavramlarının uyuşmadığının elbette farkındayız ancak ne yazık ki ülkemizde Cezaevlerindeki çocukların sorunları ve çocukların ebeveynleri ile birlikte ceza yatmaları meselesi can acıtmaya devam ediyor.
Kaybolan, Kaçırılan ve öldürülen çocukların haberleri bu günlerde gazete manşetlerindeki istemediğimiz haberler sıralamasından ön sırada durmakta. Bu durum her vatandaşta panik ve korku yaratıyor. Yetkililerin önlem almaları, ebeveynlerin dikkat etmeleri isteniyor.
Önlem almak, dikkatli olmak iyi de ya diğer sorunlar. Yani görmek istemediğimiz, sumenin altına attığımız, halının dibine süpürdüğümüz cezaevlerindeki çocukların durumu?
Bu konuda kamuoyuyla paylaşılan iki bilgi notunun konuya dikkat çekme anlamında önemli olduğunu düşünmekteyim.
Birincisi İnsan Hakları Derneğinin 5 Mayıs tarihli basın açıklaması
İkincisi ise 6 aylık ikizler olan Lorin ve Özgür’ün cezaevine gireceklerine ilişkin açıklama.
CEZAEVİNDE ÇOCUKLAR TACİZ EDİLİYOR
İnsan Hakları Derneği cezaevlerindeki çocukların sorunlarını dile getirmek ve çocuk cezaevlerini kapatılmasını sağlamak amacı ile basın açıklaması yaptı. Açıklamada bazı kesitler şöyle; “Ceza evindeki bir çocuk daha cezaevinde uğradığı tecavüzü yetkilere anlattığı halde cezaevi yetkililerinin aldırmazlığı nedeniyle defalarca yaşamaya devam etmiş ve ancak tahliye olduktan sonra hem failler hem cezaevi yetkilileri hakkında şikayetçi olabilmiş ve ihtiyaç duyduğu tedaviye başlayabilmiştir. Cezaevi yetkilileri mahpus çocuk yaşadığı tecavüzü defalarca bildirmesine rağmen hiçbir şey yapmamıştır. Tecavüzün gerçekleştiği tuvaletlerin camını kapatan gazeteleri kaldırtmayarak tecavüzün yapılmasına göz yummuştur. En sonunda da çocuğu tek kişilik hücreye konularak cezalandırılmıştır. Koğuştaki diğer çocuklar da cinsel istismar failinden şikayetçi oldukları halde fail hakkında hiçbir şey yapılmamıştır. Adalet bakanlığı ceza ve tevkifevleri genel müdürlüğünün, Çocuk cezaevi yetkililerinin, Adana Ceyhan M tipi cezaevi yetkililerinin nasıl bir çalışma yönergeleri var ki taciz tecavüz ve mahpus çocuklara yönelik şiddet çocuk cezaevlerinin rutini haline gelebilmiştir. Nasıl bir denetleme mekanizması var ki bu kurumlarda sürekli hak ihlalleri yaşanıyor, ama hiç düzelme olmuyor.”
Evet, nasıl oluyor da bu bilgilerden ve şikâyetlerden sonra bir önlem alınamıyor? Bu durum daha evvelde ülke gündemine gelmiş ve yetkiler gerekli önlemi alacaklarını söylemişlerdi.
ALTI AYLIK LORİN VE ÖZGÜR CEZAEVİNE
Basın ve Yazarlara gönderilen diğer bir yardım çağrısı da Mülkiye Demir Kılınç adlı anneden geldi. Mezopotamya Kültür Merkezinde çalışan ve tanımadığı Erhan isimli birisine kitap sattığı için cezalandırılan kadın 6 aylık ikiz çocukları Lorin ve Özgür ile birlikte 19 Mayısta cezaevine girecek. Tabi yetkililer bir önlem almazlarsa. Konu ile ilgili bilgiyi anne Mülkiye Demir Kılınçtan aktaralım; “Bebeklerimle hapse girmeme neden olan suçum özetle şu: Çalıştığım kültür merkezinde kitap satışı yaptığım bir müşteri bu kitapları dağa götürecekken yakalanmış! Açıklayayım: Erhan isimli bir müşteri Mezopotamya Kültür Merkezine gelip benden birkaç kitap aldı. İstediği kitaplardan bir kısmı ise tükenmişti, bana telefon numarasını bırakıp gitti, tamamlayınca haber vereyim diye. Öyle de yaptım, geldi, Elif Şafak’ın, Nazım Hikmet'in, Michel Foucault'un, Şükrü Erbaş'ın ve Ahmet Telli gibi yazarların kitaplarını aldı, parasını ödeyip gitti. Sonra ne olduysa, Erhan'ın, gözaltında hangi koşullarda ifade verdiğini bilmiyorum, özetle kitapları dağa (PKK’ya) götüreceğini, benim de bu durumu bilerek kendisine kitap verdiğimi söylemiş. Şu anda ortada, Erhan’ın emniyette verdiği ve dört gün sonra da savcılıkta değiştirdiği o ifadesi dışında tek bir kanıt yok. Erhan beni tanımadığını defalarca kez dile getirdi ama bu benim bebeklerimle hapse girmeme engel olamıyor maalesef. Tek yapabileceğimiz, daha çok kamuoyu yaratıp bu konuyu yetkililerin gündemine taşımak.”
Bu ülkede kitap satmanın suç olmadığını herkes biliyor. Kitap okumanın da kişiye göre suç teşkil etmesi mümkün değil. İster dağda ister bayırda ister ovada kim kitap okuyacaksa okur. Suç işlediği veya işleyeceği veya suçlu olduğu için kitap okuması yasaklanan kaç kişi tanıyorsunuz? Bizim bildiğimiz insanlar ıslah olsunlar diye kitap okumaya teşvik edilir. Bizde ise bırakın kitap okumayı, sattığı için ceza alan insanlar bulunuyorsa ve bu suçtan(!) dolayı 6 aylık bebekler cezaevini boylayacaksa bir terslik var. Adalet Bakanlığı yetkililerinin bir önlem alacaklarını umuyor ve konuya takip etmeye devam edeceğimiz belirtiyoruz.