Biz gazeteciler bir kente gittiğimizde en çok 24 saat içinde o yörenin en sözü sohbeti hoş, bilge, saygın, sevecen ve muzip insanlarını buluruz. Bunun için çok fazla çaba harcamaya da gerek yoktur:

 

Sadece gazetenizdeki masanızdan kalkıp, ülkenizin sınırları içinde bulunan o yerleşimlere gitmeniz yeterlidir! Onlar gelip sizi bulur!

 

Bu sefer de öyle oldu. İZTV’nin ilk ve tek kadın kameramanı Burcu Camcıoğlu ile Sason’a doğru yola çıkarken, bize yön gösterecek, aradığımız insanlara, tırmanacağımız dağlara ulaştıracak kontaklarımızla temasa geçmiştik bile…

 

Mesleğini Sason’da yapmak için memleketine dönen öğretmen Behçet Çiftçi ile Batman’da Çağdaş Gazetesi ofisinde buluşuyoruz. Tam sözleştiğimiz saatte. Sonra hemen Sason’a doğru yola koyuluyoruz.

 

Behçet Hoca sakin konuşması bilgi dolu cümleleri ve sağlam bağlantılarıyla ilk andan itibaren güven hissi yaratıyor:

 

-Doğru insanı bulduk bile! diyoruz içimizden…

 

Batman-Sason arasında ilerlerken kısa bir Kozluk kaçamağı yapıp, Malabadi Köprüsü’ne iniyoruz. Köprünün restore edilmiş halini ilk kez görüyorum. On iki yıl önce 33 yaşındaki en genç Batman Valisi Efkan Ala ile gelmiştim buraya… Onu tanıdığımda bürokrasinin geleceği açısından nasıl da umutlanmıştım! Siyasetçi olana kadar da yanıltmadı kimseyi!

 

Diyarbakır-Kozluk / Batman-Sason tabelaları önünde genç arkadaşım Burcu’nun hatıra fotoğraflarını çekiyorum. O da hemen sosyal medyadan arkadaşlarıyla paylaşıyor.

 

Anında tepkiler yağıyor:

 

-Kızım senin oralarda ne işin var? Deli misin? Aklını mı kaçırdın? Çabuk dön geri!

 

Halbuki bizim önümüzde tanışacağımız o kadar çok güzellik ve güzel insanlar var ki… Elbette devam ediyoruz. Sason’a gelmeden Kaplıca sapağında 1985 doğumlu genç bir eczacı olan Deniz Durgun ile tanışıyoruz. Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirip memleketine dönmüş, Behçet Öğretmen gibi… Birlikte Pırekurte Köprüsüne gidiyoruz. Kendisi doğmadan 70 yıl önce burada yaşananları gayet iyi biliyor. Kitaplarda bulunmayan detayları anlatıyor. Dedesinden, büyükannesinden masal gibi dinlemiş daha minik bir çocukken. Şimdi suyun altında kalan taş köprüden çaya atılan Ermenileri çığlıklarını onun cümleleri arısından duyabiliyoruz.

 

Nasıl olabilir?

 

Basit bir sebebi var: GENETİK VİCDAN!.. Bütün bir halk katillerden ibaret olamaz. Vicdanlı insanların torunları da vicdanlı olabilir pek ala… Yani genetik yapıları içinde vicdan da yer alabilir!

 

Tıpkı genç eczacı deniz gibi…

 

Kanlı köprüyü baraj suları altında bırakıp, bilgilerini yanımıza alarak ilerliyoruz. Akşam olmadan Sason’a varıyoruz. Doğru dürüst bir oteli olmadığı için konuklarına VIP hizmeti verdiği kabul edilen, Öğretmen Evi’ne geliyoruz. Resepsiyonda görevli Devrim Akın kibarlığı, içtenliği, pratikliğiyle binanın bütün fiziki eksikliklerini gideriyor.

 

Behçet Çiftçi ertesi gün bizimle olamayacak. O yüzden Sason’un dağlarını, bağlarını, ağaçlarını, meyvelerini,  köylerini, köylülerini herkesten iyi bilen biri olarak takdim ettiği Fahrettin Yıldız’a emanet ediyor bizi…

 

Fahrettin Yıldız kesintisiz 17 yıl Vekil Öğretmen olarak Sason’un bütün köylerinde çalıştığından köylüler arasında saygı-sevgi açısından tarifi mümkün olmayan üst düzey bir mevkie sahip bulunuyor. Bunu yaşarak öğreneceğiz.

 

Ama o bizi önce Sason’un yeni Belediye Başkanı Cuma Uçar’a götürüyor. Cuma Başkan’ın Sason’da belediye başkanlığına talip olması pek anlaşılır gibi değil. Çünkü İstanbul’da dokuz şirketi bünyesinde toplayan Uçar Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı… O da daha önce tanıştığımız, Eczacı Deniz, öğretmen Behçet gibi sahici bir Sasonlu olmasıyla açıklanabilir bir durumu yaşıyor: Sason’u ve Sasonluları seviyor!

 

Kendisinden istediğimiz bir şey var ise lütfen iletmemizi istiyor. Biz de çıkılması zor parkur olan  Güneydoğu Anadolu’nun en yüksek zirvesine sahip (2983 m) Mereto Dağı için donanımlı bir araç ve çok iyi bir sürücüye ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Başkan “tamam” diyor. Gerisini Fahrettin Yıldız kardeşim halledecek…

 

 

 

Yarın: Dağların doruklarında yaşayanlar

Editör: TE Bilişim