Ramazan Pilatin

Ülkeler yerleşim alanları olarak bir birlerine aynı mesafe uzaklıktalar. 
*
Tek farkla (!) 
*
Teknoloji onları bir birlerine yaklaştırdı. O kadar ki dünya artık bir bilgisayar sığabiliyor. 
Bu nedenle ilişkiler daha hassas hale geldi. Anlaşmalar veya anlaşmazlıklar duygusal kararlar vererek gerçekleşmiyor. 
*
Bir birine diş bileyen ülkeler bile çıkarlarının aksamaması için ekonomik veya politik ilişkilerini ellerinden geldiği kadar ince eleyip sık dokuyarak karar veriyorlar. 
*
Eskiden dünyayı idare eden iki süper güç vardı. Güçlerini savaştırmayı değişik bir yöntem sürdürdüler.( Soğuk savaş) Seksenli yıllarda Doğu blokunun çöküşü ve SSCB dağılması ile dünyadaki güç dengeleri farklılaştı. Amerika dünyanın süper gücünü eline alırken Rusya,Çin,Avrupa birliği de yeni dönemde kendinden söz ettirecek gibi görünüyor. 
*
Güç dengesi bu ülkelerin çevresinde yer alarak yeni dünya düzeninin gerçekleştirecek. Ekonomik yapılanmada da belirli bölgeler oluştu. Asya birliği,Uzak doğudaki ülkelerde birleşerek ekonomik birliklerini oluşturdular,.
*
Yaşadığımız ülkede Güvenlik konusunda NATO ve Birleşmiş Milletlere üye olundu. Amaç ; O dönemde kominizimin yayılmasını önlemek maksadıyla idi. Ekonomik yönden de Avrupa Topluluğuna üyeliği için başvurusunda bulunarak süreci başlatmışlardı, 
*
Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra seçim ile iş başına gelen iktidarlara her on yılda bir Silahlı Kuvvetler tarafından darbe yapılarak yönetime el kondu. Her darbe sonrasında yeni anayasa yapıldı. Bir kaç yıl sonra tekrar demokrasiye dönüldü. 1960 yılından başlayarak 12 Eylül 1980 yılına eşit aralıklarla ard ardı ardına üç defa darbe gerçekleştirildi.
*
1980 yılındaki darbeden 36 yıl sonra bir darbe girişimi ile tekerrür etti. Daha önceki darbelerin Amerika ve NATO tarafından gerçekleştirildiği açıklanırdı. 
*
15 Temmuz 2016 günü girişilen darbenin Gülen cemaati (Fetöcü) gurubun Silahlı Kuvvetlerdeki destekçileri tarafından gerçekleştirildiği söylendi.
*
Yaşananların ardından Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan'ın açıklamasına bakalım. Olay sonrasında Amerika Başkanı Omaba’ya hitaben Fethullah Gülen’in Türkiye'ye iade edilmesi talebinde bulundu. Amerika ile müttefik olmaları sebebi ile bu çağrıya olumlu yanıt vermeleri gerektiğini vurguluyor. 
*
Ardından Cumhurbaşkanı, CNN Amerika televizyonuna bir açıklamada bulundu. Amerika Başkanı Obama'dan, Gülen’in ülkeye iade edilmesi talebini tekrarladı. 
*
Darbe girişimi sırasında 250 sivil insan hayatını kaybetti. Ölenlerin yakınları olaya sebebiyet verenlerin idam ile cezalandırmalarını talep ile iktidara baskı yaptıklarını söyledi. Mağdur yakınlarının; 
*
"Onları idam etmeyip besleyelim mi? " Serzenişleri bizi buna zorluyor.demişti. İdam cezasının tekrar uygulanması için mecliste oylanması sonrasında idam suçu işleyenlerin bu cezayı aldıkları taktirde infazın yolunu açan kanun değişikliği önüne gelecek onaylayacağını belirtiyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yıllardır Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne üye olarak alınmasının bu meselenin gündeme getirmemize neden oldu izahatında bulunmuştu. 
*
Fethullah Gülen’in teslim edilmesi ile ilgili talep Amerika Dışişleri Bakanı tarafından yanıtlandı. Şu ana kadar söz konusu kişi hakkında bir somut suç delilerini içeren bir dosya ile müracaat edilmediği yanıtını veriyordu. Somut delillerin bulunduğu dosya ile başvuruda bulunulduğu andan itibaren gerekli incelemeler yapılacaktır denmişti. . 
*
Merak edilen önemli nokta; 12 yıl boyunca birlikte uyum içinde iktidara destek veren Fethullah Gülen'in iktidar ile arasındaki anlaşmazlığın somut belgesi olarak neler gösterilecek. Bu anlaşmazlığın nedeni bütün vatandaşlar da merak etmektedir. 
*
Darbecilere İncirlik hava alanındaki bazı birimlerden darbe girişimlerine bulunanlara destek verildiği başka bir gerginlik nedeniydi. Sırf bu sebepten olsa dahi NATO’dan ayrılma seçenekleri arasında olduğunun açıklanması çarpıcıydı. 
*
Avrupa topluluğunun İdam cezasının tekrar geri getirilmesi konusunda onama kararına tepki gecikmedi. Bu konuda bazı liderlerin açıklamaları durumun önemine işaret ediyordu. 
*
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, "AB (Avrupa Birliği) ile ilişkilerini sürdürmek isteyen bir ülke idam cezasını getiremez" uyarısı yaptı.
*
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini,"İdam cezasının geri getirilmesi Türkiye'nin AB ile müzakerelerini noktalandırır" diyor.
*
İki karar da muhatap ülkelerin sözlü ifadeleri sebebiyle gerginliği artırıcı mahiyette taşınmamalıdır. Bu tarz davranışların sıkıntısını bir kaç hafta öncesine kadar Rusya ve İsrail ile olan ilişkilerin askıya alınmasa sırasında yaşadık. 
*
Söz konusu bu ülkelerin geçen süre içinde restleşmeler ülkelerinin ekonomik kayıplarına neden oldu. Bu durum sebebi ile sorunun bitirilmesi için gerekli çabalar başlatıldı. Bugün bu ülkeler ile ilişkiler mükemmel seviyede olmasa da sorun bitmiş görünüyor. 
*
Mısır ile de bazı nedenlerle sıkıntı yaşanmaktadır. Aradaki gerginliğin bitirilmesi için arabulucu olarak TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve oda üyeleri birlikte Mısır’a gidiyor. 
*
Dış ülkeler ile olan ilişkilerimizi duygularımızın etkisinde kalarak bitirme alışkanlığına son verilmelidir. Bunun zararını ülkedeki vatandaşlara yaşatmaya iktidarların hakkı yoktur. Bunun en bariz örneğini Rusya ile yaşadığımız anlaşmazlıkta yaşayarak gördük. Aylar sonra yoğun çabalar sonunda anlaşma yapıldı. Bu süre içinde Turizmci ve yaş-sebze ihracatçısı kriz yaşadı.
*
Bundan ders alarak tutum almamız gerekir. Şu anda NATO’dan ayrılmak veya İdamın tekrar uygulamaya konması ile yaşanacaklar en ince ayrıntısına kadar gözden geçirilmelidir. Olayın sonrasında yaşayacaklarımız pişmanlıkla geri adım atmak ülkelerin güvenirliğine gölge düşürür. 
*
Yurt dışındaki bu gelişmeleri kontrol altında tutmak yeterli değildir. Ülkenin içinde yaşanan huzursuzlukların giderilmesi de en az dış ilişkileri gösterilen hassasiyetle ele alınmalıdır. Ülkenin önündeki çözümü şart meseleler iktidarlar tarafından mecliste çözümü konusundaki red edici tutumun devam ettirmesi halinde sorunlar bitmeyecektir. 
*
Bir musibet bin nasihatten iyidir. Sözlerinin doğruluğunu tartışmaya gerek yok. Bugünün iktidarda bulunan Başbakan ve Meclis’te bulunan muhalefet liderleri bir araya gelerek, şu ana kadar olan yanlış uygulamaları masaya yatırarak doğru olanları ile değiştirerek uygulama kararı almalıdırlar. Kaosa neden olacak her girişimde, ısrardan vazgeçmelidir. 
*
Avrupa üyeliğinin başlaması sırasında İnsan hakları ile ilgili kriterlerin maddelerini kabul edilerek uyguladığımız kanunlara eklenmesi yasallaşması o demenin iktidarları tarafından "Biz bu maddeleri Avrupa birliği dayattığı için değil, halkımızın bunu hak ettiğine inandığımız için kabul ediyoruz" şeklinde izah edilmişti. 
İdamın yasak olmaktan çıkarılarak tekrar uygulanması ile ülke neleri kaybeder neleri kazanır hesabını iyi yapmalıdır.
*
NATO’dan çıkmak ile bölgede bağımsız bir siyaset uygulanacağına inanılıyorsa bunun için zaman ve zeminin uygun olduğu konusunda tereddüde mahal bırakmayacak kadar emin olunmalıdır. Bu karar ile kazanılacak ve kaybedilecekler hassas bir terazide ölçü alır gibi objektif yapılmalıdır.
*
Bu ülke vatandaşları artık kaos istemiyor. Partiler de iktidara geldikleri zaman huzur ve istikrar getirecekleri konusunda söz vererek vatandaştan oy isteyerek iktidar oluyorlarsa; verilen sözler yerine getirilmelidir.
*
Bugünkü manzara bunları göstermiyor. Binlerce insanın işinden edilmiş olması ailelerinin de cezalandırılması anlamına gelir. Bu sıkıntıyı onlar da yaşayacak. İşinden olan insanların çocukları büyüdüğü zaman yaşadıklarını asla unutmayacak şekilde hafızasına kazıyacak. 
*
Cezaevlerinin kapasitesinin üstünde doluluk yaşandığı görülmelidir. Ülkenin en önemli sorunları günün şartlarına göre masaya yatırmalıdır. Farklı inanç ve düşüncedeki topluluklarla anlaşma yolları zorlanmalıdır. Geçmişteki hatalar da gerçekçi eleştiriler yapılarak sorunlar çözülmelidir. Bunun için boşa geçen her saniye kayıptır. Ülkenin ne bu kadar fazla zamanı ne de kaybedecek bir vatandaşına tahammülü yoktur. Silahla çözüm seçeneğini dayatarak silaha ve kurşuna harcanan paralar halkın refahı için harcanmalıdır. 
*
Kaos ve huzursuzluk yerini her bakımdan istikrarlı sürecin yaşanacağı bir ülkenin inşa edileceği mücadeleyi başlatmalıyız.

 

Editör: TE Bilişim