**Soğuk havaların iyice yüzünü gösterdiği Batman’da uzmanlar, beslenmeye dikkat çekti. Yeşil yapraklı sebzelere ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Pelda Tüzün; “Kış aylarında sağlığın ve vücut direncinin korunması için beslenmeye dikkat etmek gerekiyor” dedi.

** Kış aylarında su tüketiminin önemine de dikkat çeken Tüzün; “Kışın dikkat edilmeyen önemli bir konu da su tüketimidir. Günde 2-2.5 litre su tüketmek, hem kilo kontrolü için hem de yaşam faaliyetleri için çok önemlidir. Suyun tek başına tüketilmesi alışkanlık haline getirilmeli” diye konuştu.

“HAREKETSİZİLİK VE AZ SU İÇME CİDDİ PROBLEM”
Batman Belediyesi Sağlık Merkezinde görev yapan Diyetisyen Pelda Tüzün, kış mevsimiyle birlikte beslenme alışkanlıklarının önemini anlattı. Kış mevsiminin en ciddi probleminin hareketsizlik olduğuna değinen Tüzün; “Akşam süresinin uzun olması ve yemek sonraları yürüyüş yapmamamız kilo alımlarına ve sağlık problemlerine neden olabilir. Havaların soğumasıyla birlikte vücut yağ depolamaya daha meyilli hale geliyor. Aynı beslenme programında devam etseniz bile soğuğa karşı bir savunma mekanizması olarak vücut yağ depolar. Bir de üzerine hareketsizlik ekleniyor. Bununla birlikte bir diğer sorunumuz da havalar soğudukça su ihtiyacımızın azaldığını düşünüyoruz. İçme gereksinimi duymuyoruz. Susama, su içme zamanın geldiği anlamına gelmiyor. Susama anı artık vücudun dayanamadığı noktadır. Susamadan su içmemiz gerekiyor. Kışın yaz aylarına göre çok daha az sıvı alıyoruz. Bu da metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Yetişkin bir bireyin günlük 2-2.5 litre yani 12-15 bardak kadar su tüketilmesi gerekiyor” dedi.

“KIŞTA VÜCUT YAĞ DEPOLAMAYA MEYİLLİ”
Kış aylarında yağlı ve şekerli ürünler tüketilerek vücudun yağ almaya daha meyilli hale getirildiğinin altını da çizen Tüzün, şöyle devam etti; “Özellikle et porsiyonlarında gün içerisinde tüketilmesini öneriyoruz. Akşam daha hafif yiyecekler tercih edilmeli. Çünkü gün içerisinde metabolizma daha hızlıdır. Kışın bağışıklığımızı da güçlü tutmamız gerekiyor. Bunun en iyi kaynağı, E ve C vitaminleridir. Portakalın zamanı artık geldi. Portakal tüketelim. C vitamini kaynağı, ananas ve kivi bu tarz meyveleri de günlük diyetimiz de bulundurmamız lazım.  E vitaminini yeşil yapraklı sebzelerden ve kuru yemişlerden sağlayabiliriz. Günlük porsiyona dikkat ederek bunları da tüketmemiz lazım. Kuru meyvelerle birlikte 2-3 adet fındık ve cevizle çay saatimizi geçirmeliyiz. Kışın mandalina ve portakala çok ilgi gösteriyoruz ama C vitamini depolanan bir vitamin değil. Vücut fazlasını atar. İki tane portakal yersiniz, vücut bir tanesinin besin öğelerini alır, ikincisini yağ yapar depolar. Çünkü kalorisi şekerdir. Kaloriye de dikkat etmemiz gerekiyor. Bir günde 5-6 tane portakal yiyemezsiniz.”

“6 ÖĞÜN YEMEK ÖNERİYORUZ”
Beslenmede ara öğüne işaret eden Tüzün: “Biz günde 3 ana 3 ara olmak üzere 6 öğün yemek öneriyoruz. Mesela öğlen yemeğinizi yedikten sonra 2-2.5 saat sonra ara öğün olarak bir meyve yerseniz böylelikle kan şekeriniz dengelenir.  Haftanın en az 3 günü fiziksel aktivite gerekiyor. Günde 40-45 dakika spor yapılırsa kış mevsimi daha rahat geçer. İnsanlarda genelde yazın başlangıcında kilo tedirginliği başlıyor. Ama vücuda bu şekilde yüklenmek doğru değildir. Dengesiz diyetler de metabolizmayı ciddi anlamda bozar. Kışın çok yiyip, yazın birden kesmek şok diyetleriyle değil, doğru bir beslenme alışkanlığı, her şeyi kararında tüketmek lazım. Sağlıklı olarak nitelendirdiğimiz yiyeceklerin fazlasını bile karaciğer yağ yaparak depolar” diye konuştu.

“YEŞİL YAPRAKLI BİTKİLER TÜKETİN”
Kış mevsimindeki ürünlerin tüketilmesi gerektiğini de hatırlatan Diyetisyen Tüzün, sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle bu ayın kış sebzeleri pek sevilmez. Kereviz ve ıspanak gibi. Ailelere çocuklar için önerimiz, bu yemeklerin sunumuna önem versinler. Bizim coğrafyanın insanı pek sebze sevmez. Bu yüzden görsele önem verilmeli. Özellikle yeşil yapraklılar tüketilmeli. Üzüm ve elma gibi yaz meyvelerini bir kenara bırakalım.  Kahvaltı da artık domates ve salatalığın zamanı geçti. Bunun yerine roka, maydanoz ve dere otu gibi yeşil yapraklı bitkiler tüketilmeli. Bitki çaylarını da kontrollü tüketilmesi gerekiyor. Özellikle zayıflama çayı adı altında çok enteresan karışımlar kullanılıyor. Uzun vadede bunlar bağırsak florasını bozuyor. Dolayısıyla bu ürünleri kullanmadığınız zaman bağırsaklar çalışmıyor. Kış çaylarını, kuş burnu, ekinezya ve yeşil çay gibi ürünlerden yana günde 2 fincan kullanalım.” (Bahar Çakar)

Editör: TE Bilişim