Arif Arslan’ın yazı dizisi 4

*Garzan çayı yatağında Keldani, Ermeni, Ezidi ve Süryani’lere ait höyükler, barajın tamamlanmasıyla kaybolacak.

ASMADERE (HOPİ) HÖYÜĞÜ

Arkeolog Algaze, Ilısu barajının yutacağı höyük ve eski yerleşim birimlerini belgelemiş. İşte o belgelenen birkaç önemli höyük daha…

Garzan çayına burun yapan konglomera kayalığın üstünde. Güneybatı, kısmen batı ve güneyde yeryüzüne çıkan büyük kayalar bir anlamda höyüğü sınırlıyor: Esas yerleşme konglomera kayalığın güneydoğu ve doğu yamacında. Garzan Çayı ile köy arasında geniş pamuk tarlaları uzanıyor. Köyün güneydoğusundaki çöplük olarak kullanılan ve kerpiç çekilen kesimde taş temel dikkat çekiyor. Temelin üzerinde ve çevresinde taşla karışık kerpiç (yanmamış) bir dolgu gözüküyor.

Büyük olasılıkla eski yerleşme Güneydoğu’da ve sırtına doğal kayalığı dayamış. Daha geç dönem yerleşmesi zamanla yükselmiş dolgunun üstünden kuzey ve batıya yayılmış. Güneydoğu’daki kesitin, kilitlenmiş daha eski tabakalar olması nedeniyle temizlenerek kazılmasında yarar var. Çanak çömlek verilerine göre höyükte Orta çağ dönemi tespit edildi.

HOPİ XIRBE HÖYÜĞÜ

Garzan Çayı’nın yaklaşık 200 metre kuzeyindeki Hopi Xırbe höyüğü, tarla olarak kullanılıyor. Tarla sürümü sırasında sökülen taşlar toplanarak öbeklenmiş. Kesmetaş yok. Çanak parçası az ve dağınık.

Hopi Xırbe, eski bir Ermeni köyü. Pamuk ekimi nedeniyle yakın zamanda yok olacaktır. Tarlada daha eski dönemler de olabilir. Yüzeyde ortaçağ çanak çömleğine rastlanıldı.

GRE ŞAGA HÖYÜĞÜ…

Gre Şaga büyük bir höyük. Asmadere köyüne yakın höyüğün bulunduğu

tepenin üstü düz. Buradaki dağınık taşlar bir köy olduğunu gösteriyor. Tepenin batısı dik, güneye teraslar şeklinde iniyor. Üç teras oldukça belirgin ve dağınık taşlarla kaplı. Tepenin önünde tarlalar uzanıyor. Doğal aşınma dışında tahribat yok.

Ovanın en büyük ve çok dönemli yerleşmesidir. Görüş sahası çok geniş.

YEŞİLOBA HÖYÜĞÜ…

Yeşiloba-Asmadere köy yolunun 600 metre uzaklıktaki höyüğün bulunduğu alan alüvyal dolgulu bir alanın ismi. Pamuk tarlasına dönüştürülen höyük alanı sulama arığının içinde. Höyükte kesme taşlar ve döşeme taşları dikkat çekiyor. Yüzeyde bir şey yok. Yerleşmenin yayılım alanı ve dolgu kalınlığını yüzeyden saptamak imkansız.

Karataş’tan Kani Mara’ya giden eski kervan yolundaki Yeşiloba höyüğünde, çakmaktaşı ve değişik dönemlere ait çanak parçaları dikkat çekiyor.

HOLİKE-DERDEVİN HÖYÜĞÜ…

Kayalığa oyulmuş Holike-Derdevin kaya evleri güneybatıya dönük. Köyün, 40-45 yıl öncesine kadar oturdukları, kuzeydeki yamaçlarda kayalıkların içine oydukları mekânların içleri kayalıkların yer yer çökmesi sonucu yarı yarıya dolmuş. Mekanların içinde bölme ve ocak var. Mekânlar müstakil, aralarında geçitler yok. Mekanların dışında ve yakın çevrelerinde herhangi bir düzenleme yok, ya da yamaç eğiminden ötürü zamanla bozulmuş. Hasankeyf’in arkasındaki vadideki taşa oyulmuş mahalle kadar özenli, ayrıntılı bir mekân ve çevre düzenlemesi görülmemekte. Sanki bir süre saklanma amaçlı kullanılmış gibi.

Köylülerden alınan bilgiye göre, köy eskiden Ermenilere aitmiş. Eski ismi ‘Der devin’i de bugün hiç iz kalmamış, köy adını kiliseden almıştır. Yöre halkı bu adı kullanmakla birlikte, köyün bugünkü sakinleri de eski yerleşim birimine ‘Holike mevkii’ adını veriyor. Bugünkü köy halkı bu yörede kışlayan göçerlermiş, Ermeniler köyü terk ettikten sonra köy göçerlere kalmış.

HRİSTİYANA AİT TÜRBE…

Arkeolog Algaze, Garzan çayı yatağındaki önemli höyüklerinden biri olarak dikkat çektiği Palihabani mevkiindeki türbeye de dikkat çekiyor;

Sülo tepesinin üstündeki kireçtaşı kayalık alandaki taşların bazıları, özellikle dikilmiş ‘dikilitaş’ gibi duruyor. Bozulmuş 1 metre yüksekliğinde duvarla çevrili

4.50 m çapında taşlık bir alan (türbe?) var. İki yanında birer yabani fıstık ağacı dikili. Türbenin çevresindeki taş öbekleri, olasılıkla mezarlara ait (Şeyh Cemalettin türbesi) Kaçak kazılar, mezar ve çevresini tahrip etmiş. Yeşiloba köyü sakinlerinin anlattıklarına göre: türbe bir Hristiyan’a aitmiş, esas mezarın dışında da kutsal bir iş uğruna şehit düşmüş biri yatıyormuş.

ZİVİNK HIRBE HÖYÜĞÜ

Zivink Hırbe höyüğü, Garzan Çayı’na burun yapan alçak bir tepenin üstünde. Batıda Kutik deresi. Garzan Çayı’nın diğer yakasındaki Tepecik köyünün tam karşısında yer alıyor. Alan bugün tarla olarak kullanılıyor. Yoğun tarım ve taş sökümü nedeniyle bozulmuş, kesin sınırlarını saptamak çok zor. Çanak az ve dağınık. Büyük olasılıkla, 20. yüz yıl başına ait bir mezradır.

IŞIKVEREN HÖYÜĞÜ…

Işıkveren höyüğü, Garzan çayı kıyısındaki ‘Gre Amer’ höyüğünün 650 metre kuzeybatısına düşüyor. Arkeolog Algaze, Işıkveren höyüğünün tarihi şöyle özetliyor;

Doğusunda Pederman deresi, batısında Pederman sırtına kurulan bu tarihi höyüğün bulunduğu tepenin üstünde bozulmuş duvarlar ve diziler ile dağınık taşlar var. Doğanın tahribine açık. Uzun bir süre önce terkedilmiş bir köy. Dönemi belirsiz. Çakıl dolgusu içindeki üç tane çakmaktaşı yonga olasılıkla taşınmış. Çanak yok.”

Editör: TE Bilişim