**Darbe girişimi sırasında 12 saat süreyle rehin tutulan Batman İl Jandarma Alay Komutanı Albay Hüseyin Topuz, makamına ‘geçmiş olsun’ ziyaretine gelenlere başından geçenleri anlattı.

** Albay Topuz; “Bu kadar rahat, mücadele ettirmeden komutanı teslim almanın sebebi yanındaki adamdır. En çok güvendiğim ve ödüllendirilmesini istediğim adam bana silah çekti” diye konuştu.

“OLUP BİTENLER KIŞLADA SONLANDI”
Batman İl Jandarma Alay Komutanı Albay Hüseyin Topuz, 12 saat rehin kaldıktan sonra başından geçenleri ziyaretine gelen köy muhtarlarına anlattı. Kafasına silah dayayan Terörle Mücadele Kısım Amiri üsteğmen Alpaslan Tuna’nın en çok güvendiği adam olduğunu ifade eden Albay Topuz, darbe girişimi sırasında rehin kaldığı anları ziyaretine gelenlere anlattı. Kışla’daki makamında başından geçenleri ‘geçmiş olsun’ ziyaretine gelenlerle paylaşan Albay Topuz, öncelikle kışlada olayın sonlanmasından duyduğu sevince de dikkat çekti. Albay Topuz; “Yokluğumda bunun büyük olaylara dönüşmesine engel olan personelime teşekkür ediyorum. Bunlar devletin kendilerine verdiği silahı, milletine karşı kullanmayacağını bilen insanlar, bunun idrakinde olan insanlar” dedi.

“ÇOK ACİL DEDİLER,
EVİME GELDİLER”
Kendisini rehin alan TEM Kısım Amiri Üsteğmen Alpaslan Tuna, Jandarma Binbaşı İstihbarat Şube Başkanı Cihanhan Efe, Jandarma Kurmay Binbaşı Adnan Ergün, Jandarma Kurmay Binbaşı Necip Nefesoğlu ve Jandarma Kurmay Binbaşı Hasan Ali Gider’in ‘çok acil’ diye evine geldiklerini belirten Albay Topuz; “Evimin kapısı çalındı. Batman’da havalar çok sıcak olduğu için malum kıyafetim uygun olmadığı için kapıyı araladım. Kurmay Başkanına vekalet eden Binbaşıyı gördüm. Tabi burası terör bölgesi. Bana ‘Komutanım, çok önemli, çok acil’ deyince ben de terörle ilgili bir şey zannediyordum. Renkleri, benizleri zaten solgun, terörle ilgili bir şey mi var, biri mi kaçırıldı? Allah korusun, Vali beyi mi esir aldılar, Bombalı araç mı var veya birileri birilerinin elinde rehin mi diye düşündüm. Hele üzerimi giyineyim dedim. ‘Hayır, yok komutanım çok acil’ dedi. Baktım arkasında dört tane adam. Hepsi de Kurmay Binbaşı rütbesinde. ‘Tamam’ dedim. Kapıyı kapattılar. ‘Silahlı kuvvetler yönetime el koydu. Sizi gözaltına alıp tutukluyoruz’ dediler. Bir baktım silahlar ellerinde. Onlara emriniz nerede, mesaj nerede? ‘Birazdan getireceğiz’ dediler, öyle rehin alındım” dedi.





“HİÇBİR TALİMAT YERİNE GETİRİLMİYOR”
Jandarma Bölge Komutanı izin de olduğunu hatırlatan Albay Topuz, şöyle konuştu; “Bölge Komutanımız İstanbul’da izinde.  Olaylardan haberdar oluyor. Burayı arıyor, ona da ‘Kolordu’ya, Diyarbakır’a gitti’ diyorlar. Bölge Komutanımız Kolordu’yu arayarak  ‘Alay Komutanını çağırmışsınız’ diye soruyor. Kendisi de öyle bir şey yok diyor. İşte o zaman anlıyor. Ya aldılar, bir yerde tutuyorlar ya da öldürdüler veya elini kolunu bağlayıp talimatla Ankara’ya götürüyorlar diye düşünüyor. Sonra Bölge Komutanı sürekli emirler yağdırıyor buraya. Hiç kimse normal komuta sil silesi dışında hareket etmeyecek. Mesaj gelmiş diyorlar. Mesajın altında kimin imzası var diyor. ‘Fatih’ isminde birinin ismi var deniliyor. O da ‘kesinlikle bu paralel bir kalkışmadır’ diyor.  Arkadaşları ikna ediyor. Burada da arkadaşlar verilen hiçbir talimatı yerine getirmiyorlar. Dolayısıyla bunlar belli bir süreden sonra başarısız olacaklarını anlayınca kaçıyorlar. Bunlardan üç kişi kaçıyor. Diyarbakır istikametine kaçtıkları düşünülerek Emniyet ve Jandarma devreye girerek yolda yakalanıyorlar.”



“KIŞLADA ÇATIŞMA OLURDU”
Albay Topuz, şöyle devam etti; “Bunların milletin meclisini bombalayacak kadar vicdanlarını satmış, beyinlerini satmış olduklarını bildiğimiz için bunların hiçbirinin sözüne itibar etmedik. Çok şükür Batman’da herhangi bir kalkışmanın olmasına müsaade etmeden, en azından kardeş kanı dökülmeden olayların burada kışla içerisinde sonlanmasına vesile oldular. Ama şundan çok emin olun; Burada olaylar biraz daha ileri götürülseydi, kışla içerisinde çatışma olurdu. Buradan kimse çıkmazdı. Personelimiz o hainlerle kışla içerisinde ya çatışırlardı, ya şehit olurlardı. Ya da kışla içinden asker çıkarılmazdı. Ben personelime bu açıdan çok güveniyorum.”





“HERKES RAHATLADI”
Darbe girişimi akşamında kışla’da saat 19.00’dan sonra 12 saat rehin kalan Albay Topuz, rehin alınmanın sonrasında emir komutanın tekrar kendisine geçmesiyle herkesin rahatladığını belirtti. Albay Topuz; “Başta Valimiz, Emniyet Müdürümüz ve Başsavcımız olmak üzere tüm Batmanlılar rahatladı. O anda artık insan kendini değil de milletini düşünüyor. Bana ne olacaksa olsun diyorsunuz. Ama kardeş kanı akması, daha kötüleri çevremizde yaşandığı için, bunun çok çok kanlı olacağını düşünüyorsunuz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı ile yetiştirilmiş adamın kendisine verilmiş silahı milletine doğrultacağı bunun çok ağır sonuçlanacağını düşüyorsunuz. Kendiniz değil, daha çok milleti düşünüyorsunuz. Ama insanın ölecekse de onuru ile şerefiyle ölmesi gerektiğini, bunun için de hiç bir şekilde taviz verilmeyeceğini, onlara karşı dik durması   gerektiğinizi düşünüyorsunuz, o yüzden kendinizi ona göre motive ediyorsunuz” dedi.





“BAŞARISIZ OLDUKLARINI ANLAYINCA...”
Başbakan Binali Yıldırım’ın 22.30’daki açıklamasıyla olayın renginin değiştiğini de kaydeden Albay Topuz, sözlerini şöyle sürdürdü; “Başbakan’ın şöyle bir beyanı oldu. ‘Silahlı kuvvetler içerisindeki ihanet şebekesinin bir örgütün kalkışmasıdır. Bunlara taviz verilmeyecek ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır’ şeklindeki açıklamasından sonra beni rehin alan 5 kişinin nefes alışverişleri değişti. Bunlar hep şeyi düşündüler, planlı darbenin mutlaka Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanlarımızın entegre edilmiş olacağını ve o işin bittiğini kabul edip rahatlık içinde iken, Başbakanımızın o açıklaması ile olayın rengi değişti. O anlamda milletimizin Başbakan ve Cumhurbaşkanımızın çağrısına karşılık verip sokaklara dökülünce bunun başarısız olduğunu kendileri de anladılar. Bundan sonra kaçıp kurtulmanın hesabını yaptılar. Burada kaçanlardan biri 5 çocuğu ve eşini bırakıp kaçarken yakalandı.”

“KURMAY BİNBAŞI İŞİN BAŞINDA”
Rehin alma sürecinden başından geçenleri misafirlerine anlatan Albay Topuz; “Sonuçta en yakınınızda ki en güvendiğiniz, belki de en çok sevdiğiniz, en çok ödüllendirdiğiniz belki çocuklarınızın can ciğer olduğu insanlar silah çekiyor. Cumhurbaşkanımızın yaverinden tutun, Genel Kurmay Başkanımızın Özel Kalem Müdürü’nün örneklerinde görüyoruz ki, en yakınınızdaki insanlar bunlar. Çocuklarım burada değildi.  Bu olaylara şahit değiller. Arada bir televizyonu izlettirdiler. Başbakanın açıklamasından sonra rahatsız oldular, televizyonu kapattılar.  Bizim arkadaşlar hiçbir olayın farkında değiller.  Arkadaşlar beni arıyorlar. Ama benim cep telefonlarıma el konulmuş, ulaşamıyorlar.  Buradaki personel diyor ki ‘Alay komutanımız  nerede?’, Bu işin başındaki Kurmay Binbaşı ‘Kolordu da toplantı var. Kolordu’ya toplantıya gitti.  Peki neyle gitti, gideceği araçlar burada, gitse habercilerin haberi olur’ diyorlar. Onlarda muhtemelen Kolordu’dan araç geldi. O araçla gitti diyorlar” şeklinde konuştu.

“AİLESİNİ BIRAKIP KAÇTI”
Kendisini rehin alan Üsteğmen Alpaslan Tuna’nın, arkadaşlarının kaçtığından haberinin olmadığını da ifade eden Albay Topuz; “Bunların davası ihanet üzerine kurulduğu için kendi 5 çocuğu ve eşini bırakıp kaçmışlar. Bu yaratıkların gece 03.00’ten sonra olayın rengi değiştiğinde nefes alışverişlerinin anlayınca ben bunlara yavaş yavaş psikolojik baskı yapmaya çalıştım. En son sabah saat 08.30 civarında silahlarınız bırakın, kan dökülmeden bu olayı bitirin dedim. Çünkü Jandarma Özel Hareket binaya girmiş. Kesinlikle kan dökülmesini ve hatta diğer arkadaşlarımın da zarar görmesini istemedim. Daha sonra silahları Emniyet’e aldılar. Şarjörleri alıp silahları kenara bırakıp gidin, kapıyı açın dedim. Kapıyı açıp teslim oldular” dedi.




“YASTIK GETİRDİLER,
ÖLDÜRECEKLER ZANNETTİM”
Kendisini rehin alanların telefonla konuşmadığını da anlatan Albay Topuz, sözlerini şöyle sürdürdü; “Dışarıda anons sesleri gelince herhalde vatandaşlar sokağa çıkma yasağı için uyarılıyor dedim. Dedim Valilik, Emniyet’i ele geçirdi. Bir kulağım da araç hareketinde acaba zırhlı araçlar çıkıyor mu diye. Saat 03.00’ten sonra bunların nefes alış verişleri değişti ve olayın boyutunun değiştiğini anladım. Bir ara yastık falan getirdiler. Bende herhalde ses çıkartmamak için yastığı dayayıp öyle öldürecekler dedim. Dedim ki en azından hiç olmazsa bunlarla mücadele edip öldüreceklerse öyle öldürsünler. Bütün bilgilerin olduğu yer istihbarat şubedir. Biri sizin istihbarat şube müdürü, biri bunun altında TEM kısım amirliği var. Yani bu bölgenin bütün terörist eylemlere karşı bütün istihbarat bilgileri toplayan, bunları organize eden, operasyon için bilgi getiren adam. Şahıslar içinde dediğimiz şahıs benim son bir yıl içerisinde en çok ödüllendirdiğim adam ve en mahrem bilgileri paylaşmak zorunda olduğum bir isim. Bunların hepsi Türk Silahlı Kuvvetlerin en kritik yerlerinde görev yapmışlar. Genel Kurmay Başkanının özel kalem müdürü, bir bakıyorsunuz bir komutanımızın yıllardır yanından ayrılmayan koruması veya emir astsubayı. Çok dışarıda aramayın. Bu kadar rahat çok mücadele ettirmeden komutanı teslim almasının sebebi yanında ki adamdır. Kısacası en çok ödüllendirilmesini istediğim adam bana silah çekti.”

 

Editör: TE Bilişim