Batman Çağdaş Gazetesi’nin 30. yıldönümü çok özeldi. Çağdaş Ailesi, ilk defa bu denli güzel bir organizasyonla okurlarıyla buluştu. Ve bu Batman’da da bir ilkti. Katılımcılar için unutulmaz bir gece oldu. Kültür Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen kutlamaya ilgi bir hayli büyüktü. Kalabalık bir dost kitlesi vardı, herkes bir aradaydı. Bu etkinlik farklı kesimleri bile bir araya getirmişti. Barış sürecinin yaşandığı bu naif süreçte, farklı politik görüşlere sahip olan siyasetçileri sohbet ederken görmek, doğrusu umutlarımızı biraz daha güçlendiriyordu. Ve inanıyoruz ki ‘gelecek daha da güzel olacak.’
Etkinlik; Barış Arslan ve Tarkan Demir’in büyük bir titizlikle hazırladığı ‘30 yıl 30 dakika’ belgeseliyle başladı. Belgesel, gazetenin kuruluşundan 2013’e yani bugüne uzanan yılları anlatıyordu. 30 yılı 30 dakikaya sığdırmak elbette zordur, yine de belgeselde dünden bugüne çok şeyi görmek mümkündü. Çok başarılıydı. Belgesel izleyenleri farklı mecralara götürdü. Gazetenin arşivi hepimize bir şeyler hatırlatıyordu. Kimi üzülüyor, kimi duygulanıyor, kimi hüzünleniyordu. Herkes kendinden bir parça bulmuştu.
Çağdaş Gazetesi’nin dününü ve bugününü anlatan Gazeteci-Yazar Arif Arslan’ın söyledikleri izleyenlerin epey ilgisini çekti. İlk yıllarda el dizgisiyle gazete çıkıyordu ve bu çok zordu. Bir hayli meşakkatliydi. Hele hele günümüz teknolojisi gözönünde bulundurulduğunda, ‘vay be!’ dememek de mümkün değildi.
Gazetenin kurucusu merhum Enver Arslan’ın ölümünden sonra Arif ve Nedim Arslan kardeşlerin yükü de epey bir ağırlaşmış. Henüz mesleğin başında olan Arslan Kardeşler, ağabeylerini kaybetmenin yanı sıra, bir de ne yapacaklarını bilememenin şaşkınlığını yaşamışlar. Fakat her şeye rağmen ayakta kalmayı başardılar. Ve şimdi 30. Yıla girmenin sevincini hep birlikte yaşıyorduk. Dile kolay, 30 yıl. Bu 30 yılın içinde acı var, sevinç var, hüzün var, korku var, kaygı var, kayıp var, başarı var, hayaller var, 75 ödül ve 130 dava var. En acısı da yitip giden bu zaman içerisinde bir daha geri getirmenin mümkün olamayacağı gençlik var. Bütün bunlardan çıkan bir sonuç var ki, o da; başarının bir tesadüf olmadığıdır. Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır. Çağdaş Ailesi gecesini gündüzüne katmış, yaz dememiş, kış dememiş bolca çalışmış. Her zorluğu göğüsleyen Arslan Kardeşler bugünlere kolay gelmemiş... Faili meçhullerin, OHAL’in, korucu skandallarının, sıkıyönetimin, darbenin izlerini taşımışlar. İnsanların sokağa çıkmaya cesaret edemediği, yüzlerce infazın sokak ortasında yapıldığı ve gazetenin bombalandığı o zorlu süreçte bile yayın hayatına ara vermemişler. Canları pahasına inadına gazete çıkarmaya devam etmişler. O sancılı dönemlerde bile çağdaş vicdani sorumluluğunu yerine getirmiş ve bu geleneği yerine getirmeye de hala devam etmektedir. Batman Çağdaş Gazetesi her renge, her düşünceye, her inanca saygı duyan ender gazetelerdendir. Anlayacağınız yaşam onlara bugünleri ve bu başarıyı altın tas içinde sunmadı. Zorluklar ve meşakkatli bir yolculuk sonunda bugünlere geldiler. Gece gündüz demeden çalışan Arslan Kardeşler, 30. Yıldönümü için hazırlamış oldukları etkinlikleriyle bir kez daha başardılar. Bir kez daha çağdaşa gönül verenlerin takdirini kazandılar.
‘30 yıl 30 dakika’ belgeselinin ardından sırasıyla kürsüye gelip konuşan Batman Üniversitesi Rektörü Abdüsselam Uluçam, Belediye Başkanı Serhat Temel, Ak Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir ve Batman Valisi Yılmaz Arslan’ın Batman Çağdaş Gazetesi ile ilgili söyledikleri konuklar tarafından bol alkış aldı ve çok beğenildi. Konuşmacıların her kelimesinde samimiyet ve içtenlik vardı.
Belgeselin ardından verilen kokteylde çok sıcak ve samimi bir atmosfer vardı. Kentin renkli simaları hep bir aradaydı, bu vesileyle herkes birbirinin halini ahvalini de sormuştu.
Özellikle ‘30.Yıl’ pastasının kesildiği an çok keyifliydi. Bu manzarayı gerçekten görmek gerekiyordu. Bütün protokol ve konuklar hep bir aradaydı. Herkesin yüzü tebessüm ediyordu ve hep birlikte pastanın ilk dilimini kestiler. Muhteşem bir pastaydı. Pastanın daha sonraki dilimlerini Vali Arslan kesmeye devam etti. Ve bundan büyük bir keyif aldığı da her halinden belliydi. Kesilen dilimler konuklara ikram ediliyordu. Doğrusu Sayın Vali bu işi çok iyi de yapıyordu. Pastayı dilimlerken ve konuklara ikram ederken espri yapmayı da ihmal etmiyordu. Sevecen tavırlarıyla konukların büyük sempatisini kazandı. Sosyal dokuyu iyi okuyabiliyordu ve ona göre de davranıyordu. Profesyonel olmak böyle bir şeydi. Bu arada laf aramızda, kulağınıza bir şeyi fısıldamak istiyorum. Vali Arslan pasta dağıtımında biraz da hile yapıyordu. Pastayı keserken Galatasaraylı konuklara daha büyük dilim ikram ediyordu. Fenerbahçeli veya başka bir takımdan iseniz eğer, o zaman da yanmışlığınızın resmiydi. Bu durumda minik bir pasta dilimine hazırlanmanız gerekiyordu. Gecenin pastaya doymuş grubu Galatasaraylılardı. Şaka bir yana, bu latifeler geceye gerçekten ayrı bir renk kattı. Pasta öyle bereketliydi ki yarısı arttı bile hatta Vali Arslan geriye kalan bu pasta bir düğüne bile yetebilir diyordu. Tabi düğüne gelen konuklar Galatasaraylı değillerse…
Ak Parti Milletvekili Ziver Özdemir, her zaman ki gibi kibar ve nazikti. Kendisine ikram edilen pastayı öncelik göstererek ısrarla bana ikram etti. Toplumda kadına verdiği önemi de göstermiş oluyordu. Ayrıca, Sayın Özdemir’in ev sahipliği yaparcasına konuklarla ilgilenmesi de gözden kaçmadı, doğrusu çok hoş bir davranıştı, herkesi dinlemeye çalışıyordu. 
Geceye renk katan simalardan bir de şüphesiz Belediye Başkanı Serhat Temel’di. Temel, her zaman ki gibi sempatikti. İçten sözleri samimiyetine sempati katıyordu. O da çevresine pozitif enerji verenlerdendi.
Mütevazı kimliğini takdire şayan bulduğum Batman Üniversitesi Rektörü Abdüsselam Uluçam’da konukların ilgi odağı arasındaydı. İlk konuşmayı yapmıştı, konuşmasıyla salona sıcak bir hava katmıştı.
Gecenin kalabalığı çağdaşa duyulan sevginin, saygının ve güvenin resmiydi. Çok güzel ve özel bir etkinlikti. ‘30 yıl 30 dakika’ belgeseli hepimiz için unutulmaz bir nostaljiydi.
Batman Çağdaş Gazetesi’nin 30.yıldönümünü canı gönülden kutlarken, iyi ki varsınız diyorum. Ve nice nice yıllara…