Bel kayması bir omur kemiğinin diğer omur kemiği üzerinde kayması ve bu bölgede normal olmayan bir hareketliliğe yol açmasıdır. Bu kaymayla birlikte alt kemik üzerine binen anormal yüklenme ile bel ağrısı, omurilikten çıkan sinirlerin basısına bağlı ise bacak ağrısı ve bacaklarda kuvvet kaybı görülebildiğini söyleyen Medicana Ataşehir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Buse Sarıgül, “Yürümekle ve eğilip doğrulmakla artan ağrı bulgusu da hastalığın bir semptomudur. 50 yaş üzerindeki kişilerde omurgadaki dejenerasyon süreciyle beraber görülme sıklığı artar. Öte yandan, futbol, jimnastik, güreş, binicilik gibi sporlarla uğraşan gençlerde bel kayması sıklıkla görülmektedir ve bu durum, gençlerde bel ağrısının önemli sebeplerinden biridir. Ayrıca genetik yatkınlığın da hastalığın oluşumunda rolü olduğu bilinmektedir” ifadelerini kullandı.
Öncelikle yaşam tarzı değişikliği öneriliyor
“Başvuran hastalarda bel kayması tanısı, öncelikle hastanın şikayetlerini dinlemek ve muayene bulgularını değerlendirmekle başlar. Tanı için eğilip doğrulma röntgenleri çekilerek omurgada bir hareketlilik olup olmadığı saptanır. Tomografi, bel kaymasına eklem kırığının eşlik edip etmediğini göstermeyi sağlar. MR ise omurlar arası disklerde bir dejenerasyon, eşlik eden bir bel fıtığı veya sinirlerde bası olup olmadığını tespit etmede rol oynar” diyen Op. Dr. Buse Sarıgül, “Bel kaymasının tedavisinde hastaya öncelikle hayat tarzı değişiklikleri önerilir. Semptomların artışına sebep olan eğilme ve yük taşıma gibi hareketlerden kaçınılması, şikayetleri arttırmayacak şekilde egzersiz yapılması ve kilo kontrolü öncelikli olmak üzere ağrı kesici ilaç tedavisi ve omurganın çevresindeki kasları kuvvetlendirme amaçlı fizik tedavi uygulamaları tavsiye edilir. Sırt ve bel ağrısı ile bacaklardaki uyuşma hissinin kontrolünde ise epidural enjeksiyon tedavilerinin etkinliği oldukça fazladır” diye konuştu.

Kaynak: İHA