Yoksulluk ve açlık dünyanın en tehlikeli konuları. Bununla birlikte dünyanın en eski sorunlarından birisi.

Yoksulluğun ve buna bağlı olarak meydana gelen açlığın değişik nedenleri var. Bunların detaylarına girmeden konuyu gündemde tutmak lazım.

Aç olan insan, yoksul olan insandan bilinçli davranmasını beklemek biraz zordur. Çünkü bu insanların dünyaya bakış açısı içinde bulundukları durum nedeniyle farklıdır. Yiyecek ekmek bulamayan insanların zengin veya tok insanlara olan bakış açısını değiştirmek kolay değil.

Bizim burada kast ettiğimiz çalışmadan yan yatıp bedava geçinmeye çalışanlar değil elbet. Biz çalışacak durumu olmayan, iş bulamayan, çabaladığı halde karınlarını doyuramayan insanlardan bahsediyoruz.

Yoksullukla mücadele konusu değişik ülkelerde değişik metotlarla sürdürülmektedir. Zengin olan devletlerin vatandaşları temel gereksinimleri karşılandığı için yani bir takım sosyal güvencelerle asgari temel ihtiyaçları sağlandığı için avantajlı durumdadırlar ancak fakir ülkelerdeki insanlar ne yazık ki açlık kâbusu ile birlikte yaşıyorlar. Bazı ülkeler temel gıda ve temizlik maddesi giderlerini devlet bütçesinden ailenin nüfusu oranında sağlamaktadırlar. Bazı ülkeler ise verdikleri aylık ile bu sorunu çözmektedirler.

Yoksulluğun temel sebebini gelir dağılımında aramak gerekiyor. Çalışanın kazanması elbette doğal olandır ancak çalışma olanağı bulamayan insanların da geçimlerini sağlayacak olanakların yaratılması gerekiyor. Biri giderse aya diğeri kalırsa yaya elbette sosyal düzenin korunması zor olur.

Ülkemizde son yıllarda yapılan sosyal destek çalışmaları sayesinde vatandaşlarımızın durumunda bir iyileşme sağlandığını görmek gerekiyor. Ancak bu durum çözümü sağlayamıyor. Dezavantajlı grupların korunmasına yönelik bu çalışmaların yanında çalışma koşullarına sahip olan insanların çalışma olanaklarını da yaratmak gerekiyor. Yani kısacası işsizlere iş imkanı yaratmak gerekiyor ki sorunu temelden çözme işlemini başlatabilelim.

Ramazan ayı geldiğinde bu konu ile ilgili duyarlılıkların arttığı ancak daha sonra tekrar eski durumu dönüldüğü görülmektedir. Her ne kadar komşusu aç iken tok yatan bizden değildir anlayışını benimsemiş bir toplum olsak da komşularımızın çoğununu aç olduğu açıkça ortadadır.

Batman nüfus artış hızının 2017 verilerine göre % 1,45 olduğu ilimizde bu oranın da yüksekliği gözler önünde o halde yoksullukla mücadele konusuna daha fazla vakit ayırmamız gerekiyor. Sosyal destek programları ile günü kurtarmaya çabalarken bu meselenin kalıcılıktan çıkarılması için iş imkanları yaratmak gerekiyor.

İş imkanı yaratmanın sanıldığı kadar kolay olmadığını elbette biliyoruz ancak yapılması gerekenler konusunda bir araştırma yapıldığından insanların yaşam koşullarını değiştiren zorlukları ortadan kaldırırsak durumun düzelebilme olanağı da var. Yine alternatif çalışma imkanlarının sunulması gerekiyor. Çünkü bu insanların büyük çoğunluğu vasıfsız durumda bulunmakta ve dolayısıyla kalifiye işlerde çalışamamaktadırlar.

Bize göre yoksullukla mücadele konusunda devletin bütün kurumlarının işbirliği yapmaları gerekiyor. Kimin elinde hangi bilgi ve öneri varsa diğeri ile paylaşması ve sorunun çözümlenmesine katkıda bulunması gerekiyor.