Ülke genelindeki basını bilmem ama yerel basında, Batman’da ilk kez bu köşenin acizane yazarı, 80’li yıllarda petrol arama çalışmaları sırasında kaliteli petrole rastlanmasına karşın üzeri betonla kapatılan petrol kuyuları meselesini gündeme taşımış ve üzerinde durmuştum.

90’lı yıllarda da, son yıllarda da ısrarla bu meseleye dikkat çekip durmuştum.

Yazdığım makaleler kimsenin ilgisini çekmedi.

Ta ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üzeri betonla kapatılan petrol kuyularına dikkat çeken bir açıklama yapıncaya kadar bu mesele gündem olmadı…

Sayın Erdoğan’ın konuya dikkat çeken açıklaması, Batman Akuba petrol arama çalışmalarıyla ilgiliydi.

Cumhurbaşkanı net olarak şunları ifade etmişti: “Daha önce ‘Petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık.”

Bu açıklaması ardından da konuyla ilgili Türkiye’de makale yazan tek kişi galiba ben oldum.

Gazetemiz Batman Çağdaş’ın, önceki günkü haberinin spotunu buraya almak istiyorum: “Diyarbakır-Hazro ilçesi yakınlarında 1982 yılında kapatılan Varınca-1 kuyusundan günlük 3 bin varilin üzerinde petrol üretimi yapılıyor. Geçmişte halk arasında sıklıkla dillendirilen ‘petrol üretimi vardı, üstünü kapattılar’ söyleminin üzerine gidilerek kapatılan kuyularda petrol üretimi gerçekleştiriliyor.”

https://www.batmancagdas.com/gundem/kapatilan-o-kuyudan-petrol-fiskirdi-h77940.html

**

**

Ulusal/yaygın medyada da bu konuyla ilgili Enerji Bakanı açıklaması olmuştu.

Bazı gazeteler bakanın bu gelişme karşısında şaşkına döndüğüne bile dikkat çekmişlerdi.

Google arama motorunda Bakan Fatih Sönmez’in petrol ile ilgili konuşması diye not düşerseniz, çok sayıda habere ve bilgiye ulaşacaksınız. İşte Bakanla ilgili haberlerden: “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, daha önce üzerine beton dökülerek kapatılan petrol kuyuları ile ilgili konuştu. Kapatılan Diyarbakır'daki Varınca-1 kuyusunda petrol rezervlerine ulaştıklarını belirten Dönmez’in sözleri şöyle: ‘Varınca-1'de ilginç olan, şu anda 3 bin varile yakın da bir üretim var. Baktığınızda ekonomik nedenlerle kapatılmış bir kuyu olarak gözükmüyor. O gün de karlıydı, bugün de karlı. Sebeplerini bilmiyoruz. Çünkü 1980'li yılların başında kapatılmış. O işi yapanların hiçbiri kurumda yok. Spekülasyon yapmak da doğru değil ama daha önce petrol yok diye kapatılmış, bizim de açıp bulduğumuz bir kuyu. Yorumunu size bırakıyorum."

Bu bilgiye bütün gazetelerden ulaşılabilir.

Geçmişte bu köşede yaptığım değerlendirmede, ‘Batman’ın çevresinde zengin petrol ve doğalgaz yataklarının bulunuyor, ancak bazı bilgilere göre bunların açığa çıkarılmasının Amerikan emperyalizminin işine gelmediği söyleniyor’ demiştim.

**

**

ÜÇ GÜN DEĞİL, BEŞ GÜN DE YAZARIM…

Tabi bunu ispatlayacak belgelere sahip olmadığımı ifade etmiştim. Cumhurbaşkanı’nın, “Daha önce ‘Petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık” sözü üzerine şu yorumu yapmıştım:

‘Sorumluluk bilinciyle hareket eden bir gazeteci olarak madem Cumhurbaşkanı bu konuda resmi bir açıklama yaptı, şu halde bunun nedenlerine ve niçinlerine de açıklık getirilmeli diye düşünüyorum.

Bazıları Cumhurbaşkanının kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmek, açıkçası gündemi değiştirmeye yönelik olarak bu açıklamayı yaptı diye görüş belirtiyor.

Bu konuda ileri gidip beni eleştirenler, Cumhurbaşkanı’nı savunuyor diye suçlayanlar bile çıktı.

Oysa meseleye siyaseten bakmadığımı belirtmiştim.

Cumhurbaşkanı’nın amacı gündemi değiştirmek olsa, niye petrol yok denilerek üzeri kapatılmış kimi kuyulardan satır arası olarak söz etsin ki?

Akıl var mantık var, bu gündem bile olmadı…

Batman gibi petrol ile doğan ve gelişen bir şehirde bunu gündemlerine alıp, petrol üzerine şayet oyunlar oynanmışsa açığa çıkarılsın diyerek kamuoyunu duyarlılığa davet eden kimseler de çıkmadı.

Bir ben yazdım üç gündür. Meseleyi tam idrak etmekten aciz bazılarının kafalarına takılmasın, üç gün değil, beş gün yazılacak bir meseledir benim için…

Zira bunu ilk dillendiren kalem benim…”

Konu önemli ve hassas. Bu kentin ve bölgenin çıkarlarını savunma adına gerçekten de bu mesele üzerinde durmak gerekiyor.

Yarın ki yazımın da konusu bu olacaktır.

Devamı yarın