**400 Yataklı Batman’ın yeni Devlet hastanesinin yapılması ve çok kısa sürede tamamlanması bekleniyor.

**Modüler sistemle şimdilik 400 yataklı olarak planlanan hastanenin ilerleyen yıllarda kapasitesi 1000 yatağa kadar artırılabilecek.

O BÖLGEYİ İYİ DEĞERLENDİRMEK GEREK
Güney Raman çevre yolundaki yeni stadın bitişiğindeki 125 dönümlük alanın 80 dönümü Devlet Hastanesine tahsis edildi. Aslında o bölgeyi iyi değerlendirmek gerekiyor. Yeni stad ile Erköklü arasındaki o alan, büyük bir sağlık kampüsü için oldukça müsait.
Yollar başta olmak üzere birçok altyapı yatırımı yapılacağına göre daha büyük düşünüp araziyi iyi değerlendirmek gerek.
Hastane inşaatıyla ilgili edindiğimiz bazı bilgileri de aktaralım.
400 Yataklı kamu-özel ortaklığı sistemiyle kamudan kaynak aktarılmadan diğer şehir hastaneleri gibi inşa edilecek.
Dolayısıyla bu önemli sağlık yatırımında kaynak sorunu yaşanmayacak.
Önümüzdeki aylarda ihalesinin yapılması ve çok kısa sürede tamamlanması bekleniliyor.
Hastanenin bağlantı yollarını Belediye, inşaat tamamlanmadan yapacak.
Modüler sistemle, şimdilik 400 yataklı olarak planlanan Batman’ın yeni hastanesinin ilerleyen yıllarda kapasitesi 1000 yatağa kadar artırılabilecek.
Bu hastane tamamlandığında bir yerde Araştırma-İhtisas hastanesine de dönüştürülecek.

*****

GÖZLER TÜRKİYE PETROLLERİNDE
Bilindiği gibi Türkiye Petrolleri, Türkiye Varlık Fonu’na devredildi.
Petrol-İş Sendikasının üst düzey yöneticileri de şu günlerde yıllarını bu şirkete veren petrol emekçilerinin özlük haklarının korunması ve geliştirilmesi için uğraş veriyor.
Petrol-İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Tekik, TP’de kamu istihdamı güvencesinin sürdürülmesini istiyor.
Bakın, Tekik neler diyor;
“Her şeyden önce Türkiye Petrolleri’nde uzun yıllardır çalışanların özlük haklarının korunması-geliştirilmesi, çalışma barışının sağlanması ve kamu istihdamı güvencelerinin sürdürülmesi için işçiler adına Petrol-İş’in taraf olduğu bir toplu sözleşme sistemi mevcuttur. Talebimiz bu sistemin esas alınması ve kuruluşu-çalışanları ilgilendiren tüm uygulamaları gündeme getirilmeden önce tarafımızla istişare edinmesidir. Ancak, istihdamı esnekleştiren ve güvencesizleştiren, hizmet alımlarını artıran uygulamalar istişare konusu dahi olamaz. Türkiye Petrolleri binlerce çalışanı ve faaliyet gösterdiği birçok bölgede ekonomik kalkınmanın ve refahın taşıyıcısı olmuştur. Yarattığı istihdam ile bölgelerde ekonomik ve toplumsal dengenin sağlanmasında büyük bir katkı sunmaktadır.”

“ÖZELLEŞTİRMEDEN UZAKLAŞILMALI”
Bölgenin tek istihdam alanı petrolcülük sektörünün önemine dikkat çeken Tekik, Türkiye Petrolleri’nde özelleştirme politikalarının da terk edilmesinin gerektiğini anlatıyor;
“1980’li yıllarda özelleştirme ve serbestleştirme politikaları ile dikey entegre yapısı parçalanan Türkiye Petrolleri’nin faaliyet alanı, petrol-doğalgaz arama, sondaj ve üretim ile sınırlı getirilmiştir. Şimdi ülkemizin göz bebeği kamu kuruluşumuzun mevcut yapısı da bölünüp parçalanmak istenmekte, üretim faaliyeti dışındaki süreçlerin TPİC ve O’nun hizmet aldığı taşeron şirketler eliyle sürdürülmesi planlanmaktadır. Petrol sektöründe şirketleri bölüp, parçalayarak rekabet gücü kazanmak imkansızdır. Ülkemizde komşu ülkelerde olduğu gibi büyük ölçekte ve ekonomik petrol rezervleri bulunmadığı bilinmektedir. Ancak Türkiye’de yeterli düzeyde arama faaliyeti de yapılmadığı bilinen bir gerçektir. Halen petrol üretiminin yüzde 75’ini tek başına karşılayan TP’nin değil zayıflatılması, yurt dışı faaliyetlerinin ülke çıkarları ve kamu yararı doğrultusunda artırılması gerekmektedir.”
İşte Petrol-iş yöneticilerinin Türkiye Petrollerinin yeniden hem kurumsal yapısı hem de eksik kadroları tamamlanarak istihdam yapısının güçlendirilmesine yönelik mesajları da böyle.