*Hafta sonu İluh, Çarşı, Akyürek, Meydan ve Şirinevler mahallelerini kısa turlarken, kendimizi bir anda gazete idaresinin bulunduğu Turgut Özal bulvarının Dörtyol’un da bulduk. Bu şehrin dününe tanıklık yapan 85 yaşındaki Fahri Balcı da bizi yıllar öncesine götürdü, hüzünlendirdi…

*Batman, hafta sonu bir fidanı daha kaybetti, hem de evlilik hazırlıklarını yapan güzel bir genci. Pazarda çıkan kavgayı ayırmak isteyen 24 yaşındaki Deniz Özbek, tezgahı başında yaşama veda etti…

GENÇLERİ KAYBEDİYORUZ…
Cumartesi günü saatler 18.30’u gösteriyordu.

Batman’ın büyük mahallelerinden Kültür’de her hafta sonu açılan ‘Semt Pazarı’nın toplanacağı saatti. Bir anda  ‘sahte para’ yüzünden çıkan tartışma gergin bir ortama yol açmıştı.

Pazarcı esnafı ile bir grup arasında çıkan bıçaklı, sopalı, taşlı ve silahlı kavgada ne yazık ki kan dökülmüştü.

Kavgayı ayırmak isteyen 24 yaşındaki Deniz Özbek, vücuduna aldığı kesici aletle yaşamını yitirmişti.

Sason ilçesinin Balbaşı (Heribe) köyünden Batman’ın Beşevler Mahallesi’ne yerleşen talihsiz genç Özbek nişanlıydı, düğün hazırlığını yapıyordu. Bir hafta sonunda ailesinin geçimini sağladığı ekmek teknesinin başında; kavgayı ayırmak isterken canından olmuştu Deniz Özbek.

Cumartesi gecesi Batman Bölge Devlet Hastanesi’nin morgunun önü-ana baba günüydü. Gözyaşlarına boğulan Deniz’in annesi, ayakları tutmayan babası ve yakınlarının feryadı hastanenin dört bir yanından yankılanıyordu.

Ayakları tutmayan felçli 7 çocuk babası Mehmet, tekerlekli sandalyede gözyaşlarına hakim olamıyordu.  Ailesinin içinde bulunduğu maddi elverişsizliğe mi yansın yoksa fidan gibi bir çocuğunu kaybetmesine mi?

Ne gençler kaybediyoruz.

Yazık oluyor gençlere.

Fidan gibi gençler kaybediyoruz…

*******

ŞEHRİN O ESKİ SEMTLERİ
Batman’ın çekirdeği olan İluh Mahallesi’nin Tepebaşı’ndan petrol şehrine bakınca, yarım milyonluk bir şehrin ayaklarınızın altında olduğunu görüyorsunuz. Geçmişi ve anıların asılı olduğu o eski yapılar bir bir yok oluyor.  Kerpiç ve betonarme yapılarının yerine yeni diye sevimsiz değişiklikler yapılmış…

Eskiden İluh’tan aşağıya bakılınca; TMO’nun devasa silolarını görürdünüz.

Bir de Türkiye’nin ilk rafinerinin TCC kulesi ile yanan ‘Flayr’ meşalesi.

Bu iki sembol de maalesef yıllar önce hurdacılara satılmıştı.

DEĞİŞMEYEN İLUH KÖPRÜSÜ
İluh Tepesinden indik, İluh deresi üzerindeki köprü karşıladı bizi.

Yıllar öncesinden o köprü nasılsa hala öyle duruyor. O köprünün dili olsa da geçmişi anlatsa. Kaç kişinin o köprü üzerinden kentin karşı yaka yakasına geçişini bir hatırlayabilse.

Demir korkulukları aynı.

2006 Yılında yaşanan o sel felaketindeki izler hala etrafta duruyor. O korkuluklar üzerindeki pas, kabuk bağlamış yaraya benziyor. Köprünün az ötesindeki Sakatatçılar Çarşısına bitişik göbekli köprünün ayağını petrol atıkları sarmış.

Tüpraş Rafinerisi’nden yakıt yüklü lokomotif siren çalarak Kırıkkale’ye doğru yol alıyordu.

İluh Deresi kenarındaki seyyar satıcılar ise ailelerin geçimi için kimi ekmek, kimisi de yerli ürünü satabilmenin telaşındaydı.

O KOKU HİÇ DEĞİŞMEDİ
İluh Deresi köprüsü üzerinden manzarayı seyrettiğinizde orada yaşayanlar adeta zehir saçan kötü kokuya aldırmadan o kokuyu beynine ve ruhuna çektikçe çekiyor. Orada yaşayanlar tüm olumsuzluklara rağmen o yaşama alışmış artık. İluh’ta o eski kerpiç evlerle ve dar sokaklar eski kimliğinden uzaklaşmış. Tepe başındaki ilk yapılardan bir kaçı yıkılmak üzere. O sokaklar ne taş döşeliydi, ne de evlerden tuz ve kireç karışımı koku vardı. İluh hüzünlü bir şekilde Batman ovasındaki o devasa yapıları izliyordu artık.

İLUH’TA BİR DÖNEMİN SONU
1950 ve 60’lı yıllara kadar İluh köyü büyük bir yerleşim birimiydi. Türkiye Petrolleri’nin kurulduğu 1955 yılında o nahiyenin çehresi de değişmişti. İluh köyü ile birlikte Akyürek’te ilk evler rafineri çevresine yapılmıştı. Bir de İluh deresi kıyısında yapılaşma dikkat çekmişti. İluh ve rafineri çevresindeki ilk evlerin hiçbir mimari özelliği yoktu. Korunak sayılabilecek o evlere Artvin ve Elazığlılar kiremitlerle dama kiler sistemi getirmişti. Yıllar geçtikçe çağdaş yaşam koşulları, ilkel denilebilecek yaşam koşulları petrol kentinde oturanları İluh’un karşı yaka’sı ile şehrin diğer yakasını yani eskiye, eskiden yeniye doğru bir köprü inşaa etti ve her gün bir yakadan diğer yakaya bir zıt yaşamın bilinmezliğini taşıyıp durdular. Kentin büyümesi ile birlikte iki yaka insanı birbirine karıştı, o küçük petrol kasabası renklendi, çiçeklendi. İnsan sıcaklığı, iklim sıcaklığıyla birleşince de Batman ovası farklı bir manzara ile oluştu.

Kısacası petrol; merkez nüfusu 500 bin nüfuslu bir şehir doğurdu. Hızlı betonlaşma, o küçük petrol kasabasını çoktan yutmuştu. Hafta sonu o şehrin dününden bir kesiti sizlerle paylaştık.

Kalın sağlıcakla…