Bana hediye edilen, adıma not düşülen ve imzalanan bir kitap okuyorum. Hüzün dolu bu kitap, masa başında kurgulanan türden değil; bizzat yazarın yaşadığı ve tanık olduğu gerçek olaylardan oluşuyor.

Söz konusu kitap, gazeteci-yazar Arif Arslan’ın Rêdûr - Uzak Yol isimli romanıdır, 2023 yılında yayımlandı ve tarihin karanlık sayfalarından birini aydınlatıyor. 128 sayfalık bu eser, sadece bir yolculuğun hikâyesini değil, aynı zamanda savaşın, göçün ve hayatta kalma mücadelesinin izlerini taşıyor. Ozan Yayıncılık tarafından yayımlanan kitap, okurları derin ve hüzünlü bir insanlık trajedisiyle tanıştırıyor.

Arslan, gazetecilik kariyerini savaşların, ekonomik krizlerin, darbelerin ortasında şekillendirmiş bir isim. Özellikle Halepçe Katliamı, onun tanıklık ettiği en büyük trajedilerden biri. Saddam Hüseyin’in kimyasal silah saldırısıyla binlerce Kürt’ün evini terk ettiği bu felaket, kitabın ana temasını oluşturuyor. Halepçe’den kaçan insanların sesine ses oldu. Bu olayın tanıklığını yapıyor. Kitapta, bu trajedinin izlerini taşıyan Rêdûr ve ailesinin uzun ve zorlu yolculuğu anlatılıyor.

Rêdûr - Uzak Yol, fiziksel bir yolculuğun ötesinde, duygusal ve psikolojik bir yolculuğun da hikâyesi. Halepçe’den Amerika’ya uzanan bu yolculukta, okur adeta bir belgesel niteliğinde bilgilendiriliyor. Ancak bu yapılırken, olayların duygusal boyutu da ihmal edilmiyor. Savaşın ve göçün insanların hayatında yarattığı derin izleri, yaşanan travmaları ve bu travmalarla başa çıkma mücadeleleri büyük bir hassasiyetle ele alınıyor.

Sade ve akıcı bir dil kullanan yazar, olayları objektif bir şekilde aktarırken, aynı zamanda okurun empati kurmasını sağlayacak bir duygusal derinlik de katıyor. Ayrıca, kitabın sonuna Rêdur’a ve ailesine ait bazı fotoğrafları ekleyerek kitaba nostaljik bir hava katmış. Bu, kitabı hem bilgilendirici hem de etkileyici kılıyor. Arslan, yaşanmış olayları ve bu olayların kahramanlarını büyük bir içtenlikle anlatıyor. Halepçe katliamı, kitabın merkezinde yer alırken, Arslan’ın detaylı anlatımı sayesinde okur, olayları adeta canlı bir şekilde deneyimliyor.

Sonuç olarak, Rêdûr - Uzak Yol, Arif Arslan’ın ustalıkla kaleme aldığı, savaşın ve göçün insan hayatında bıraktığı derin izleri anlatan bir eser. Başka bir deyişle, insan hayatında yıkıcı etkilere sahip olan bu olayları kayıt altına alan bir hafızadır. Halepçe’den Amerika’ya uzanan bu yolculuk, sadece bir ailenin hikâyesi değil, aynı zamanda insanlığın ortak acılarının ve direnişinin de bir yansımasıdır. Kitap, okuyuculara hem tarihsel bir perspektif sunuyor hem de duygusal bir boyut kazandırıyor. Özellikle yakın geçmişteki olaylara ilgi duyan ve insanların gerçek hikâyelerine dair kapsamlı anlatılar arayan okurların, bu kitaba bir şans vermelerini isterim.

Ünlü yazar Yavuz Ekinci’nin kitapta geçen bir sözüyle yazımı noktalıyorum: “Yazı hafızadır. Bir kentin hafızası yazıdır. O kente çıkan gazetelerdir.” (syf. 7)

Keyifli okumalar…

Editör: Admin