*Petrol şehrinin tanıklarından Nuri Koyuncu, yaşayan tarih gibi… Bize petrol şehrinin dününü en iyi anlatanlardan... Bu kentin ekonomisinin nasıl geliştiğini, bizi zaman tüneline getiren Koyuncu, o eski günlere olan özlemini ise her sohbetinde anlatıyor: “Batman hak ettiği bu yere kolay gelmedi. Büyüdükçe Batman'ın o küçük kasaba günleri de film şeridi gibi gözümün önünde geçiyor…”

*Güven Matbaasının sahiplerinden Abbas Koyuncu’nun kuzeni olan Nuri Koyuncu, 70'li yıllarda matbaacılık mesleğinin Batman’da gelişmesine yine Siirt’teki eski Gazeteci-Matbaacıların katkısının olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Mekanı cennet olsun Abbas Koyuncu önce Hakkari'de matbaa açtı, ardından da TPAO'da işe girince matbaasını Hakkari’den buraya getirdi…”

YÖRE GİYSİLERİ BİR BAŞKADIR
Koyuncu ailesinin 1940’lı yılların ortalarında Batman'a başlayan ‘yolculuk serüveni’ sürprizlerle doluydu.

Onlar, petrol kasabasında ekonominin temellerini attıklarında Batman henüz 14 haneli İluh köyü idi.

Nuri Koyuncu’nun merhum babası Hacı Felek Koyuncu'nun üç oğlu Batman'da iz bırakan saygın esnaflarındandı.

Üçü de bu şehrin ilk kasaplarıydı.

Fires, Nuri ve Faruk Koyuncu kardeşleri tanımayan eski kasaplar yok gibi. Onlar bu mesleğe başladığında; o petrol kasabasında esnafların sayısı iki parmağı geçmezdi.

Batman’da yaşamı boyuncu farklı mesleklere yönelen Nuri Koyuncu, kasaplığın yanı sıra kahvecilik ve petrol nakliyeciliği işini de yapmıştı.

82 Yaşındaki koca çınar Batman, Mardin, Beşiri ve Savur cezaevlerinde yattığında o’na yörenin giyim tarzı olan ipekten ‘Şalu-şepik’ kıyafetleri de armağan ederdi Şırnak’ın kanaat önderleri… Sevildiği için cezaevi günlerinde Koyuncu’ya gönderilen yöresel giysileri ile fotoğraf çektirmek o’nun hobilerindendi.

Batman’ın ilk kasaplarının bulunduğu şimdi ki Yıldızkaya İşhanı ile Mustafa Ramanlı’nın yıllar önce yaptığı Sebze-Meyve Hali’nin ön cephesinin kasaplara ait olduğunu hatırlatıyor Koyuncu: “O kasaplar çarşısında amcam Tamer Koyuncu, İdris Erdem ve Faruk Koyuncu belli başlı kasaplardandı. Yine Barısıl köyünden Yusuf, Diyarbakırlı Hacı Süleyman, Yenişehir kasabı Ali hoca ve Raman kasabı Haydar Akti de kasaplık yapıyorlardı. Kasapların son durağı ise manav Şefik’ti.”

“MATBAACILIĞI BATMAN’A
YAKINLARIMIZ GETİRDİ”
Cumhuriyet Meydanındaki merkez karakolunun hemen arkasındaki sokakta Güven Matbaası vardı. Matbaaya varmadan halen o sokak sakinlerine hizmet veren Jetpa Siirt kıraathanesinin işletmeciliğini merhum Ahmet Kaya (Gırgo Ahmet) yapıyordu. Halen kardeşi Mesut Kaya, o mekanı işletiyor. Bir dönemler, bu mekan elit bir tabakayı ağırlardı. Yine de o kahvenin belli müşterileri vardır. Nuri Koyuncu ve çevresinin de en fazla takıldığı mekan o kahveydi.

Güven Matbaası ile kahve arasında bir-iki işyeri vardı.

Allah mekanlarını cennet eylesin. Güven Matbaasının sahibi Abbas Koyuncu idi. Ağabeyim merhum Enver Arslan da o matbaanın tüm işlerini yapardı. Kalıptan baskı makinesine, cilt işinden mühür işlerine kadar birçok işi tek başına yapardı ağabeyim Enver Arslan.

Güven Matbaasının sahibi merhum Abbas Koyuncu, ağabeyim Arslan’a güveniyordu. Ustamız Abbas bey TPAO’da çalışırdı. Mesai bitiminde geldiği matbaada günün değerlendirmesini yapardı ağabeyimle.

Ben de o dönemlerde ilkokul ve ortaokula giderdim. Boş zamanlarımda Güven Matbaasına gider, el hurufatı ile dizgi işini yapardım. O zaman Faruk Erten ve Veysi Uzunboylu ile birlikte matbaanın mutfağındaydık.

Yine aramızda olmayan Batman’ın ilk duayen gazetecisi Haluk Yargıcı Güven Matbaasına gelir, Belediye’ye her gidişinde mutlaka Abbas Koyuncu ile koyu bir sohbetleri olurdu.

Nuri Koyuncu, ekonomide küçük petrol kasabasına yön veren Siirt’in saygın esnaflarının bu şehre neler kattıklarını şöyle özetliyor; “Batman Belediyesinin Yazı İşleri Müdürü de Haşim beydi. Nereli olduğunu bilmiyorum, fakat buralı değildi. Haftalık Batman Gazetesi’nde ‘Hamza İmza’ rumuzlu köşesi vardı. Haşim bey, bir dönemler Belediye’nin Zabıta Müdürlüğünü de yaptı. Eşi de hemşire idi…”

Söz, dönüp dolaşıp matbaacılığa gelince; amcaoğlu merhum Abbas Koyuncu’yu anlatmaya başladı Nuri Koyuncu: “Abbas amca oğlumdu. Günümüz onun sohbetleriyle geçerdi. TPAO’da iş çıkışında matbaasının önüne gelir, sohbet ederdik. Abbas bey ilk matbaayı Hakkari’de kurdu, sonradan TPAO Batman Bölge Müdürlüğü’ne geçiş yapınca Hakkari’deki matbaasını buraya getirdi. Bugün Batman’da bazı gazeteciler büyüklerimizin sayesinde bir yere gelmişse onlarla iftihar ediyoruz.”

“HASTANE VE SAĞLIK OCAĞI ÇOK UZAKTI”
Şimdi ki Ziya Gökalp Mahallesinin bulunduğu alanın ilk kooperatif evleri olduğunu da hatırlatmadan edemiyor Nuri Koyuncu; “Burası Batman’ın ilk kooperatifinin yapıldığı bölgeydi. Sitedeki konutlar yapılınca da o zaman Elazığlı Başaran firması işi üstlenmişti. Ama Bahçelievler’deki konutları hangi firmanın yaptığını hatırlamıyorum. Çok sağlam yapmışlardı. İlk sağlık ocağı, eski SSK Hastanesi yakınındaydı. Aralarında Meteoroloji binası vardı. Kent merkezinden çok uzaktı…”

Batman’ın büyümesiyle son 50-60 yılda modern bir şehrin meydanı gelmesinde eski yöneticiler ile esnafların da katkısının olduğunu anlatan Batman'ın yaşayan canlı tarihi Nuri Koyuncu, söyleşinin bitiminde Batman'ı hiçbir yere değişmediğini söylüyor ve anlamlı bir mesaj veriyor: “Batman'ı çok ama çok seviyorum. 30 Yıl İstanbul'da kaldım, fakat çocukluğum ile gençliğimin geçtiği toprağa yeniden dönmenin sevincini yaşıyorum…”