Bir Ramazan’ı ve bayramı daha ‘pandemi’ gölgesinde geçiriyoruz…

Öyle bir salgın ki sağlıktan eğitime, ekonomik hayattan sosyal yaşantıya dek etkilemediği alan/sektör kalmadı.

Pandemi başladığında ilkokul 1. Sınıfa giden bir öğrenci sadece yarım dönem okul yüzü görebilmişti. Korona salgını hayatımızda yer almaya devam etmez ise o öğrenciler doğru dürüst okul yüzü görmeden 3. Sınıfta ‘okulla’ ve ‘öğretmenleri’ ile buluşabilecek.

Daha da vahimi; 2 yıllık yüksekokul öğrenimi gören binlerce öğrenci fakültelerin yolunu tutmadan mezuniyet belgelerini almış olacak.

Bundan da daha vahimi; Tıp ve Diş Hekimliği okuyan öğrenciler, üniversitede ‘yüz yüze’ eğitim görmeden mezun olup, hasta bakmaya başlayacak…

Yukarıda değindiklerim işin en önemli ve sadece ‘eğitim’ kısmı.

Eğitim yönünden kaybolması engellenemeyecek bir ‘kuşak’ gerçeğiyle karşı karşıyayız…

***

Peki ya ekonomi…

Darbe almayan sektör kalmadı…

Hele hele esnaf… Ne ‘küçüğü’ ne de ‘büyüğü’ kaldı, kalanlar da büyük gayretlerle ayakta durmaya çalışıyor. Kuşkusuz destekler sağlandı ama bu salgın karşısında ve kısıtlamalarla ayakta durabilmek ne kadar mümkün?

Ramazan ayının ortasında verilen zorunlu ‘tam kapanma’ kararı esnafı daha da zor durumda bıraktı. Birçok kesimin ortak görüşü; “Keşke tam kapanma Ramazan ayının başından başlayıp bayrama 10 gün kala sona erseydi. Böylesi bir kararla hem piyasa can bulur hem de bayram coşkusu yaşanırdı…” yönündeydi.

Giyim sektörü ve lokantalar başta olmak üzere birçok sektör, zincirleme olarak büyük darbe aldı. Şimdi ise gözler tam kapanma süreci sonrası atılacak adımlarda.

Tam kapanmanın etkisiyle ülke genelinde vakalarda hızlı bir düşüş var. Ancak bu tabloya aldanmamak gerek. Yeni dönemde ‘kontrollü hayat’ sürecine geçilecek ama tedbirleri gevşetirsek ‘kapanmaların’ da yeniden gündeme gelmesi kaçınılmaz olur.

Yeni kontrollü sürece hep birlikte riayet edilmezse faturası yine ağır olacak.

***

Yitirdiğimiz canlar…

İllet korona sadece eğitimi, ekonomiyi ve binlerce işletmeyi vurmadı. En büyük darbeyi ‘sağlığımıza’ vurdu. Binlerce insanımız hayatını kaybederken, binlercesi de tedavi gördü, görmeye devam eden nice hasta gerçeği de ortada.

Batman özelinde ise şehrin dününe tanıklık eden ‘sözlü tarih’ konumundaki nice insanımızı kaybettik. Korona illeti bir dönemin kuşağını adeta söküp aldı aramızdan. 70 ve üzerindeki birçok ‘canlı tarih’ artık aramızda değil.

Elbette ‘enseyi karartmamak’ gerek ama kaybettiklerimiz zamanın çok ötesinde.

Dini ve Milli bayramların coşkusunu bile unutur hale geldik. Nice çocuk ‘bayramın’ geldiğinden bile habersiz. Yaşlılarımız ise ayrı bir buruk. Ne torun sevebiliyorlar ne de mezarlık ziyareti yapabiliyorlar.

Tüm bu olup bitenlere baktığımızda; 1.5 yıllık salgın dönemi birçok şeyi alıp götürmüş bizden.

Umudumuz ve temennimiz; salgının olmadığı günlere ve bayramlara ulaşmak.

************************

ŞEHİRDE YATIRIM HAREKETLİLİĞİ
Korona salgınıyla ilgili birçok olumsuzluğa değindim.

Biraz da güzel gelişmelere değinelim.

Açıkçası son 1 yılda Batman adına güzel gelişmeler var. Geç de olsa birçok alanda devam eden yatırımlar memleket adına umut verirken, son olarak Batman’a verilen Diş Hekimliği Fakültesi kararı da sevindirici bir gelişmeydi.

Her ne kadar Batman, potansiyeli ile Tıp Fakültesi’ni uzun süredir hak etmiş ve bu hakkını alamamış olsa bile Diş Hekimliği Fakültesi de kentin gelişimi adına önemli bir kazanımdır.

Önce Eğitim Araştırma, yatırım süreci süren 500 yataklı hastane ve Diş Hekimliği Fakültesi kararının ‘Tıp Fakültesi’ ile taçlandırılması kanımca artık hayal değil. Tıp Fakültesine uzanan tüm adımları bir bir gerçekleştiriyor Batman. Emeği geçenlere teşekkür etmekle beraber, Tıp Fakültesi için verilen çabanın aksatılmaması temennimiz…

Yine kente büyük vizyon kazandıracak Batman Çayı kıyısına yapılacak ‘İstiklal Parkı’ projesi de heyecan verici.

‘Yeşil’ yoksunu bir şehir olduğumuzdan 177 dekarlık alana yapılacak bu dev parkla Batmanlılar adeta ‘nefes’ alacak. Vali Hulusi Şahin’in titizlikle üzerinde durduğu bu önemli projenin yıl sonunda tamamlanması hedefleniyor. Batman Çayı görünümlü devasa mesire alanı, kentin ‘yeşil alan’ ihtiyacını orta vadede büyük oranda karşılayacak.

Tüm bu yatırımlara bakıldığında korona salgınına rağmen Batman adına umutlanıyoruz.

Salgının geride kalmasıyla kuşkusuz Batman’ı daha güzel günler bekliyor. Kentte kim çivi üstüne çivi çakıyorsa takdir etmek gerek.

Petrolün başkenti bu şehir, potansiyeliyle en iyi yatırımları hak ediyor.

Hak ettiği yatırımlarla buluşan ve daha yaşanılır bir şehir umuduyla mutlu bayramlar diliyorum.

Editör: TE Bilişim