“ÖZGÜRLÜKLER YOK SAYILIYOR”
TBMM Başkanlığı'na verdiği Araştırma önergelerinin ilkinde, “Basın özgürlüğünün ihlal edilmesinin toplumsal açıdan ortaya çıkardığı sorunların araştırılarak Türkiye 'deki basın özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması için alınacak önlemlerin tespiti amacıyla” Meclis Araştırması isteyen BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata; “Türkiye'de basın emekçilerine uygulanan baskı ve sansür politikaları aslında devletin her türlü muhalefet odağına yönelttiği haksız, hukuksuz uygulamaların bir parçasıdır. Cezaevlerinde somut kanıt olmadan ya da iddianame hazırlanmadan yıllarca keyfi biçimde tutulan binlerce tutsağın en temel özgürlükleri yok sayılmaktadır. Yargılanan gazetecilerin iddianamelerinde kendilerine isnat edilen suçlara bakıldığında yaptıkları haberlerden dolayı cezalandırıldıkları ve yargılamaların siyasi kararlar sonucunda yapıldığı anlaşılmaktadır” dedi.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANAMAZ”
Ayla Akat Ata, şöyle devam etti: “Basın özgürlüğünün kısıtlanmasının bir başka boyutuysa yayın organları üzerindeki baskı ve sansür mekanizmasıdır. CPJ'nin raporunda da belirtildiği üzere, 2012'de 60'tan fazla olan tutuklu gazeteci sayısı bir nebze düşmüşse de hükümetin medya organları ve basın emekçilerine karşı aldığı sansürcü ve baskıcı tavır ve yaptırımların azalmayıp, aksine ifade özgürlüğünün git gide daha fazla kısıtlanıyor oluşu Gezi protestoları sırasında da bir kez daha ortaya çıkmıştır. Basın kuruluşlarında hangi haber ve yazılara yer verileceği hükümet tarafından belirlenmeye çalışılmakta, hükümet yanlısı yayınlar yapmayan basın organları çeşitli baskı unsurlarıyla susturulmaya çalışılmaktadır. Daha önce de Başbakan tarafından 'gazeteci kılığına girmiş teröristler', 'bu gazeteleri evinize sokmayın' gibi ifadeler kullanılarak gazeteciler hedef gösterilmiş ve tutuklu gazetecilerin maruz kaldığı hukuksuz uygulamalar meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. İfade özgürlüğünün temel unsurlarından olan özgür basının sesinin kısılmaya çalışması demokratik bir ülke olabilmenin önündeki en temel engellerinden birini oluşturmaktadır. Bu sebeple, Türkiye 'de basın emekçilerinin maruz kaldığı baskıların araştırılarak basın özgürlüğünün önündeki engellerin ortadan kaldırılması için alınacak önlemlerin tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep etmekteyim."

SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM

Diğer Meclis Araştırması Önergesinde "Sağlık hakkının ayrılmaz bir parçası olan sağlık hizmetlerine ulaşımda yaşanan sorunların araştırılarak sağlık hakkının herkes tarafından eşit şekilde kullanılması için alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla" verdiğini belirten Milletvekili Ata, "Sağlık hizmetlerine erişimde hak temelli yaklaşımın olmaması sonucu yaşanan sıkıntılar engelli ve yaşlılar için de ciddi boyutlarda mağduriyete sebep olmaktadır" diyerek gerekçelerini şöyle sıraladı: "Genel olarak bakım hizmetlerinin sosyal hak temelinde ele alınmaması özellikle bakıma ihtiyacı olan engelli ve yaşlıları ailelerine mahkum ederek kendi seçecekleri şekilde bağımsız bir hayat yaşamalarının önüne geçmektedir. Bakım hizmetlerinde çeşitlilik ve seçme hakkının çok kısıtlı oluşu bu kişilerin ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik halinde olmasına olanak tanımamaktadır. Bunlara ek olarak, engelli ve yaşlılar için uygun mekansal düzenlemelerin yapılmasından uzman sağlık personelinin eğitimine kadar pek çok alanda var olan gereklilikler es geçilmekte, bu da sağlık hizmetlerine erişimin tam anlamıyla sağlanamamasına yol açmaktadır. İç hukuk metinlerinde de temel bir insan hakkı olarak tanımlanan sağlık hakkının var olduğundan söz edebilmek için tüm toplumsal kesimlerin bu haktan eşit şekilde yararlanabilmesi gerekir. Bu gerekçeyle, sağlık hizmetlerine erişimde farklı toplumsal gruplar açısından yaşanan sorunların araştırılması ve sağlık hakkından herkesin eşit şekilde yararlanabilmesi için alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep etmekteyim."

Editör: TE Bilişim