Malumunuz pandemi sürecindeyiz.

Görüldüğü üzere psikolojik açıdan çok daha hassas bir dönemin içerisinde bulunuyoruz. Maske ve mesafenin de hayatımızın vazgeçilmez bir ilkesi haline gelmiş durumda.

Böyle bir dönemde ise tüm vatandaşların birbirlerine daha çok kol kanat olması gerektiği kanaatindeyim. Maddi ve manevi desteğe ihtiyacı olan o kadar çok insan var ki…

Sevgi paylaştıkça çoğalan bir yağmur tanesi gibi peki ya biz bu yağmurda ıslanmaya nasıl yanaşıyoruz? Eminim ki hiçbir şey anın tadını sevdiklerimiz ile çıkarmak kadar değerli değildir. ‘Farkındalık’ dediğimiz husus işte burada bizi ağırlıyor. Anlaşılmak istiyorsak, önce anlamayı bilmeliyiz. Doğru iletişim öncelikle etkili konuşmaktan değil, etkili dinlemekten geçer. Bu düşünce hayatın her alanında bize olumlu sonuç verecek ayrıyeten kaliteli ünsiyet kurmamıza da yardımcı olmaktadır. Toplum olarak bu süreçte yardımlaşma ve dayanışma içinde bulunmak tabi ki herkesin yararına olacaktır. Bu sayede hem birlikte çalışmış olup hem de bir işin üstesinden daha kolay şekilde gelebileceğiz.

İnsan doğası gereği toplumsal bir varlıktır.

Yalnız yaşaması mümkün değildir.

Birlikte yaşamanın gereği olan dayanışma ile insanlar yardımlaşmayı, birlikte iş yapmayı öğrenirler. Unutmamamız gerekir ki yaşamımızda toplumsal yardımlaşmanın çok önemli bir rolü vardır. İnsan sosyal bir varlık olduğu için çevresindeki tüm olaylardan direk ve dolaylı etkilenir. Bu etkileşme insana zarar verdiği gibi zirveye çıkmasına da yardımcı olur. Dayanışma sayesinde toplumlar ve ülkeler kalkınır. Birlik ve beraberlik içinde olan toplum kendi kendini yönetir, dışarıdaki müdahalelere izin vermez.

Atalarımızın da bu konuda ‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var’ diyerek yardımlaşma ve dayanışmanın önemine vurgu yapmıştır. Hangi zaman diliminde olursa olsun toplum olarak manevi değerlerimizi unutmamalıyız. Pencereden gördüğüm ise biraz daha öfke kontrolünü sağlayabilmeyi başarmamız.

Öfke kontrolü konusunda her şey duygularımız, düşüncelerimiz, davranışımız ile şekillenir. Dolayısıyla öfke bilinçli kontrol edilmeli ve yarattığı olumsuz etkiler doğru yöneltilebilmelidir. Kötü sonuçları tolere edip yayılmasını engellemek en büyük temennim. Fiziksel ve psikolojik anlamda yorgun olsak bile saygı çerçevesini çiğnemeden bunun bilincinde dimdik duran bir yapıda kalmak.

Eminim ki tüm dünya bir an önce bu hastalığın bitmesini dört gözle bekliyor vaziyette. Unutmamak gerekir ki ışığa kavuşmak için karanlığa meydan okumak gerek.(Platon)Yaşam kalitemizi zirveye taşımak ve daha emin adımlar atıp bunun üstesinden en az hasarla gelmeye çalışmamız.

Hassasiyet gösterdikçe karşılığını mutlaka alacağızdır.

Zor dönemleri beraber aşabileceğimizin farkındayız.

Kenetlenmeyi bilerek beraberlik ve bütünlüğümüze sadık kaldıkça hep yüzümüz umutla gülecektir…

Editör: TE Bilişim