Hasankeyf ilimize bağlı nüfus açısından en küçük ve tarihi en eski ilçemiz. Ortaçağ döneminden günümüze miras kalan bir yerleşim yeri. Birçoğumuz bugünkü popülaritesini Ilısu barajı çalışmaları çerçevesinde sular altında bırakılmasına yönelik yapılan itiraz etkinlikleri ile tanıdık.

“Hasankeyf, Osmanlı’daki ismi"Hısn-ı Keyfa" olan tarihteki önemini Artuklular’ın 1101 yılında buraya hâkim olması ile kazandı. Bu tarihten itibaren o günkü ismi ile Hısn Keyfa, Orta Çağ’ın önemli şehirlerinden biri oldu. Artuklular, bölgenin idaresinde zaman zaman söz sahibi oldukları gibi, Hasankeyf’te de önemli eserler bıraktı.

Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticari ve ekonomik olarak da gelişti.

Hasankeyf’i Artuklular’dan alan (1232) Eyyubiler, henüz bölgeye tam hakim olamadan Moğol istilası ve harabiyeti ile karşılaştı. Birçok yerleşim yeri gibi burası da altüst oldu.

Eyyubiler, Moğol şokunu atlattıktan sonra 14. yüzyıl başlarından itibaren Hasankeyf’i yeniden imar etmeye başladı. Özellikle bugün Hasankeyf’te bulunan birçok eserde imzası bulunan Eyyubiler’in, Sultan Süleyman zamanında bu imar faaliyeti zirveye ulaştı. Hasankeyf, bu yıllarda tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı.

Nihayet Osmanlıların gücüne karşı direnemeyen, Safeviler’in baskıları ve iç hesaplaşmalarla iyice yıpranan Eyyubiler, 1515 yılında burayı Osmanlılara bıraktı.”

Hasankeyf yerleşim yapısının yanı sıra ilçe merkezinde sahip olduğu binlerce mağara ile de dikkat çeken bir yerdir. Diyarbakır’ın Çınar İlçesindeki Kela Zerzevan örneğinde olduğu gibi burası da yıllarca gözlerden ırak bırakıldı. Ancak bölgenin bütün tarihi zenginlikleri gibi Hasankeyf de sular altında bırakılmaya çalışılınca Zeugma örneğinden alınan ders ile Hasankeyf’e sahip çıkılmaya başlandı.

Dünyadaki bütün uluslar kendi tarihi yapılarını ve doğa miraslarını korumaya çalışırken bizler bu yapılarımızı ve zenginliklerimizi sular altında bırakmak için var gücümüzle çabalıyoruz. Hata kredi kuruluşları, yabancılar bu konuda tavır alıp kredileri keserken bile bizim inadımız sürüp gidiyor. Oysa hem tarihi mirasımızı korumak hem de barajlara sahip olma şansına sahibiz. Bunun için proje değişiklikleri yeterli olmaktadır.

Hasankeyf’te oturan birçok vatandaşımızın ve hemşerimizin duyarsızlığına rağmen korumaya yönelik çalışmalar aralıksız sürüyor. Hasankeyf’i Yaşatma girişimi aktivistleri bu işi profesyonel olarak sürdürmektedirler.

Bu tarihi mirasımızla ilgili olarak girişim tarafından basını ve kamuoyunu son gelişmeler konusunda bilgilendirmek amacı ile bir basın toplantısı gerçekleştiriliyor.

1- Ilısu Barajı ile ilgili son durum hakkında bilgilendirme.

2- Hasankeyf ve Allianoi çıkarılan İlke Kararının iptaline dair bilgilendirme

3- 10–14 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul’da yapılan Su Mahkemesine dair bilgilendirme

4- 20–22 Mart 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen Alternatif Su Forumuna dair bilgilendirmelerin yapılacağı davette tarihi ilçemize sahip çıkılması için bir kez daha duyarlılık çağrısı gerçekleşecektir. Dileriz yetkililer bu duyarlılığa karşı duyarlı olurlar.