**1948-49 Kış mevsiminde petrolcülerin hizmetine açılan o tesislerde altyapı da unutulmamıştı. Dönemin petrolcüleri Raman dağındaki ‘Kara altın’la iç içeydi.

RAMAN’DA YENİ KAMP
1947 Yılında Raman dağında petrolün bulunmasıyla birlikte mühendis ve işçilerin kalacağı konaklama tesisleri de Zeve (Yakıtlı) köyünde kurulmuştu. Meymuniye’deki merkez kampına yakın mesafede olan 8 nolu sondaj kuyusunun bitişiğinde 1948 yılının Haziran’ın da 5 daireli lojman binası, yemekhane, fırın ve çamaşırhane binalarından oluşan küçük bir yerleşim birimi kurulmuştu.


TPAO’DAN ÖNCE MTA
Kampta görevli mühendis ve işçiler için biri iki katlı diğeri de tek katlı olmak üzere iki yatakhane binası, bir de mutfak ve yemekhane binası yapılmıştı. 1948-49 kış mevsiminden önce işçilerin hizmetine açılan o tesislerde elektriğinden suyundan tutun da banyosuna hatta duş’una kadar her şey yapılmıştı. Sondaj kulelerine yakın kampta petrolle ısıtılan su kazanı lojman, mutfak ve çamaşırhane binalarının da ihtiyacı karşılanıyordu. O dönemin petrolcülerinden Abdurrahman Durukal, Hulusi Berilgen, Mehlika Taşman, Dr.Muzaffer Baştaymaz ve Fikret Kıraner sık sık bir araya geliyordu.
TPAO’nun ilk Bölge Müdürlerinden merhum Abdurrahman Durukal, kamp doktoru Muzaffer Baştaymaz’ı şu cümlelerle özetliyor; “Dr. Muzaffer, liseden arkadaşımdı. Kamp doktoru olarak 3-4 sene Raman’da kaldı.Rafineri Müdürü Şemsi Ağar’ın teyze çocuğuydu. 1945 yılı Haziran ayında Raman’a beraber gidip işbaşı yaptık. Petrole çok meraklıydı. Kamptan ayrılınca ‘Doktor, kamp ve sondaj sana emanet derdim.’ Fikret Kıraner ise Dil-Tarih-Coğrafya mezunuydu. MTA’da Jeolog yardımcısı olarak çalışıyordu.”



ŞİKEFTAN DA SU HATTI
Şikeftan (Suçeken) Dicle nehri kıyısında eski bir yerleşim birimi. Kara altının bulunduğu Raman dağına su hattı çeken dönemin petrolcüleri, ilkel koşullarla su hattını çektikleri tarih; 1948’di. Ceket ve kasketli giyimleriyle su hattında çalışan o dönemin petrolcülerin çoğu şimdi hayatta değil.



İLK TELSİZ!..
MTA ile Türkiye Petrollerinin bulduğu ‘Kara altın’a damgasını vurduğu dönemlerde İhsan Ruhi Berent’in ismi hep ön plandaydı. Petrol arama çalışmalarında modern kule, teçhizat ve telsiz kazandıran Berent’i yine o dönemin ilk petrol mühendislerinden Abdurrahman Durukal anlatıyor; “Berent, Amerika’dan gelen Drillexco kuleleriyle birlikte telsiz de getirmişti. İlk defa Ankara ile doğrudan görüşebilme imkanı telsizle elde etmiştik. Eskiden raporlar telgraf ile iletiliyordu.”
MAYMUNİYE RAFİNERİSİ
Maymuniye boğazındaki rafineri, petrolcülük tarihinde ilk pilot rafinerisi olarak kayıtlara geçiyor. Uzun süre Kimya mühendisi Şemsi Ağar’ın Müdürlüğü’nü yaptığı Maymuniye Rafinerisinin öyküsünü de ilk petrolcülerden Durukal’dan dinliyoruz; “MTA’nın Maymuniye boğazına kurduğu bu küçük rafineri tesisatı bile memlekete neler kazandırmıyor ki? Önce genç petrolcülerin rafineri mütehassısları için bir ekol ve laboratuvar olan rafineri, Raman’da çalışan bütün motorlu vasıtaların, motorların benzinini ve mazotunu karşılıyordu. Artık Raman dağı ve çevresinde yabancı akaryakıtla iş görülmediğini öğrenmekle ne kadar iftihar etsek azdır.”

Editör: TE Bilişim