GARZAN’IN DOĞURDUĞU ŞEHİR
Türkiye Petrolleri’nin kalbi olan Site benzeri yerleşim birimi Garzan’dı. Garzan ve Reşan petrol sahalarında yaşam tüm güzelliğiyle sürmüş. Şimdi ki Türkiye Petrolleri sitesi yerinde yaşamın bir benzeri de Garzan, Raman ve Raşan’mış. Lojman yerine kullanılan küçük barakalara gelinler geliyormuş. Her yeni gelenle nüfus biraz daha çoğalıyormuş. Barakalarda sıcak su, elektrik, banyo ve kısa dalga radyo bulunuyormuş.

TELEFON İÇİN BEŞİRİ’YE GİDİLİRDİ

O dönemin petrolcülerinden Rıfat Beyazıt anlatıyor; “Erkekler işe giderken kadınlar günlük yaşamlarına dönüyorlardı. Yemek ve kahvaltı sosyal tesislerde yeniliyor, evlerde nadiren yemek pişiyordu. Kadınlar bir birlerine çay ve kahve toplantıları için gidip geliyorlardı. Bazı hanımların kahvesi meşhurdu. Haftada iki daha sonra üç kez sinema vardı. Bir kamyonetin içinde rafineriye ait film makinesi gelir, kurulur ve sinema seyredilirdi. Bu sinema gecelerinde kamptaki herkes ve çevre köylerden gelenler film izlerlerdi. Sinema geceleri iple çekilirdi. Raman’da ise sondör ve baş sondörler oturmaya başlamıştı. Alış-veriş, adli işler, mektup, telgraf ve telefon için Beşiri’nin yolu tutulurdu.”




MALABADİ’DEKİ İKİNCİ KÖPRÜ TPAO’NUN
Batman-Diyarbakır arasında karayolu olmayınca tek geçiş Sinan köprüsü üzerindeki tren yoluydu. Bismil üzerinden yolculuk yapmak zorunda kalan TPAO’nun eski mühendisleri yer yer tarlaların arasından geçer ve Batman çayında yolculuk son bulurdu. Yazın toz, kışın ise çamur olan güzergahta TPAO’nun çile dolu günlerini en iyi bilenlerden biri de Abdurrahman Durukal’dır.


“SİNAN KÖPRÜSÜ 55’TE YAPILDI”

Merhum Durukal anlatıyor; “Batman çayı üzerinde Türkiye’nin en uzun tren köprüsü 1955 yılında TPAO’nun girişimiyle yapıldı. Köprü boyunca yayaların da geçebileceği 1-2 metre eninde yaya yolu açılmıştı. Bu köprü o dönemin parasıyla yaklaşık 3 milyona mal oldu. DDY şahsen beni değil MTA’yı protesto ediyordu, çünkü trenin gelmediği saatlerde tren raylarına çıkıp traverslerden tıkır tıkır geçer giderdik. Raylara çıkmak için ara yollar yapmıştık. Demir yolları sonradan gelip onları yıktı. Köprüyü kullanmaya mecburduk. Batman çayından geçmeye insan yoktu. Malabadi köprüsü  ise kullanılmıyordu. Diyarbakır ve Silvan yolu vardı. Eski köprünün ortası dikti. Kamyonlar ve diğer araçlar o eski köprüden geçemiyordu.”


Editör: TE Bilişim