Normal şartlar altında evlilik diye adlandırdığımız müessese bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşen, hayatı birlikte paylaşmayı hedefleyen önemli bir olgudur. Ancak günümüzde evlilik kavramı özellikle Doğu’da bu anlamını çok dışına taşmış durumda.

Eskilerin evliliğine baktığımızda da ‘bir yastığı paylaşmak’, ‘samanlığı seyran etmek’ gibi emeğe yönelik söylemler ön plana çıkarken; bugünkülerin evliliği ise şatafat, mal mülk yarışı, gösteriş sözcükleri havada uçuşmakta.

Bu durum maalesef olumsuz anlamda boşanma oranlarına da yansımaktadır. Dedelerimizin, babalarımızın kısacası atalarımızın evlilikleri yarım yüzyılı bulurken şimdikilerin evlilik süreleri 3-5 yıl sürmekte olduğunu görmekteyiz.

Peki bunun nedeni çok net bir şekilde ortada değil mi?

Bugün evlilik için gelinlik çağındaki bir kadının evine gittiğinizde erkekten istenilenler akıl karı değil. Ev, araba, beyaz eşya, mobilya, minimum 150 bin lirayı bulan takı istekleri ortalama 1 Milyonu bulmakta. Düğün dernek masrafları ise bu hesaba dahil değil henüz…

Sadece erkeğin sırtına vurulan bu yük nasıl taşınacak acaba? Hayatın müşterekliği nerede…

Böylesi bir yükün altında olan erkeğin kadına bakışının nasıl olması bekleniyor?

Sürekli borçlarını düşünen erkeğin evinde mutluluğu, huzuru bulması ne mümkün! Bu şekildeki istekler kadını metalaştırmaz mı?

Kadın nasıl olsa yabancıya gidiyor anlayışıyla hiçbir şekilde destek olunmayıp üstelik köstek olunan bu durumda Allah’ın erkeğe emanetine daha şimdiden ihanet edilmiyor mu?

Her alanda kadın erkek eşitliğini talep edenler konu bu masraflara gelince neden 3 maymun oynanıyor…

Batı ile mukayese ettiğimizde her şey kadın ile erkeğin birlikteliği ile gerçekleşmekte olduğunu görmekteyiz. Çünkü orada gerçek anlamda bir evlilik bilinci söz konusudur. Aşırı istekler, gösteriş meraklılığı önemsenmemektedir. Bütün mesele sadece erkek ile kadının bir araya gelmesini sağlanmasıdır.

Dinende bu masraflar kesinlikle HARAMDIR… Hadise göre yeryüzündeki en güzel düğün Hz. Fatıma’nın düğünüdür. Ve o düğünde sadelik dışında hiçbir şey yokmuş.

Sonuç olarak bizler doğuda evlilik konusunda ne dinimize göre davranabiliyoruz ne de evlilik kavramının ne anlama geldiğinden haberdarız…

Editör: TE Bilişim