BAZI ESERLER İLK KEZ SERGİLENECEK

Komşu Diyarbakır’ın tarihi Keçi Burcu, ünlü sanatçı Ahmet Güneştekin’in sergisine ev sahipliği yapıyor. 2 Ay boyunca açık kalacak sergide bazı eserler ilk kez sergilenecek. Sanatçı Ahmet Güneştekin’in çok önem verdiğini belirttiği “Hafıza Odası” sergisi, nesnelere biçim verişini gösteren çeşitli mecralardan çalışmalarını bir araya getiriyor. “Sanatsal hatırla(t)ma biçimlerini araştıran ve başka türlü sesi hiç duyulmadan kalacak olanların silinmiş seslerini duyulur kılma yolunu gösteren” Hafıza Odası’nda, sanatçının ilk kez sergilenecek eserleri yer alacak.

‘5 NOLU ESER DİYARBAKIR’A ÖZEL

Tarihi Keçi Burcu’ndaki sergide, “Kayıp Alfabe”, “Analar Duvarı”, “Yoktunuz”, “Hafıza Tepesi” ve “Çürüme” gibi Uluslararası  tanırlılığa sahip eserlerin yanı sıra, ünlü Batmanlı sanatçı Güneştekin’in Diyarbakır için yaptığı “5 Nolu” ses ve ışık enstalasyonu, göze çarpan eserler arasında yer alıyor. Serginin açılışı çok farklı yelpazedeki siyasileri bir araya getiriyor. Sergi açılışına HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılması beklenilirken, İstanbul’dan yaklaşık 250 iş, sanat ve basın camiasından davetlinin komşu Diyarbakır’a geleceği öğrenildi.

SERGİ 3 KEZ ERTELENDİ

Koronavirüs salgını koşulları nedeniyle açılışı üç kez ertelenen sergi bugün akşam saatlerinde açılacak. Sergi ile hazırlanan bültende, Güneştekin’in eserleri şöyle anlatıldı; “Sanatçının eserleri yalnızca hafızanın, açığa çıkmak için, hakkı teslim edilmek ve dinlenmek için başka yol bulamadığı zaman aldığı biçimleri temsil etmiyor. Eserler başkalarının yerine konuşmaya, onlara ses vermeye veya başka türlü bir rahatlama sağlamaya da kalkışmıyor; yası tutulmamış ölülerle bedensiz isimler arasındaki kurgusal karşılaşmanın temsil ettiği imkansız yasın yerini almaya girişmiyor. Onlar yalnızca bu kavranması, hayal edilmesi imkansız yasa, boş ve hayaletvari varlığı üzerinden eşlik ediyorlar.”

SANATSAL HATIRLA(T)MA

Bültende özetle şöyle denildi; “İsimsiz ölü bedenler ile ağlanan, gömülen, hafıza ile unutulmuşluğun geçiş eşiğinde hatırlanan bedensiz isimler arasındaki karşılaşmada keşfettiğimiz şey, bir yolun hikayesi; bu yol, başka türlü yüzleşmenin mümkün olmayacağı bir şimdi de, özür dileme, telafi etme imkanına çıkıyor. Sanatçı için bellek, amorf, sürekli değişen bir görüntü alanıdır. Şekillendirmeye ve tekrar tekrar müzakere edilmeye açık, kişisel olanla müşterek olanın, geçmiş ile geleceğin kesiştiği noktada durmaktadır. Hafıza Odası’ndaki işlerin ortaya çıkardığı sanatsal hatırla(t)ma biçimlerinin henüz çözüme ulaşmamış bir geçmişi yeniden yazmanın yollarını açabileceğidir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilişim