Mehmet Aydın

Dr. Hamid Aydın

Batman’da yaşamak, eski ismi ‘İLUH’ olan Batman’ın daha öncesinde ‘ELMEDİNA’ adında bir nahiyeden bugünlere geldiğini bilmek demektir.

Batman’lı olmak, Elma Sokağını ve oradan geçerken bağırsak ve işkembe kokularından burnu kapatmak zorunda kalmayı yaşamak demektir.

Batman’lı olmak “Bırak Atatürk Parkı’nı, 30 Tonluk Kantar’dan Esentepe’ye doğru un fabrikası dışında hiç bir şey yoktu” cümlesini sık sık tekrarlamaktır.

Batman’lı olmak, Brako’yu hatırlamak, onun çektiği cuğaranın nefesinden yanından geçerken etkilenmiş olmak, onun Japon Pasajı önünde kaldırıma otururken eline aldığı kartonlara kalemle ne olduğu belli olmayan ve anlaşılamayan yazılarına tanıklık yapmış olmaktır.

Batman’lı olmak, Japon Pasajı’ndan eve altın yaldızlı fincan takımları ve sarı kordonlu Seiko, Rado ve Citizen kol saatleri alıp takmaktır.

Batman’lı olmak, gurbette iken “Batman gerçekten çok modern bir şehir ve çok iyi gelişmiş” cümlesini sık sık duymaktır.

Batman’lı olmak, “pardon siz Bayburt’lu muydunuz” veya “pardon siz Bartın’lı mısınız” sorusuyla sık sık karşılaşmak demektir.

Batman’lı olmak, İluh Deresi’nin üzerinden geçerken dünyanın en iğrenç kokusuyla tanışmış olmaktır.

Batman’lı olmak, Çömçe’de yemek yemiş olmak ve Batman dışında iken insanların “sizin orada çok güzel bir lokantaya götürdüler ismini unuttum ama Çömçe miydi neydi” sorusuyla karşılaşmaktır.

Batman’lı olmak, Raman Dağı’ndan petrol çıktığı bilgisinin haklı gururunu yaşamak ve sınavlarda bununla ilgili soru çıkınca rahatlıkla çözebilmektir.

Batman’lı olmak mezarlıkların her perşembe ikindi vakti ve her arefe günü hınca hınç kalabalıklardan dolup taştığını, binlerce yasin ve hatim okunmak suretiyle ölülere çok ciddi anlamda sahip çıkıldığını müşahade etmektir.

Batman’lı olmak, 30 yıl öncesinden geriye doğru Batman'ın çamur demek olduğunu iliklerine kadar hissetmektir.

Batman’lı olmak, canın her sıkıldığında Hasankeyf’e gidip antik çarşıda turlamak, Dicle’ye nazır bir kafede oturup kahve içmek ve kaleye doğru tırmanmakla insanın deşarj olduğunu bilmektir.

Batman’lı olmak, Sason’da çilek, ceviz ve bala doymaktır.

Batman’lı olmak, Beşiri eteklerinde Kıradağı’ndan Batman ovasını seyre dalarken, Kozluk ormanlarında piknik yapmaktır.

Batman’lı olmak, üniversite okumak üzere uzak şehirlere gitmek için perondan istasyona geçmek ve motorlu trenle 36 saat süren yolculuklarla Ankara’ya varmak demektir. Batman'lı olmak gurbettir, aylarca eve gelmemektir, gidilen yerlerde bir Batmanlı İle karşılaşmanın mucize gibi bir şey olduğu gerçeğini fark etmektir.

Batman’lı olmak, TPAO’yu ezbere bilmek, Site’yi turlamak, Site Camisinde namaz kılmak ve ennihaye Site havuzunda yüzüp Site kütüphanesinde ders çalışmaktır.

Batman'lı olmak rafinerinin bacasından çıkan ve gökyüzünü kaplayan siyah dumanlar demek, her mahalleye yayılan rafinerinin insanı nefes almaya pişman eden kötü kokusunu unutmamak demektir.

Batman’lı olmak, tandırda ekmek pişiren hiç tanımadığınız teyzenin size sıcacık ekmek ikram etmesi ve tandırdan elinizde bir ekmek parçasıyla uzaklaşmanız anlamındadır.

Batman’lı olmak, Batman Çayı’ndan serpme veya oltayla balık avlamak, koşullar uygunsa Malabadi’ye gidip köprünün üzerinde tur atıp barajın kıyısında piknik yapmaktır.

Batman'lı olmak sabırla kılçıklarını ayıklamanız gereken dünyanın en nefis tatlı su balığı olan nakoru yanında bulgur pilavı ile birlikte yemek demektir.

Batman'lı olmak on yıldır görmemiş bile olsanız tekrar karşılaştığınızda eski arkadaşlarınızla sanki hiç ayrılmamış gibi kaldığınız yerden muhabbete devam edebilmek demektir.

Batman'lı olmak badem demektir, beni, pestil, pekmezin hasını bilmek, yemek demektir. 

Batman'lı olmak stillerde satılan ve eskiden kara trenle getirilen kaymaklı yoğurdun tadını sonradan hiç bir yerde bulamamak demektir.

Batman’lı olmak taziyelerde taziye çadırlarında veya taziye evlerinde binlerce insanı karşılamak ve uğurlamak, ölüler üzerine okunan binlerce dua demek, sosyal yardımlaşma ve iyilikseverlik ruhunun tavan yapması demektir.

Batman’lı olmak, Gök Taksi’yi, Peron gazetecisini, kürsüde oturmayı, kaçak çayı, bumbarı, bol soğanlı içli köfteyi, Esentepe’yi, Gülistan Caddesi’ni, eski hali, Elma Sokağını, Ali Tavşo’yu, gizlaviti, kaviti, Bayram Oteli, Mobil’i, Raman’ı, petrol çeken atbaşlarını, at arabalarını, Batman Lisesi’ni, Salih Günaydın’ı, Raman Aşiretini, Mustafa Ramanlı’yı, Hamidiler’i, merhum Salih Gök’ü, Babinirli Mele Abdullah’ı, Dr Bedreddin’i, Dr Halo’yu, Şevket Başak’ı, Aydın Aslan’ı, Ali Ülger’i, Mehmet Yamaç’ı, tanımak ya da en azından duymak demektir.

Batman’lı olmak, Batman Çağdaş Gazetesi demek, Arif Arslan demektir.

Batman’lı olmak, sokak tablalarından gelen “timotesssss, balicaaaaan” naralarını duyup onlardan alışveriş yapmak demek, Ulu Cami’nin yanındaki minik ciğercilerden yıllar sonra Halo Hayran’dan enfes ciğer ziyafeti çekmek demektir.

Batman’lı olmak, Bitlis’e, Siirt’e meydan okurcasına tandır kebabının, büryanın hassını yiyebilmek, Mado’da dondurmanın güzelini yemek demektir.

Batman’lı olmak, Raman ve Mehtap sinemalarında Cüneyt Arkın’ın Fatih’in Fedaisi Kara Murat filmini defalarca izlemek, sokak aralarında bilye turnuvaları yapmaktır.

Batman'lı olmak çok kalabalık bir aile olmak demektir. Cep telefon rehberinizde soy isminizi taratınca yüzlerce kuzen, kuzen çocukları, eş, dost, akraba bulmak demektir.

Batman'lı olmak bütün dünyaya dağılmış olmak demektir. Bütün şehirlerde ve dünyanın birçok ülkesinde dara düşerseniz size omuz verecek bir akrabaya sahip olmak demektir.

Batman'lı olmak çok iyi dama oynamak demektir.

Batman'lı olmak erken yaşlarda Kur'an okumayı öğrenmek demektir.

Batman'lı olmak binlerce kilometre uzakta bile olsanız omuzlarızda memlekete duyduğunuz hasretin bin batman basan ağırlığı ile oturup kendi Batman'ızı arada yad etme ihtiyacı hissetmek demektir...

Editör: TE Bilişim