Barış Arslan

*MTA’dan TPAO’ya geçiş döneminde eski petrolcülerin çoğu yönetici statüsünü aldı. MTA’da görev yapan 26’ya yakın petrol mühendisi TPAO’ya geçiş yapmıştı. Batman Rafinesi dolum tesisi, bir zamanlar sert geçen kış mevsiminde tankerlere dolum işlemlerini yapmakta zorlanıyordu. ABD’li mühendisler, bir süre çalıştıkları Batman Rafinerisi’nde 1960’lı yılların başında ayrılmıştı. Türkiye’deki petrol mühendisleri artık rafinerinin tüm ünitelerinden sorumluydu. İşte rafinerinin dünden bugüne kısa öyküsü.

FÖTRLÜ PETROLCÜLER

Kara altının keşfedildiği Batman’da, ilk küçük rafineri Meymune boğazına kurulmuştu. 1955’te Batman ovasına kurulan rafineri birçok petrolcü yetiştirdi. Yıl 1950. Garzan kamp doktoru Cahit Bey’in aralarında bulunduğu eski petrolcülerden Selahattin Özkan, Kemalettin Apak, Necmettin Sahir Silan ve TPAO’nun eski  Batman Bölge Müdürlerinden Kazım Akyel, sondaj kulesi önünde bu hatıra kareyi çekmişti. Eski petrolcüler ABD’lilerden fötr şapka takmayı da alışkınlık haline getirmişti. Türkiye’de aralarında ilk petrol mühendislerinden Hulusi Belirgen, Abdurrahman Durukal, Selahattin Malkoç, Rıfat Beyazıt ve Melih Genca’nın da bulunduğu 26 MTA’daki petrol mühendisi TPAO’ya geçiş yapmıştı.

RAFİNERİ’DE İLK DOLUM TESİSİ

Bir zamanlar Batman Rafinerisi’nde dolum yapmak bir hayli zordu. Yıl 1956. O dönemlerde rafineler dizayn edilirken, kurulacak yerin son 5-10 yıl meteoroloji raporları da gözden geçirilirdi. Türkiye’nin ilk rafinerisi Batman rafinerisi için de bu çalışma yapılmıştı ancak 1956 yılında öyle bir sert soğuk vardı ki, son yılların en soğuk kışı yaşanmıştı. Rafineride her şey açıktaydı, -15 derecedeki hava, üretim çalışmalarını olumsuz etkilemişti. Rafinerinin dolum ünitesinde istim dolum bağlantıları bulunuyordu. Bir yerde donma olduğunda donan yer ısıtılırdı. Ancak, her taraf buz olurdu. Asfalt zaman zaman donardı. O yıllar rafinerinin en zor dönemiydi.

AMERİKALILAR 1960 YILINDA AYRILDI

1955 Yılında üretime başlayan Türkiye’nin ilk rafinerisinde uzun süre ABD’li mühendisler görev yapmıştı. 1960’lı yılların başında Amerikalılardan rafineriyi teslim aldıklarını belirten eski petrolcü Nevzat Yıldırım, bakın neler anlatıyor: ‘’ABD Parsons ekibindeki yabancı mühendisler ‘Siz bu rafineriyi 3 yıldan önce teslim alamazsınız’ dediler. Birkaç Amerikalı mühendis kalmıştı. Diğerleri teknisyendi. Çoğu zaman bizi küçümsüyorlardı. Genel Müdürlük de ‘hiç olmazsa bir iki Amerikalı kalsın’ diye bizi uyardılar. Biz de ısrar ettik, ‘ABD’liler kalsın ama onlara bir şey sormayacağız’ dedik. Rafineri’yi 60’lı yıllarda teslim aldık. Danışman olarak kalan birkaç ABD’li mühendise hiçbir şey sormadık. 6 ay sonra da ABD’li mühendisler ülkelerine döndü.’’

TCC, GÖZDE ÜNİTEYDİ

Rafinenin sembolü olan TCC ünitesi günümüzde yok ama bir zamanlar ABD’li yabancı petrol mühendislerinin de çalıştığı ‘TCC Ünitesi’nde tecrübeli petrolcüler çalışırdı. Eski petrolcülerden Nevzat Yıldırım, 1960’lı yılların başında TCC ünitesinin şefliğini üstlenmişti. Yıldırım, vardiyalı olarak çalıştıkları o üniteyi şöyle anlatıyor: ‘’Bu ünitede vardiyalı olarak çalışmak bize zor geliyordu. Bir hafta saat 19.00’dan 05.00’e sonraki hafta 15.00-23.00’e, daha sonra 23.00-07.00 saatlerinde çalışıyorduk. Birlikte çalıştığım yabancı bir mühendise, ‘Vardiyaya alıştın mı?’ diye sorduğumda aldığım cevap ilginçti: ‘İlk 30 sene alışılmıyor, ondan sonrasını bilmiyorum.’ Kısacası TCC ünitesinde çok güzel dostluklarımız oluşmuştu.”

Editör: TE Bilişim