Barış Arslan

*Batman’ın 70’li yıllarda düğünleri bir başka olurdu. Yüksel Gök, Doğan Binici ve İsa Bürü o dönemin gençlerinin idol sanatçılarıydı. Batman’ın emektar EML okulunun toprak zeminle futbol sahasında ise yüzlerce genç ter dökmüştü. MTA’nın çekirdek kadrosundaki ilk mühendisler yol’un olmadığı dönemlerde büyük baş hayvanların sırtında dağ-taş, nehir yatağını gezerlerdi. İşte petrol kentinin sararan karelerinden bir kesit daha…

NEREDE O ESKİ SANATÇILAR

Bir zamanlar Batman’ın Atatürk Parkı’nda sazlı sözlü geceler düzenleyen sanatçı Yüksel Gök’tü. 70’li Yıllarda özel günler ile düğünlere renk katan cümbüş ustası İsa Bürü ve Doğan Binici gençlerin idol sanatçılarıydı. Yıl 1971… Yer: TPAO kapalı spor salonu. Dönemin petrol emekçileri için düzenlenen gecede o sanatçılara eşlik edenler arasında Yılmaz Kasetçilik sahibi Yılmaz Binici de karede yer alıyor. Yüksel Gök İzmir’de halen müzikle uğraşırken, Doğan Binici ise sanatçılığı bıraktı. Cümbüşçü İsa Bürü ise gönüllü müzik öğretmenliğinin yanı sıra özel günler ile düğünlerde de kaybolmaya yüz tutan sanatını sürdürüyor.

EML SAHASININ ETRAFI BOŞTU

1968-69 Eğitim-öğretim sezonunda açılan ve petrol kentinin ilk ‘Sanat Enstitüsü’ olarak bilinen şimdi ki ‘Batman Mesleki ve Teknik Lisesi’ bahçesindeki futbol sahası, turnuvaların adresiydi. TPAO’nun emektar sahasına alternatif olarak yapılan eski EML sahasının etrafında bir yapı bile yoktu. 1968 Yılında o ilk Sanat Enstitüsü eğitim-öğretim yılına açıldığında dönemin Belediye Başkanı merhum Mustafa Ramanlı, açılışa katılan Siirt eski Valisi Suat Ethemoğlu’na, “Çölün ortasında okul yaptınız. Öğrenciler nasıl buraya gelecek? Onları kurt kapar” şeklindeki sözleri o eğitim yuvasının açılışına damga vurmuştu. Vali Ethemoğlu, Başkan Ramanlı’ya gecikmeden yanıt vermişti: “Reis merak etme. 40-50 Yıl sonra burası şehir içinde kalır…” Aradan geçen o süre içinde eski Sanat Enstitüsü, Siirt eski Valisi Ethemoğlu’nun dediği gibi şimdilerde şehrin göbeğinde kaldı.

30’LU YILLARDA YOL YOKTU

1930’lu Yıllarda petrol arama çalışmaları için bölgeye gelen ilk diplomalı petrol mühendisleri ile üst düzey yöneticiler, ulaşımda büyük zorluklarla karşılaşmışlardı. MTA’nın çekirdek kadrosu, görev gereği dağlarda aldığı numuneler için bölgeyi karış karış gezerdi. Jeolojik çalışmaların yapıldığı o dönemde yol ve seyahat koşullarını zorluğunu ilk gazetecilerinden Kemal Lokman, Ulusal Petrol Dergisine şu dipnotu düşmüş: “1930 Yılında tren yolu henüz Kayseri’ye varmıştı. Karayolları çok kötü durumdaydı. Özellikle Şark Vilayetlerinde hemen hemen yol yoktu. Hatta doğru dürüst otomobil bulunmuyordu. Otomobil sahipleri Şark illerine gitmek istemiyordu. Bu yüzden çalışmalar hayvan sırtlarında ya da yaya yapılırdı.”

PETROLCÜLERE TAHTADAN KÖPRÜ

MTA’nın çekirdek kadrosundaki ilk mühendisler, kırsal alana çıktıklarında büyük güçlüklerle karşılaşırdı. İlk diplomalı petrolcü Cevat Eyüp Taşman ve beraberindekiler eşyaları atlara yüklerdi, kendilerini zaman zaman yaya, zaman zaman atlı, sal ve keleklerle Dicle nehrini geçerlerdi. O dönemlerde köy bulamayan petrolcüler, mağaralar, nehir ve akarsu kıyılarındaki kum üzerinde yatmak zorunda kalırdı. İşte petrolcüler için yapılan tahta köprüden bir araç geçişi sırasında MTA’nın arşivinden sararan bir kare.

Editör: TE Bilişim