Barış Arslan

*2. Dünya Savaşı sonrasında ABD yapımı jipleri daha çok petrolcüler kullanıyordu. Dağlar-bayır dinlemeden her yere ulaşılan üstü aşık jipler, Raman kampındaki araç parkının gözdesiydi. Soyadını taşıyan Batman’ın Akyürek Mahallesi’nin gelişip büyümesinde büyük katkı sağlayan dönemin TPAO İdare Amiri Mithat Akyürek, petrol emekçilerinin dostuydu. İşte bir zamanlar adını petrolcülüğe yazdıran o iz bırakan yöneticilerden bir kesit kare daha…

JİPLER, RAMAN KAMPINDAYDI

Türkiye’de ‘petrol’ün ilk dağı olarak bilinen Raman kampı Maymuniye boğazındaydı. Petrolcüler, yaklaşık 80 yıl önce ‘kara altın’ı bulduğu bu ovada, imkansızlıklara rağmen zoru başarmışlardı. 2. Dünya Savaşı sonrası, ABD yapımı jip’ler revaçtaydı. İlk petrolcülere bu jipler tahsis edilmişti. Raman kampındaki araç parkının gözdesi olan ‘Jip’ler, petrol mühendislerinin olmazsa olmazıydı. İşte Raman kampında jip’lerden bir kare.

AKYÜREK MAHALLESİNİN MİMARI

Bir zamanlar Site’den sonra petrol kentinin lüks semtlerinden Akyürek’ti. TPAO ve TÜPRAŞ Rafinerisine komşu olan Akyürek Mahallesi’nin, bugünlere gelmesinde MTA ile TPAO’nun ilk İdare Amiri Mithat Akyürek’in katkısı inkar edilemez. Yine MTA’nın ilk Genel Müdürü ve petrol uzmanı İhsan Ruhi Berent, Akyürek Mahallesi’ni var eden Mithat Akyürek’le sohbet ederken o an objektiflere böyle yansımış. Yılları bu coğrafyada geçen o ünlü petrolcüler, uzun bir süre önce yaşama veda ettiler ama isimleri hala yaşıyor.

MAYMUNE KAMPINDA HAVUZLU BAHÇE

Petrolcülükte ilk kamplardan biri de Raman dağı eteğindeki Maymuniye merkez kamptı. Kampın arka havuzlu bahçesinde petrolcüler, havuz başında günün yorgunluğunu atardı. Havuzlu bahçede yemek yemek ayrı bir keyifti. İlk petrol mühendislerinden Abdurrahman Durukal, Maymuniye kampını şöyle özetlemiş: “Binanın inşaatına 1941’de başlanılmıştı. Büyükçe, 2 katlı bir kerpiç binaydı. Alt katta yemekhane, ofis hizmeti gören bir-iki oda, üst katta ise 5-6 oda vardı. Sondörü, doktoru, mühendisi hepimiz üst kattaki odalarda kalıyorduk. Öyle klima, buzdolabı gibi şeyler yoktu o zamanlar. Aramızda yarışma yapardık, ‘Kimin testisi daha fazla soğutuyor’ diye. Akşamdan testilere su doldurur, bezlere sarar kapının önüne bırakırdık. Sabahları termometreyi getirir, ölçerdik. Baş sondör Esat Aktuğ’un akrabası İsmail Aktuğ’un bir sondaj işçisi vardı, onun testisi hep birinci gelirdi. Üç yılımız kampta böyle geçti.” İlk petrolcülerin anılarının yaşandığı o ilk kampın yerinde şimdi yeller esiyor.

Editör: TE Bilişim