10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinliğini düzenleyen Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti ve Batman Ticaret ve Sanayi Odası (BATSO)’nun daveti üzerine “Batman Ekonomisi ve Dünya’daki Ekonomik Gelişmeler” adlı panele katılmak için,  9 Ocak’ta Batman vardığımda  Batman gene beni şaşırtmadı: Her zaman ki gibi hareketli, heyecanlı ve sevecendi. 

Batman’ın hareketliliğini, heyecanını ve sevecenliğini algılamak, sezmek ve hissetmek istiyorsanız, Batman’ı gezmeye, Diyarbakır Caddesi’nin Esentepe tarafından şehrin merkezine doğru gezmeye başlamalısınız. 

Panele Ege Üniversitesinden Prof Dr. Aykut Lenger ile birlikte davetliydik. Panel öncesinde Batman Organize Sanayii Bölgesini(BOSB) gezmek ve Yönetim Kurulu Başkan Vekil’i Hıfzullah Özoğul ve Batman-Siirt  Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Bölge Başkanı Hayrettin Başaran‘dan Batman Sanayisi ve ekonomisi konusunda bilgi aldık.

Önce dünya ekonomisindeki yeni, gelişmekte olan eğilimden söz ederek başlayayım. Sonra da Batman ekonomisi hakkındaki izlenimlerimi sizinle paylaşayım.

Dünya ekonomisindeki gelişim eğiliminde ciddi bir değişim yaşanıyor. Geleneksel olarak ekonomi de iki temel üretim faktörü var. Bunlar fiziki/beşeri sermaye ve işgücü.  Endüstrinin 1. aşaması (18. Yüzyıl) ve 2. aşamasında (19 yüzyıl) fiziki sermaye (servet, makine alet, fabrika vb.) üretimde en önemli faktördü. İşgücü göreli olarak boldu ve ucuzdu.  Endüstrinin 3. aşaması (20 yüzyıl) özellikle 1960 sonrası ve Endüstrinin 4. aşaması (21 yüzyıl)’da üretimde fiziki sermaye önemini yitirip yerine Beşeri Sermayeye (bilgi, beceri ve yetenek)  bırakıyor. Bu gün Dünyanın en zengin 10 insanından sadece bir tanesi aileden kalan mirastan dolayı zengindir. Diğer 9’u kendi kendini girişimci yapanlardır(self-made entrepreneur). Başka bir deyişle, beşeri sermayeyi (bilgiyi, beceriyi, yeteneği) kullanarak zengin olanlardır. Son yapılan çalışmalarda Amerika’daki zengin sayılanların % 80’i aileden zengin olanlar değil, kendi olanakları, beşeri sermayeleri, eğitim, bilgi ve becerileriyle zengin olanlardan oluşmaktadır. Bu eğilim dünyada da gözlemlenmektedir. Çağımızda ve gelecekte,  fiziki sermayeden ziyade ülkelerin, şehirlerin ve bireylerin kalkınmasında beşeri sermayenin çok daha önemli ve belirleyici olacağına dair ekonomistler ve politikacılar arasında ortak bir kanı yaygınlaşmaktadır. 

Batman’da işadamı ve çocukluk arkadaşım Seyfettin Bulut, “Biz Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ ve Yıldız Teknik gibi üniversitelerden mühendis Batman’a getiremiyoruz” diye yakındı. Anlaşılan Batman’da beşeri sermayeye ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyaç dünyada yükselen bir ihtiyaçtır.  Çünkü hem ülkeler hem firmalar hem de eğitimli bireyler şunu artık çok biliyorlar: İyi bir projeleri olursa, buna finansal kaynak bulmak zor değil. İyi projelere ülke içinde de dışarda da kaynak bulmak artık çok kolaydır. Yeter ki, iyi projeye sahip olanlar, gerekli beşeri sermayeye sahip kişilerle çalışsınlar. Global ve yerel sermaye eskisi gibi kıt değil, bu sermayeler durmadan yüksek getiri getirecek yer ve proje arıyorlar.

Yukardaki durum şehirler için de geçerli. Ülkelerin en büyük şehirleri genellikle en büyük olmaya devam ediyor. Fakat orta ve alt sıralardaki şehirlerin refah sıralaması değişiyor. Bunun nedeni ülkelerin en büyük şehirleri hem ülke içindeki fiziki ve beşeri sermayeyi çekiyor hem de dışarıdan da bunları alabiliyor. Bu yüzden İstanbul en büyük olmaya devam ediyor ve devam edecek gibi.  En büyüklerin dışındaki şehirler, beşeri sermayelerini yükselttikçe veya talih onlara güldükçe, sıralamaları değişebiliyor. Batman’da petrolün bulunmasıyla talih Batman’a güldü. Petrol aynı zaman da beşeri sermayeyi Batman’a çekti: Kaliteli mühendisleri, yöneticileri, işletmecileri, ustaları ve ustabaşılarını TPAO Batman’a getirdi. Batman’da bu kaliteli kesimin yaşam biçimi, deneyimi ve bilgisinden faydalandı.

Batman’da olduğu gibi,  her hangi bir genç şehir de hızlı bir şekilde büyüyüp kendisinden çok daha eski tarih ve çok daha fazla imkânlara sahip olan komşularından çok daha hızlı büyüyüp, çok daha hızlı gelişebilir. Batman bunu başardı. Bunu daha da ileriye götürmesi için,  hem fiziki hem de beşeri sermayeye ihtiyacı var.   Batman’ın var olan fiziki/beşeri sermayesini Batman’da tutması ve dışarıdan bu sermayeleri Batman’a çekebilmesi için, panel de de söyledim, Batman’ın “yaşanılabilir, dinlenilebilir ve eğlenilebilir” bir şehir yapılması gerekir.

Kim bunu yapacak? Şehrin paydaşları.

Kimdir şehrin paydaşları? Ticaret ve Sanayi odaları(iş insanları), Üniversiteler, Yerel Yönetimler, Sivil Toplum Kuruluşları, Yerel Basın, Mevcut Hükümet Temsilcileri, Şehirdeki Kamu Kurum ve Kuruluşları, şehirdeki politika liderleri vb.,  şehrin kalkınmasında menfaati olan bütün kesimlerdir.  Bunların temsilcileri bir araya gelip Batman’ın stratejik bir kalkınma planını yapabilirler. Çoğunun mikro düzeyde planlarının var olduğunu öğrendim. Bunlar bir araya gelip şehrin makro planı oluşturabilirler. Böylesi planlar, hem şehrin kalkınma maliyetlerini düşürür hem de şehrin kalkınmasını hızlandırırlar.

Batman çayı projesi çok güzel bir proje.  Batman’ın yaşanılabilir, dinlenilebilir ve eğlenilebilir bir şehir olmasına katkı sağlamakla kalmayacak, Batman’a ihtiyaç duyduğu beşeri sermayeyi çekmede de yardımcı olacak gibi görünüyor.

Batman Organize Sanayii’nde hızlı bir büyüme var.  Batman’daki iş insanlarının vizyonu sadece yerel ve ulusal piyasaları değil, ihracatı da geniş olarak kapsıyor. Bu bütün paydaşalar için güzel bir gelişme demek. Daha çok iş alanı, daha hızlı büyüme, daha çok beşeri sermaye, daha yüksek bir yaşam kalitesi demek.

Panele Batman Valisi Hulusi Şahin’in katılması, katkı sunması ve panel sonrası Batman hakkındaki sohbetimizden anladığım kadarıyla Batman Valisi Şahin’in, Batman’ın daha hızlı kalkınması için bir şanstır ve Batman paydaşlarının işbirliği için de olanaktır. 

Batman her zaman ki gibi hızla büyüyor, gelişiyor, kalkınıyor.  Bu gidişimde,  Batman’ın kendi gelişme hızını daha da artıracağı izlenimini edindim. Çok sevindim. 

Bol şans, hoşça kal Batman...

Editör: TE Bilişim