*Batman Çağdaş Gazetesi’nin manşetinde iki farklı haber vardı dün… Biri, iki çocuğunu Batman Çayına ‘kurban’ veren gözü yaşlı çaresiz babanın dramı, diğeri ise düğünümüzdü…

*Düğün töreni öncesinde acısını paylaştığımız çaresiz baba Kahraman Şanlı'nın o hali içimizi yakmıştı. Akşam saatlerinde ise oğlum Yunus ile kızımız Gülistan’ın düğün töreninde konukları ağırlamaya çalıştık ama içimizde o babanın acısı vardı…

KARMAŞIK DUYGULAR
Sıcak yaz mevsimiyle birlikte karmaşık duygular içindeyiz.

Bir yandan hayatlarının baharında piknik uğruna akarsularda kaybettiğimiz gençler, bir yandan da genç çiftlerin düğün törenlerine tanık olmak hüzünlendiriyor.

Dünkü manşetimizde iki farklı haber vardı.

Biri, iki evladını Batman Çayına kurban veren acılı babanın dramı.

Diğeri ise düğünümüzdü.

Gazeteciliğin ne zor şartlarda yapıldığını bu iki haberden anlamak gerek.

Elbette önce insanız, sonra gazeteciyiz.

Bu mesleğin ne denli güç yapıldığını duayenlerimizin affına sığınıp iki kelimeyle biz de özetlemek istiyoruz.

Günler öncesinden düğünümüzün tarihi belliydi; 24 Haziran 2019.

Ailemizin ortancası Yunus, kızımız Gülistan ile dünya evine girdi.

Bir gün öncesinde ise yani pazar günü Batman'ı sarsan bir haberle düğün arifesinde neşemiz kaçtı. Batman Çayında o boğulma vakası bizi derinden üzdü.

Batman, geçen Pazar büyük bir acı yaşamıştı.

Hüsnü-Serhat Şanlı kardeşleri yaşama veda etmişti o Batman çayının sularında.

Ama ‘yaşam’ devam ediyordu.

Düğün törenine saatler kala acılı baba 49 yaşındaki Kahraman Şanlı'nın dinmeyen gözyaşlarını silmeye çalıştığı manzarayı belki de ömür boyu unutmayacağım.

Gazetecilikte benzer olaylarla çok karşılaştım.

Allah o aileye sabır ve metanet versin. Allah kimseye evlat acısı vermesin…

YAŞAMIN GERÇEĞİ
Bu coğrafyada yaşam böyle bir şey… Bir varsın, bir yoksun.

Hiç unutmuyorum; birkaç yıl öncesinde babam merhum Hacı Hüseyin hak yoluna gitmişti.

O an belki de meslek hayatımın en zor anlarını yaşamıştım.

Acı bir gerçekle karşılaşmıştık.

Asri mezarlığında o koca çınarı toprağa verdiğimizde yanımızda olan binlerce dost, yakın ve çevreden izin alıp; bir gün sonra çıkacak gazeteye gelip çalışmıştık editörümüz Barış Arslan’la.

‘Eski Tekel Caddesi’ olarak bilinen Gülistan Caddesinde yayın yaşamına başlayan Batman Çağdaş'ın kurucusu merhum ağabeyimiz Enver Arslan'ı da elim bir trafik kazası sonucu kaybettiğimizde yine aynı tabloyla karşılaşmıştım.

Mezardan gazeteye, gazeteden başsağlığının yapıldığı yas evine koşuşturmuştuk.

Aramızda olmayan aile büyüklerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun.

Onlar sayesinde bugünlere geldik.

ACININ TARİFİ YOK
Gazetecilik yaşamımda neredeyse 40 yıl geride kalacak.

Öyle ilginç hayat hikayelerine tanık olduk ki.

Hepsini burada yazmaya kalksak, inanın sütunlar yetmez.

Batman tarihinin yarısına tanıklık yapan bu şehrin ilk günlük gazetesinin arşivine göz attığınızda; herkesin bir yol hikayesini görüyorsunuz.

Birçok kesimin hikayesinin bu şehrin belleği olan Çağdaş’ta fark edebiliyorsunuz.

Kimler geldi, kimler geçti bu şehirden…

Bu şehrin gelişimine ön ayak olan eski petrolcülerin yaşam öykülerinin yer aldığı ‘Batman'ın Fotoromanı’ nostalji köşesinde ki o simaların artık aramızda olmadığını görünce hüzünleniyoruz.

Her gün okurlarına şehrindeki sıcak gelişmeleri, objektif bir şekilde aktardığınızda özel yaşamınızdan da ödün vermek zorunda kalıyorsunuz.

Düğünümüz geride kalırken, inanın geçen pazar o iki kardeşin acısı halen içimizde.

Kısacası hayat devam ediyor.

Hayat dediğin ne ki!

Önemli olan geride ‘hoş bir seda’ bırakmak…