Değerli Okurlar, Kurban Bayramından önce yaptığım değerlendirmelerde ne yazık ki haklı çıktım. Tam da ifade ettiğim gibi bayram sonrasında korona vakalarında büyük patlama yaşandı…

Bayramdan sonra Batman ve ülke genelinde korona vaka sayıları pik yapacak demiştim, öyle oldu. Gelecekle ilgili konuşan bir kahin veya müneccim değildim, görünen köyün kılavuza ihtiyacı olmazdı…

Ülkemizde vaka sayıları 5 binden 25 bin sınırına dayandı. Sağlık Bakanı ve neredeyse bütün tıp ve bilim insanları durmadan aşı çağrıları yapıyorlar…

Heyhat hastanelerin yeniden dolması, mezaristanlara başlayan yeni akınlara rağmen halkımız aşı olmuyor…

Özellikle bölgemiz illeri aşılamada çok geri olduğundan, vaka sayıları da pik yaptı…

Solunum cihazına bağlanan insanlarımızın sayısı her geçen gün büyük artış kaydediyor…

Bu gidişata ‘dur’ denilmeli ve halkımızın aşı olması sağlanmalıdır. Ama nasıl?

**

**

STK’LAR AŞI ÇAĞRISI YAPACAK…

Geçtiğimiz mesainin son günü Batman Ticaret ve Sanayi Odasında önemli bir toplantı gerçekleştirildi.

Batman’da etkili olan çok sayıda STK, meslek örgütleri başkan veya temsilcileri toplantıya katılmıştı.

Herkes ittifakla halkımızın aşı olması gerektiği görüşünü savunuyordu.

Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu ve Batman Demokrasi Platformu çevresi toplantıya katılmış, herkes görüşlerini ifade ediyordu.

Toplantıda söz alanlardan biri de bendim. Aşı konusunda normalde herkesin konuşma hakkının olmadığını, bilim insanları, sağlıkta uzman isimlerin aşı çağrısı yapmalarının daha doğru olacağını, ancak toplumun bu çağrılara uymadığı için biz sivil toplum örgütlerinin halkımızı aydınlatmaya çalıştığı görüşünü savundum.

Her yerde olduğu gibi o toplantıda da aşılarla ilgili şu ifadeler bakış açımı özetliyor: “Biz hekim değiliz, doktor değiliz, üç faz çalışması sonrasında acil kullanma izni alan aşılarla Covid 19 pandemisine karşı aşılama çalışmaları başladı. Dünya Sağlık Örgütü ve dünyadaki tıp ve bilim insanlarının neredeyse tamamı aşı olmamız gerektiğini açıklıyorlar. Şu halde bilim insanlarına güveneceğiz. Aşı olanların büyük çoğunluğunun covid 19 virüsüne yakalanmadığını, yakalananların ise büyük çoğunluğunun çok hafif şekilde geçirdiği gerçeği ortadadır. Toplumumuz bilim insanlarının uyarılarına dikkat ederek bir an önce aşı olmalıdır. Ya tedbir olarak aşı olacağız, ya da virüse yakalanıp hastaneleri dolduracak, sevdiklerimizi yitireceğiz. Henüz bu hastalığa çare bulunmadı, tek korunma çaresi aşıdır.”

**

**

Toplantıya katılan STK’lar önemli kararlar aldılar. STK’lar, halkı aşılamaya davet edecekler.

Toplum bağışıklığı için halkımızın ekseriyetinin aşı olması gerektiği görüşünü savunan bilim insanlarının uyarılarını dikkate almak zorundayız.

Kendim ve eşim iki doz sinovac aşımızı yaptırdık. Bu aşının antikor düzeyinin düşük olduğunu ileri sürenlere, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Prof. Dr. Levent Doğanay, cevap vermişti.

Halkımız aşı karşıtlarına inanmasınlar. Prof. Doğanay’ın sözlerini önemle hatırlatmak istiyorum: “Türkiye’de şimdiye dek milyonlarca kişiye uygulanan inaktif virüs aşısı coronavac’ın Türkiye’de yapılan Faz 3 klinik araştırmalarının ilk bilimsel sonuçları dünyanın en saygın tıp dergilerinden The Lancet’te yayınlandı. Şimdi bizim elimizde iki doz aşısını olmuş gönüllerin ki 9 bin 494 kişi, 164 günlük takip verileri var. Yani 164 gün demek, aşağı yukarı 5,5 aylık takip verisi demek. Bu süre içerisinde iki doz Sinovac ile aşılanmış 9 bin 494 kişinin 267 tanesi hastalanmış. Aşılanmış olmasına rağmen hastalananların oranı yüzde 2,81. Ama bunların içerisinde bakıyorsunuz 236 tanesi hastalığı çok hafif olarak geçirmiş. Binde 2,5 oranında gönüllü ise semptomatik yani belirtili geçirmiş. Ama buna karşılık 9 bin 494 gönüllü içinde hastaneye yatarak Kovid-19 tedavisi gören kişilerin oranı 10 binde 7. Yani toplam sadece 7 kişi. 6 aylık takibi sonunda da ölüm ve yoğun bakım yatışı hiç yok.”

Bu açıklamaya ek olarak sağlık Bakanı’nın yaptığı açıklama var; 8 Haziran 2021 tarihinden beri korona nedeniyle hayatını kaybeden tek bir sağlık emekçisi yok. Büyük çoğunluğunun sinovac aşılarını yaptığı gerçeğini de hatırlatayım.

Lütfen duyarlı olalım. Siirt’te yüz binde 750 vaka görülüyor. Doğu ve Güneydoğu illeri yetersiz aşı oldukları için kırmızı kategoride yer alıyorlar.

Bu gidişata dur demeliyiz…

Bahse konu toplantıda aşılama ile ilgili çarpıcı sözler de istenmişti.

Benim önereceğim çarpıcı söz şöyledir:

“Ya Aşı, Ya Solunum Cihazı…”

Solunum cihazına bağlanan insanlarımızın yaşadıkları sıkıntıları yakından müşahede eden biriyim. Çünkü Babamı korona nedeniyle kaybettim.

Nefes alıp vermekte zorlanan insanları bir dinleyin, sonra isterseniz aşı olmayın derim…

Dünya’nın yoksul Afrika ülkeleri aşı bulamadıkları için ölüyorlar, bizde aşı için halka promosyon ve bonus veriliyor.

Bir çarpıcı görüşümü ifade ederek bitireyim; üçüncü doz aşısını en erken yapan kişi olarak Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçeğini hepiniz biliyorsunuz. Kendisine torpil, iltimas yapıldı denilerek istifası istendi. Şimdi herkese gelin Cumhurbaşkanı gibi aşı olun deniliyor, aşı olmamakta diretiliyor.

Ya aşı, ya solunum cihazına bağlanma…

Takdir halkımızındır