Dünden devam

Değerli Okurlar, taziye evlerinin Belediye bünyesine alınarak tek elden yönetilmesi ve tüm giderlerinin belediye tarafından karşılanması ile ilgili tekliften dünkü yazımda söz etmiştim. Kayyum olarak belediye başkan vekili olarak belediyeyi de idare eden Vali Hulusi Şahin’in, taziye evleri sorumluları ve imamlarla yaptığı toplantıda sunduğu teklifi dünkü yazımda da açıkça desteklemiştim.

Sayın Valimizin bu konuda inisiyatif alması ve böyle bir toplantıyı düzenleyerek sorumluluk alması en çok beni sevindirdi…

Vali Şahin’in açıklaması ardından hemen konuyu değerlendirmek istedim ve 15 Haziran 2020 tarihinde dünkü makalemi yazdım

Belki bir tesadüf, belki bir tevafuk tam da bir yıl önce 15 Haziran 2019 tarihli yazımın konusu da taziye evleri idi.

Sayın Valimize hitaben kaleme aldığım yazımda o zaman kamuoyunun gündeminde tartışılan vatandaşlardan istenen elektrik ve diğer giderlerin ücretleri vs ilgili taziye evlerinin durumuna dikkat çekerken, ‘acil toplantı öneriyorum’ başlığı altında da kendilerine çağrım olmuştu. İşte bir yıl önceki ifadelerim:

**

**

ACİL TOPLANTI ÖNERİYORUM...
“Taziye evleri meselesi için Valilik, Belediye, Müftülük ve Dicle EDAŞ yetkililerinin katılacağı bir toplantı düzenlenmelidir diye düşünüyorum. Toplantıya kent merkezindeki 45 taziye evi sorumluları da davet edilmelidir.
Artık bu sorumlular her kimlerse; muhtarlar mı, dernek başkanları mı, cami imamları mı, gönüllü hayırseverler mi hepsi davet edilmelidir.
Taziye evlerinin elektrik ve su aboneleri kimlerin üstündedir, nasıl karşılanmaktadır? Kimlerin koruması altındadır? Güvenlikleri, bakım ve temizlikleri nasıl sağlanıyor? (Her taziye sahipleri bildiğim kadarıyla taziye evlerini temizliyorlar.) Tüm giderleri nelerdir? Bütün bu sorular o toplantıda masaya yatırılmalı ve tüm elektrik ile su giderlerinin devlet ve belediye tarafından ücretsiz karşılanması cihetine gidilmelidir.
En uygunu tüm taziye evlerinin sorumluluğu ya Müftülük veya belediyeye bağlanmasıdır. Sayın Valimizin bu konuda inisiyatif alarak o toplantıyı müftülük koordinesinde en kısa zamanda gerçekleştirmesinde fayda görüyorum.
Taziye evlerini inşa edip, sorumluluk alan, hizmetleri yürüten bazı gönüllü ve hayırseverlerin zan altında bırakılmaması için bu toplantıyı öneriyorum. Şahsen hiçbir taziye evi hakkında isim vererek suçlamada bulunmadım. Ancak bazı taziye evlerinde fazla miktarda alınan ücretlerle ilgili şikayetler üzerine araştırma yapacağımı yazdım. Gönüllü ve hayır amaçlı sorumluluk alanları saygıyla selamlıyorum.”

https://www.batmancagdas.com/bu-kez-taziye-evleri-meselesi-makale,13468.html

**

**

Evet, aklın yolu birdir, Sayın Vali bir yıl önce bu köşede dikkat çektiğim şekilde Müftülük ile (imamlar) ve taziye evleri yöneticileri/sorumluları ile bir toplantı düzenlediler ve kamuoyuna da tam da önerdiğim gibi çağrıda ve teklifte bulundular.

Bir yıl önceki yazımda; ‘Tüm elektrik ile su giderlerinin devlet ve belediye tarafından ücretsiz karşılanması cihetine gidilmelidir’diye öneri sunmuştum.

Tam da önerdiğim teklifi sayın Şahin yapmışlardır…

Yine, ‘En uygunu tüm taziye evlerinin sorumluluğu ya Müftülük veya belediyeye bağlanmasıdır’ diye sunduğum öneri ‘belediye’ olarak karşılık bulmuştur.

Ukalalık yaparak Vali Şahin’in benden etkilendiğini ileri sürmem. Etkilenmişlerse benim için büyük onurdur, zira ortak aklın gerektiğini genellikle yazıyorum.

Evet, bu meselelerle çok ilgiliyim. 90’lı yıllara kadar taziyeler evlerde yapılıyordu, sonra sokaklarda açılan çadırlara taşınacaktı. Eskiden evlerde ve kapalı mekan olan çadırlarda tepsiler üzerinde sigara dağıtılıyor ve herkese ikram ediliyordu. Bu ilkelliğe karşı uzun yıllar mücadele ettim. Şahsım olarak köşemde uzun yıllar boyunca sigaraya karşı halkı bilinçlendirmeye çalışırken, “Zehir ikramına son” kampanyalarımla hayırlı çalışmalarda bulundum.

Bayramlarda kapılarımızı çalan çocuklar ile taziyelerimize katılıp acılarımızı paylaşanlara tepsiler üzerinde zehir olarak nitelendirdiğim sigara ikramına karşı çıktım. Yazı arşivimde zehir ikramı ile ilgili çok sayıda yazım var. Batman’daki kampanyama çok büyük ilgi gösterildi ve o sigara ikramı geleneği kalktı.

YAZILI TARİH GEÇMİŞE ŞAHİTLİK EDER…

O hayırlı gelişme ardından bu kez taziyelerin üç gün ile sınırlandırılması için yazılar yazmaya başladım. Yazılarla yetinmedim, dönemin belediye yöneticileri ve İl Müftüsüyle görüştüm. Camilerde taziyelerin üç günle sınırlandırılması için dönemin Müftüsü Sayın Hasan Çağlar ve belediye eş başkanları ile görüştüm, önerim kabul görüp üç gün ile sınırlama kararı verildi, onunla ilgili yazılarım da arşivimde duruyor. Bakınız o zamanlar yürüttüğüm kampanyama tam destek veren Sayın Nizamettin İzgi, köşe yazısında şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Son 5 yıldan beri, Batman’daki taziyelerin normale indirilmesi için yazıp-çiziyor, katıldığımız taziyelerde de bunu gündeme getirerek komşu illerdeki uygulamanın ilimizde de hayata geçirilmesini istiyor ve anlatıyoruz. Çağdaş gazetesinden Mereto köşesi yazarı da aynı konuyu gündeme getirerek Batman’daki taziyelerin dine göre 3 gün olan sünnetinin uygulanmasını istiyor, bu konuda meslektaşlarından destek talep ediyor. Doğrunun yapılması, dinde aşırılıktan kaçınılması için yapılması gereken uyarılara elbette uyacağız, biz de arkadaşımıza sonuna kadar destek olacağız. Nasıl ki; yine arkadaşımızın başlattığı kampanyayla taziyelerde sigara ikramı mantıklı bulunup kaldırıldıysa, birkaç yıl içinde de taziye geleneği normale çekilecek ve olması gereken yapılacak.”

Sayın İzgi’ye teşekkür etmiş, alıntı yaptığım yazıma Sayın Çağlar’ın taziyelerin üç günle sınırlandırılmasına yönelik habere de yer vermiştim.

Sonuç olarak önemli olumlu gelişmelere bugün bir yenisi eklendi. Korona nedeniyle daha uzun süre kapalı tutulmaları gerektiğine inandığım taziye evlerinin tüm giderlerinin devlet bütçesinden karşılanacak olması yolundaki Valimizin teklifinin pratik bulmasını dilerim. Çok hayırlı bir teklif yapılmış ve bildiğim kadarıyla tamamen kabul görmüştür. Hayırlısı diyorum.