Ağrının uykuyu bozduğu iyi bilinirken, ikisi arasındaki ilişkinin karşılıklı olduğunun ise son zamanlarda daha net olarak görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Yetener, “Kronik ağrısı olanların yüzde 42’sinde uyku bozukluğu gözlenmiş. Uyku ve ağrı arasındaki ilişki karşılıklı olsa da, kanıtlar kötü uykunun ağrının kötüleşmesine yol açması açısından çok daha büyük bir itici güç olduğunu düşündürüyor” dedi.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Fonksiyonel Tıp Uygulayıcısı Uzm. Dr. Müge Yetener, uykunun önemine, uyku ile ağrı arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Yıllardan beri ağrı ile uğraşan bir hekim olarak ağrının, bir kök neden sonucu ortaya çıkan uyarıcı bir semptom olduğunu gözlemlediğini kaydeden Uzm. Dr. Yetener, “Yapılan araştırmalar, ağrının kök nedenlerine de ışık tutuyor. Ağrı nedenlerinden birisi olarak uyku bozuklukları ‘uyku’ ve sonuçlarına bütünsel yaklaşmayı da zorunlu kılıyor. Kaliteli uyku ilaç gibi” şeklinde konuştu.

“Vücut uykuda yenileniyor”

Vücudumuza gerekli olacak çok sayıda kimyasal maddenin genellikle uyku döngüleri sırasında üretildiğini vurgulayan Yetener, “Bu süreçte büyüme faaliyeti gerçekleştirilir ve savunma, sinir, kas ve iskelet sistemlerinin yeni güne hazırlanması sağlanır. Uyku sırasında adeta bir ‘temizlik’ yapılır ve vücudun fonksiyonlarını olumsuz olarak etkileyen birçok faktör vücuttan uzaklaştırılmak üzere bir sonraki güne hazırlanır. Karaciğer, böbrek, bağırsak ve hatta kalp gibi organlarımızın faaliyetleri yavaşlar. Böylelikle dinlenmeleri mümkün olur. Oysa beynimiz, karaciğer ya da böbrek gibi organların aksine, uyku sırasında gerçek anlamda iş başı yapar. Beyin, gece olduğunda müthiş bir faaliyet göstererek beden ve zihnimizi adeta yeniler” dedi.