Bu süreçte, bu zorlu zaman sürecinde içimizdeki kötüler, fırsatçılar, karaborsacılar, ihtikarcılar, stokçular boş durmamakta, haram kazançlarını daha da artırmak için halkımızı sıkıntıya sokacak hamleler yapmaya devam etmektedirler…

İhtikarcılar dedim, biraz üzerinde durmak istiyorum. Peygamberimize ait olduğuna inandığım şöyle bir söz vardır; “İhtikarcılar ne kötü insanlardır, darlık olunca sevinir, bolluk olunca üzülürler.”

Maalesef her yıl yüzlerce çok büyük camilerin inşa edildiği ülkemizde ihtikarcılar, yani stokçular, karaborsacılar boş durmuyorlar…

Ne zaman bir sıkıntı baş gösterse, bu kötülerin hemen harekete geçtiklerini gözlemliyorum. İhtikar üzerine inşallah ayrı bir yazı yazacağım.

**

**

YOKSULLUKLA MÜCADELE..

Evet, bu zorlu süreçten geçiyoruz, bu açık bir gerçek.

Her şeyi ülkeyi yönetenlerden bekleyecek olursak, sosyal patlamalar yaşanabilir.

Çünkü yoksullarımızın sayısı hızla artıyor…

İnancımıza göre her toplum layık olduğu şekilde idare edilir.

Yine inancımıza göre bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah da onları değiştirmez…

Toplum olarak, halk olarak bilinçlenirsek, yanlışların düzelmesi daha rahat olacaktır.

Bugün 20 Aralık. Bu günün özel bir önemi vardır.

Zira 20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günüdür.

Yıllar önce bütün insanlık ailesinin mutlu bir geleceği için Birleşmiş Milletler’in aldığı önemli kararlardan birisi de, toplumsal bilincin artması için böylesi günleri ihdas etmesidir.

**

**

Yoksullukla mücadele için toplumların bilinçlendirilmesi gibi önemli bir görev vardır. O görev insan hakları için çabalayan, düşünen herkesin görevidir.

10 Aralık nasıl İnsan Hakları Günü olarak dünya genelinde kutlanıyor, farkındalık oluşturulması için çalışmalar yürütülüyorsa, 20 Aralık için de çalışmalar yürütülmeliydi.

Google’den kısa bir bilgi sunayım: “20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında, dayanışma kültürünün geliştirilmesi ve yoksullukla mücadele amacıyla kabul edilerek her yıl 20 Aralık’ta düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

*Hükümetlere uluslararası anlaşmalara verdikleri taahhütlere saygı göstermelerini hatırlatmak için
*Dayanışmanın önemi konusunda halkın bilinçlendirilmesi için
*Yoksulluğun yok edilmesi de dahil olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için dayanışmayı teşvik etme yolları üzerine tartışmaları teşvik etmek için
*Yoksulluğun ortadan kaldırılması için yeni girişimleri teşvik için...”

**

**

Görüldüğü gibi BM’nin bu gün için karar almasının amaçları var.

Peki, İnsani Dayanışma için bir çalışma yürütenlerin bilgisine ulaştık, çalışmaları hakkında haberler okuduk mu?

Maalesef hayır. Bu konuda karamsar olanların safına katılırsak, insanlığa karşı görevlerimizi yapmamış oluruz.

Uluslararası İnsani Dayanışma Günü için karamsar olanlardan birisinin değerlendirmesi şöyledir: “İnsanlığın hayrı’ için çalışan Birleşmiş Milletler’in (BM) ve uluslararası kuruluşların ortaya attığı cafcaflı sloganlardan başka bir şey değil. Aslında pratikte insani dayanışma diye bir şey yok. Aksine ortada sadece devletlerin ve halkların özel çıkarlarını elde etmek için savaşması ve rekabet etmesi var.”

Bu karamsar görüşe teslim olmamalıyız. Bilinçli bir toplum olursak, bizi idare edenleri hayra yöneltebiliriz.

Dünya imtihan dünyasıdır. Bizlere düşen görev bireysel olarak da, toplumsal olarak da dayanışmaktır.

Dünyanın küçük bir coğrafyasında bile insanlar bir felakete maruz kalmışlarsa, onlarla dayanışmamız hem dini ve hem de insani görevimizdir. Canımız da, malımız da, servetimiz de bize ait değil, emanettir. 20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günü vesilesi ile herkesi duyarlı olmaya, imkanları ölçüsünde dayanışmaya, uyanmaya, bilinçlenmeye davet ediyorum. Başkasına ait olan güzel sözle yazımı bitireyim: “Dünya nüfusunun barış içinde yaşaması için sürdürülebilir kalkınma konusunda işbirliği yapılmazsa insanlığın kurtulması mümkün değil.”