Değerli Okurlar, yıllardır emekçilerin haklarını savunan yazılar yazmaktayım.

Bu emekçilerin mesleği, alanı ne olursa olsun benim için fark etmiyor.

Herkese hakkının verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Aslında sadece emekçilerin haklarını savunmuyorum.

Her kesimin hakkını savunduğuma inanıyorum.

Hayatın bütün alanlarında üreten, çalışan emekçilerin haklarını savunmayı görev biliyorum…

Çünkü herkes emeğinin karşılığını almadığında toplumda çürüme, bozulma başlar.

Özele müdahale, dokunma gibi bir durumum yok, ama özellikle kamuda istihdam edilen emekçilerin hak ve hukuklarının güvencede olması gerektiğine inanıyorum.

**

**

NORM KADROLAR BELLİ…

Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalıştırılan emekçilerin hak ve hukuklarına bu köşede yıllarca dikkat çektim.

Gözlemlediğim bariz eşitsizlik beni yazmaya mecbur ediyor.

Batman Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde eğitim hizmeti verilirken yıllardır kadrolu istihdam yerine, ‘geçici görevlendirmeler’ ile hizmetler yürütülüyor…

Kentimi örnek verdim, aslında ülke gerçekliğinden söz ediyorum.

Zira kadrolu atamalar İl Milli Eğitim Müdürlüğü veya valilikçe yapılmıyor, tasarruf tamamen bakanlıkta…

Evet, eğitim yuvalarının norm kadroları var.

Okulların derslik sayısı belli ve ona göre bakanlığın kadrolu öğretmen atama yapması gerekiyor.

Bu durum Yardımcı Hizmetli sınıfları(Temizlik hizmet kolu) için de geçerlidir.

Kaloriferli-doğalgazlı ve sobalı okulların derslik ve diğer salon, koridor, idari odaları için kaç yardımcı hizmetli normuna, kadrosuna ihtiyaç duyulduğu ilgili resmi mevzuatta bellidir.

Ancak yıllar yılıdır norm kadrolar doldurulmuyor…

**

**

Hizmetlerin yürütülüyor olması, yani okulların temiz tutulması, hijyen kurallarına uyulması, derslerin boş geçmemesi önemlidir. Ancak ücretli görevlendirmelerde vicdanları sızlatan gerçeklikler söz konusu oluyor…

Kadrolu atamalarda öğretmen ve yardımcı hizmetlilerin ömür boyu geçim ve sağlık güvencesi olmaktadır.

Atanan kadrolu öğretmenin ve yardımcı hizmetlinin emekli oluncaya kadar (en az 25 yıl) çalışma güvencesi ve sonrasında emeklilik hakkı, emeklilik tazminatı ve düzenli maaşı vardır.

İLO Sözleşmesini imzalamış ülkemiz gerçeği açıktır. Bu sözleşmeye göre bildiğim kadarıyla tüm emekçilerin bahsettiğim hakları sağlanmalıdır.

Ne yazık ki kadrolu atama yerine ücretli görevlendirmeler yoluyla eğitim hizmeti verilmektedir…

Yıllardır okulların bir kısım öğretmen ihtiyacı ‘Ücret Karşılığı Görevlendirmeler’ yoluyla karşılanmaktadır.

Sayılı aylarda ücret karşılığı görev yapan öğretmenler asgari ücretin altında bir aylıkla adeta sefilleri oynamaktadırlar…

Aynı hizmeti yürüten kadrolu öğretmenler ek ders ücreti ile birlikte geçicilerden en az iki kat fazla ücret almaktadırlar…

Yardımcı Hizmetli kadroları ise İş-Kur üzerinden sayılı aylarla asgari ücretle çalıştırılma cihetine gidilmektedir…

Yıllarca dirsek çürütüp atanmayı bekleyen öğretmenlerin günahı nedir ve niçin düşük ücretle çalıştırılıyorlar?

Ücret karşılığı görevlendirmenin amacı az para ile işleri yürütmektir. Bunu adil bulmuyorum. Asgari ücret sınırlarında verilen ücret sosyal devlet ilkesiyle, altına imza attığımız uluslar arası sözleşmelerle bağdaşmaz. Sosyal güvencesi, emeklilik hakkı olmayan düşük ücret görevlendirmesi adil bir yöntem olamaz. Başında ‘Adalet’ kavramının bulunduğu bir parti ülkeyi tek başına yönetirken, bu bariz haksızlığa son vermelidir.

Bazı kalemlerden tasarruf yaparak bunu sağlayabilirler. Kamu emekçilerinin geçici görevlendirilmesinden rahatsızlık duyulmalıdır. Sendika ve konfederasyonların bu konuda sınıfta kaldıkları bir gerçektir. Ücret karşılığı görevlendirmelerin son bulması için hak temelli bir çalışmanın yürütülmesini diliyorum.