Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 5,9 büyüdü. Hane halkı tüketimi de Temmuz-Eylül döneminde yüzde 11,2 arttı. Bunun sonucu olarak özel tüketimin büyümeye yüzde 7,7 katkısı olduğunu söyleyen Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bunun 2 önemli kaynağı olduğunu ifade etti. Kozanoğlu, “Birincisi Temmuz ücret artışlarının talebe getirdiği canlılık. Diğeri ise, 28 Mayıs seçimleri sonrasında Merkez Bankası faiz artışlarına başlasa da hala borçlanarak tüketmenin hissedilen enflasyonla kıyaslanınca cazip kalması. Ancak bu eğilim 2024’te belirgin biçimde yavaşlayacak” dedi.
“Refah etkisi, harcamaları körükledi. Dünya tozpembe gözüktü”
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na göre Türkiye’de canlı talebin fazla konuşulmayan iki kaynağı daha var. En önemlisi dünyanın başka coğrafyalarında da görüldüğü gibi, özellikle orta üst-gelir grubunun pandemide harcama yapmaması nedeniyle artan tasarruflarını talebe dönüştürmesi. İkincisi ise başta konut, otomobil ve borsa kazançları gelmek üzere, “refah etkisinin” harcamaları körüklemesi. İnsanların varlık fiyatlarının artışıyla kendini daha zengin hissettiğini ve alımlarını daha cesurca yaptığını söyleyen Prof. Dr. Kozanoğlu, “Bu etki en son, seçimler sonrası kısa sürede TL’nin yüzde 30 civarında değer kaybetmesiyle kendini gösterdi. Bireylerin bankalardaki 91 milyar doların üzerine, bir de yastık altlarında dövizleri var. Bunların TL karşılıkları kısa sürede artıverdi. Dünyaya daha tozpembe bakmalarını sağladı” değerlendirmelerini yaptı. Prof. Dr. Kozanoğlu, bu dönemde yatırımların da yüzde 14,7 artığına dikkat çekerek bunun da büyümeye yüzde 3,4 pozitif katkı sağladığını dile getirdi. Ayrıca inşaattaki yüzde 8,1 büyümenin de deprem bölgesindeki faaliyetler nedeniyle ivme kazandığını aktardı.