Bulgaristan’da uzun yıllar ülkeyi idare eden Todor Jivkov’u günümüz gençleri tanımazlar, bilmezler…

Bulgaristan Komünist Partisi’nin son yöneticilerinden olan Jivkov, 35 yıllık baskıcı idaresi döneminde farklı dini ve etnik topluluklara yaptığı zulümlerle tanındı…

Türklere, Çingenelere, Tatarlara, Pomaklara yönelik insanlıkdışı uygulamaları ile adından söz ettirdi. Öldükten sonra devlet töreniyle toprağa verilmemişti.

Jivkov’dan neden mi söz ettim?

Bir süre önce sosyal medyada bir paylaşım yaptım. Batman Üniversitesi’nin Batı Raman Kampüsüne giden yola geceleri sık sık bazı hayvanların çıktığı bilgisini veren duyarlı bir dostumun önerisini şöyle gündeme taşımıştım: “Batman üniversitesi batı Raman kampüsüne giden yoldaki sürücüler, her an yola çıkabilecek tilkiler ve diğer hayvanlar konusunda duyarlı olsunlar. Muhtelif yerlere hayvanların yola çıkabileceği konusunda uyarıcı levhalarin dikilmesi için ilgili kurumları duyarlı olmaya davet ediyorum.”

**

**

Aradan günler geçmesine karşın hiçbir kurumdan açıklama duymadım. Tarım ve Orman, Çevre ve Şehircilik olmasa bile, en azından Üniversite yönetiminin bir açıklama yapmasını bekledim.

Yolun muhtelif noktalarında ‘Dikkat Tilki Çıkabilir’ şeklinde tabela dikmek çok zor bir şey miydi?

Bu yıl yazın çok sıcak bir gününde Kampüs alanına giderken bulunduğum otobüste orta refuj ağaçlarının durumunu fotoğraflıyordum. Birden uzakta karşımıza kocaman siyah bir yılan çıktığını görünce belediye otobüs şoförünü uyarmış, ‘aman dikkat yılanı ezmeyesin’ demiştim.

Şoför direksiyona hamleler yapınca tekerlek sesinden otobüsün yılanı ezdiğini hissettim. Şoför, “Yılanı ezdim” diye konuşunca çok sert tepki göstermiştim. Doğadaki canlılar, eko sistem ve besin zinciri meselesini anlatıp, şoföre uzun uzadıya izahlarda bulundum. Bu dağda yılanın kimseye zarar vermediğini söylediğimde, yaptığından utanmış ve bir daha bu yanlışı yapmayacağını söylemişti.

Yazımın girişine Jivkov meselesine dönersem, bu zalim yöneticinin döneminde insan hakları güvende değilken, hayvanların hakları konusunda bile bir toplumsal duyarlılık ve bilincin olduğunu biliyor muydunuz? Todor Jivkov döneminde bile hayvan hakları konusunda bir bilinç vardı…

**

**

ÇARPICI BİR DEĞERLENDİRME…

Bu konuda çok çarpıcı bir değerlendirmeyi okumuştum. O değerlendirmeden bazı bölümleri bilginize sunmak istiyorum:

“1980'li yıllarda Avrupa'daki spor karşılaşmalarını takip için Bulgaristan'dan çok sık geçerdik..
Karayoluyla, transit..
Kapıkule'den çıktıktan bir süre sonra orman kaplardı yolun sağını solunu..
Kilometrelerce orman..
Ve çok sık uyarı tabelaları..
Dikkat hayvan çıkabilir.
Dikkat tavşan çıkabilir..
Dikkat tilki çıkabilir..
Hemen hemen her 100 metrede bir tabela..
Meslek büyüklerimiz uyarırdı..
"Sakın bir hayvana çarpmayın, cezası ağırdır!"
Israrla tembih ederlerdi.
"Sadece para cezası değil, saatlerce sorguya alınırsınız!"
Pür dikkat giderdik kilometrelerce..
Jivkov dönemiydi..
Gözümüzü korkutmuşlardı..
Belene kampına götürürler diye..
Hayvanlara değer verildiğine ilk o zaman tanık olmuştum.

*. *. *

Bugün bayramın ilk günüydü..
İzmir'e gidip, hemen dönmek icap etti.
Muğla Aydın arasında gördüğüm manzara yüreğimi dağladı..
Saymadım ama yolda en az 15 köpek ölüsüne denk geldim
Çarpmışlar..
Kiminin kafası parçalanmış..
Kiminin iç organları dışarı çıkmış..
Acı içinde ölmüş hayvancıklar..
Manzara korkunçtu..
Bugün o yoldan geçen olduysa benim gördüklerime şahittir.
Dedim ya bugün bayram..
Bayram neşe, mutluluk, huzur ve kavuşmak demek..
Biz sevdiklerimize, tatile kavuşurken katil olmak zorunda mıyız?.
O hayvanların suçu ne?.
Nerede kaldı, yaradılanı severim yaradandan ötürü..”

İlgili kurumlar ve o sürücülerimizin bu güzel yazıdan dersler çıkarması dileğimle.