Dünden devam

Değerli Okurlar, Dünya Temizlik Günü vesilesiyle Esentepe’de yapılan temizlik kampanyasına dünkü yazımda işaret etmiştim.

O gün vesilesiyle gönüllü olarak alana inip çöp toplayanların arasında bayan öğretmenler, kız ve erkek üniversite öğrencileri vardı.

Kentimize yakıştırmadığımız çok kirli manzaralarla karşılaştık…

Esentepe öncesinde eski Devlet Hastanesi bahçesine dalarak temizlik yaptık.

Ancak öyle bir kirlilik vardı ki, utanç verici kavramı kifayetsiz-yetersiz kalıyordu…

Bir kapının önünde ‘Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ yazıyordu.

Doğrusu o binanın önündeki alanda öyle çöpler birikmişti ki, tam da ruh sağlığımızı bozacak kadar sinirlerimize tavan yaptırmıştı…

**

**

Bir zamanlar halkımıza sağlık hizmeti sunan eski Devlet Hastanesi bahçesine girmekten bile utanç duyduk…

Bu kadar ihmal, bu kadar bakımsızlık, bu kadar sahipsizlik, bu kadar çöp, olacak iş değil…

Binalar kolay yapılmıyor, görmez misiniz, bilmez misiniz diye ilgili kamu yöneticilerine sormak isterim…

5-6 yıldır Batman’a hastane istiyoruz, her yıl isteklerimizi dillendiriyoruz, daha pratikte adım atılmadı.

500 Yataklı Hastane için diretiyoruz ama beyhude…

Hal böyle iken kentin en gözde yerinde, devasa ağaçlar arasındaki eski hastane ve bağlı yapılar sahipsiz durumda.

Konumuz çevre olduğundan, bahse konu yapının bahçesindeki çöplük bana bu satırları yazdırttı…

Ankara’da üst düzey yetkili olsam, bu yapıları sahipsiz bırakan, çöp deryasına teslim edenleri bir dakika o görevde bıraktırmazdım…

Evet, her tarafı kirlilik götürüyor. Bazı çevreci dostlar ile, dünkü yazımda bahsettiğim “Let’s Do It” (Haydi Yapalım) adlı oluşum ile Esentepe’de iki yıl önce de böyle bir etkinliğe katılmıştık.

O zaman Esentepe’de sayısız bira, rakı ve diğer alkollü içeceklerin boş şişeleri ile karşılaşmıştık.

Esentepe’nin tümü bir dini kurum olduğu iddiasında olan Müftülüğe tahsisli olduğundan, sinir katsayılarım tavan yapmış ve çok da üzülmüştüm…

Temizlik yaptığımız için mecburen o rakı ve bira şişelerini de topladık.

Basına konuştuğumda, şunları söylemiştim: “Maalesef içki şişelerini de topladık. Varsa bir günahı, Müftülüğe, tahsisli alanlarına sahip çıkmayan yöneticilere aittir.”

Esentepe eteğinde bu yıl yine belki yüzlerce boş bira ve rakı şişesini topladı çevreci gönüllülerimiz.

Bu yıl ayrıca ağaçlar kurumuştu…

**

**

MÜFTÜLÜĞE TAHSİSLİ ALAN BÖYLE Mİ OLMALI?..

Müftülüğe tahsisli alan böyle kirli ve bakımsız, sahipsiz olmamalıdır…

Nasıl oluyor da Müftülükten kimseler Esentepe ile ilgilenmezler?

Peygamber öğretilerine böyle mi bağlılık gösteriyoruz?

Camilerde, vaaz ve hutbelerde, çevreden, ağaçların öneminden, fidanların dikilmesinden, temizlikten dem vuran, “Temizlik imandandır” diye kitlelere hitap eden müftülük görevlileri, hocalarımız gerçeğini hatırladım, bir de Esentepe’de kuruyan ağaçlar, toplanan içki şişelerine baktım…

Vallahi kentin sahipsizliğine üzüldüm…

İki yıl önceden uyarıcı yazılar yazmıştım, en ufak bir çalışma yapılmamış. Sayısız Kur’an Kursu öğrencileri ile Esentepe’yi güzelleştirebilirlerdi. Sahip çıkılmıyorsa, niye bu kuruma tahsis ediliyor ki?

O kirlilik ve o kahredici kuruyan ağaçlara bakıp, ne mi yaptım?

Öncelikle, “Allah ıslah etsin” dedim…

Sonra bir Hadis-i Şerif aklıma geldi…

Peygamberimize ait olduğu belirtilen bir hadisi şerif şöyledir; “Emanet ehil olmayan kimseye verildiğinde kıyameti bekle.”

Bunu yorumlayan din alimlerinin ifadeleri şöyle: “Emanetin ehil olmayan kimseye verilmesi, bilgiye, tecrübeye ve liyâkate değer vermeyip işleri ehil olmayan kişilere bırakmak demektir.”

Doğru yorumlamışlar.

İşler ehline tevdi edilmiyor ne yazık ki…

Kentimizin kirliliğine tahammül edemiyorum.

“Temizlik imandandır” sözü ile büyümüş toplumumuzun temizlik kültürünü terk etmesi üzerine yarın ki yazımda da bir şeyler söylemek isterim.

Devamı yarın