Dünden devam

Batman’ın zengin tarihi dokusu üzerine bugüne kadar belki yüzlerce yazı yazdım, önemli yapıtlara dikkat çektim. Batman’ın il olmasının kuruluş yıldönümünde Batman’ın tarihi dokusuna dikkat çekmek amacıyla ikinci yazımı arz ediyorum.

Değerli Okurlar, kentimizin bu önemli tarihi ve kültürel zenginlikleri üzerine arşivimde önemli yapıtlar duruyor.

Kütüphanemde bulunan iki büyük ciltlik “Birinci Uluslararası Batman ve Çevresi Tarihi ve Kültürü Sempozyumu “ kitabında önemli bilgiler var.

Yine kütüphanemde bulunan “Tarihle Buluşan Kent Batman” adlı yapıt, tarihi doku hakkında çok önemli bir hazine gibidir.

Gazetemiz Batman Çağdaş’ta, tarihi doku ile ilgili önemli haberler sık sık yer almıştır. Bir örnek vererek, yazıma devam edeyim: “1989 Yılında ABD’li ünlü arkeolog Michael Roserberg ile birlikte Batman Çayı havzasında dünyanın en eski yerleşim yerlerinden 12 bin yıllık Hallençemi ve Demirköy höyükleri ortaya çıkaran ekipte yer alan Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Enver Akın, Batman çayı üzerindeki asırlık köprülerin önemine değindi. Dr. Akın, Batman Çağdaş'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dr. Akın, şöyle konuştu: ‘Tacikistan ve Afganistan'dan gelen ticaret yolları binlerce yıl öncesinde buradan geçiyordu. Ortaçağda Batman Çayı üzerindeki 51 gözlü ‘Per Pıra’ ile ‘Malabadi’ köprüleri ticaretin kesiştiği önemli güzergahtı. Ticaret yolları, Orta Asya’dan gelip Batman köprülerinden geçip Lübnan ve Suriye'deki limanlara kadar ulaşırdı. Bu keşiflerin devamı gelirse, bölge eski önemine kavuşacak ve inanılmaz bir uygarlık rüzgarı bölgemizde esmiş olacak. Belki de insanlık tarihi yeniden yazılacak.’”

**

**

HASUNİ MAĞARALARI…

Bildiğiniz gibi bu habere konu olan akademisyen Doç. Dr. Enver Akın, gazetemizin canlı tv yayın konuğu olmuştu.

Bu kentin tarihi dokusu üzerine önemli konuşmaları bulunan ve yıllar önce Batman’da yapılan bir tarihi sempozyumun düzenleme kurulu başkanı olan sayın Prof. Dr. Salim Cöhce, kentimizi ‘canlı bir laboratuar’ olarak tanımlamıştı.

Değerli Okurlar, Batman’dan Silvan’a giderken 40. kilometrede durup, yolun sağ tarafındaki Albat dağına dikkatlice bakınız. Uzaktan çok sayıda mağara göreceksiniz…

Silvan’a giderken ilçenin 6 kilometre yakınındaki o güzelim tarihi hazineyi bugüne kadar nasıl ziyaret etmemişim diye hayıflanıyorum ama siz de gördükten sonra hayıflanacaksınız…

Gerçekten de orada bir kayıp tarih var…

Bu kayıp tarihi Türkiye ve dünya kamuoyuna tanıtmak gerekir.

Hasuni Mağaraları’nı gezdiğimde gerçekten adeta büyülendim. Doğal ortamı, Batman Çayına hakim mevkideki güzelliği zaten büyüleyici. Bir de tarihi dokusunu görün, ondan sonra gelin benim gibi düşünmeyin!..

**

**

BİLİNMEYEN DİYARBEKİR!..

Hasuni mağaraları hakkında yeterince tarihi bilgi toplayamadım. Biraz bilgi bulma ümidiyle google arama motorunu tıkladığımda, ‘bilinmeyendiyarbekir.com’ adresi karşıma çıktı. O kaynaktaki kısa bilgileri paylaşıyorum:

“Hasuni mağaraları Silvan'ın doğusunda kalıp şehirden 7 Km. uzaklıkta bulunan Hasuni mağaraları inanılmayacak bir güzelliğe sahiptir.
Çok eski bir yerleşim merkezi olan Hasuni'de yaklaşık olarak 300'e yakın mağara vardır. Bu mağaraların içinde bir mağarada diğer bir mağaraya su gitmesi için taşlardan tertibatlar yapılmış.
Taşlar ve kaya parçaları yontulmak suretiyle o dönem su ihtiyaçlarını karşılamak için kuyular, oturma yerleri ve yataklar yapmışlar.
Turistlerin yol güzergâhı üzerinde bulunan ancak bugüne kadar buraya her hangi bir bakım yapılmadığından ve yol kenarına Hasuni mağaralarını gösterir.
Tabelalar konulmadığı için turistler burayı görmeden geçmektedirler. (Şimdi yolun sağında böyle bir tabela var) 1990 yılında Hasuni mağaralarının hemen yanında Diyarbakır Eski Eserler ve anıtlar bölge müdürlüğünce bir arkeoloji çalışması yapılmış ve küçük bir kentin izine rastlanılmıştır.
Batman-Silvan karayolunun 40. kilometresinde (Silvan’a 6 kilometre mesafede) bulunan tarihi Hasuni Mağaralarını, antik kenti bugüne kadar görmediğim için de hayıflanmıştım.

İnanın sayısız kişi ile bu arada görüştüm. Söz Hasuni mağaralarından açılınca, hemen hemen yüzde 95’inin de bu tarihi mekânlardan habersiz olduklarını gözlemledim.

Batman’da ikamet eden, çevreye, tarihe, evrensel miraslara duyarlı, üstelik elinde kalem bulunan biri olmama rağmen eğer yanı başımızdaki bu antik kent hakkında bilgi sahibi olmamışsam, elbette eksikliğimi kabul ediyorum.

Tarihi Hasuni Mağaraları sadece Silvan ve Diyarbakır’a ait olan bir değer değildir. Böylesi tarihi değerler evrensel mirastır.

Hasankeyf nasıl gelecek tüm nesillere bırakılmış evrensel bir miras ise, Hasuni mağaraları ve tarihi dokusu da evrensel mirastır ve tanıtımının yapılması gerekiyor.

Ne yazık ki Hasuni mağaralarının tanıtımı yeterince yapılmamıştır. Bundaki en büyük ihmal Diyarbakır Valiliği ve Silvan Kaymakamlığına aittir…

Bir doğa harikası olan ve çok zengin eski tarihi dokusuyla dünyanın ilgisini çekebilecek potansiyeli bulunan ‘mağara şehrini’ tanıtmalıydılar…

Devamı yarın