Bu kentin çözüm bekleyen yığınla önemli sorunu bulunmaktadır. Ancak sorunları tekrar tekrar dile getirmek bıkkınlık veriyor, okuyucuları da hayli rahatsız ediyor…

Pek çok kişi bana, ‘sorunları yazmaktan bıkmadınız mı?’ demiştir.

Batman'ın il olmasının yıldönümü haftası nedeniyle de kentimizin önemli sorunları yerine yöremizin tarihi ve kültürel zenginliklerinin tanıtımına katkı sunmak istiyorum.

Eksik gördüğüm bir alanla ilgili yazılarımla az da olsa katkı sunacağımı düşünüyor ve üç günlük yazımla yöremizin önemli bir alanını tekrar kamuoyunun bilgisine sunuyorum.

Bölgemizdeki zengin tarihi dokuyu bilirsiniz.

Yöremizde yıllardır gezip gördüğüm ve haklarında yorum yaptığım o kadar önemli tarihi yerlerimiz vardır ki belki toplumun yüzde 90’ı görmemiştir…

Tarihi dokuyu sadece Hasankeyf olarak bilenler var.

Oysa bölgemiz ve yöremizin her köşesi tarihi açıdan birer hazine gibidir.

**

**

Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki Mezopotamya Havzası zaten geçmiş uygarlık ve medeniyetlerin merkezidir.

Bu iki nehir ve havzasındaki sayısız çayların kenarlarındaki höyükler hala kazılmamış ve tarihi değerler gün ışığına çıkarılmamıştır…

Evet, yöremiz tarih zengini, ancak bizler toplum olarak bunun farkında değiliz.

Mardin’e, Dara’ya gidiyoruz ama yanı başımızdaki tarihi ve kültürel değerlerden habersiz olduğumuzu gözlemliyorum.

Geçtiğimiz günlerde Gazetemize konuk olan Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Enver Akın, yöremizin zengin tarihi dokusuyla ilgili önemli açıklamalar yapmıştı.

Batman Çağdaş’ın canlı yayın konuğu olan değerli akademisyen, Batman’ın tarihi hakkında inanılmaz bilgilere sahip.

Yıllar önce kendisiyle yaptığım görüşme notlarımdan üç günlük yazı dizisi çıkmıştı.

**

**

Sadece Diyarbakır merkezdeki bir höyükte yıllar önce yapılan kazı çalışmaları, bölgemizin ve yöremizin ne kadar önemli tarihi ve kültürel zenginliklere sahip olduğunu göstermişti.

4 yıl önceki Diyarbakır höyük kazısıyla ilgili ufak bir bilgiyi hatırlatayım: “Kültür ve Turizm Bakanlığı, aralarında Hurri-Mitanniler, Urartular, Persler, Romalılar, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular ve Artuklular'ın da olduğu birçok medeniyete ev sahipliği yapan merkez Sur ilçesinde bulunan Amida Höyük'teki başta Artuklu Sarayı olmak üzere tüm değerlerin ortaya çıkarılması için çalışma başlattı. Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver Akın da yörede yerleşimin 8 bin yıl öncesine kadar gittiğini belirterek, bu nedenle höyükte 5 bin yıl öncesine ait eserlerin de olabileceğini söyledi. Akın, ‘4 eyvan sistemi üzerine kurulan saray, Türk-İslam sanatının güzel bir örneği. Daha çok İran ve Orta Asya'ya doğru uzanan saray modeli. Bu sarayı kültür ve turizme kazandırmamız lazım. Bu tür yapıların ortaya çıkmasıyla insanların dikkati bölgeye çekilecek.’ ifadelerini kullanan Akın, böylece çok sayıda kişinin ziyarete geleceğini ifade etti.”

**

**

TARİHİ DOKUMUZ ÇOK ZENGİN…

Evet, Yöremizde gezip gördüğüm tarihi dokuları şöyle sıralayabilirim;

Kozluk-Kaletepe Hallençemi Höyüğü…

Batman Demirköy Höyüğü…

Gıre Dımse Höyüğü…

Gıre Mıgro Höyüğü…

Diktepe-Ğıncıka Höyüğü…

Kozluk Kandil dağı tarihi kalesi…

Sason- Mereto dağı zirvesindeki tarihi Manastır…

Sason Com Manastırı…

Kozluk kırsalındaki tarihi dokular…

Tarihi Erzen şehri…

Bu zenginliklerin yanı sıra, yakınımızdaki Diyarbakır’ın Çınar ilçesi kırsalındaki tarihi Kela Zerzevan (Zerzevan kalesi)’ı da saymak gerekir.

Yıllar önce Batmanlı Kaymakam, dostum Hasan Tanrıseven’in davetlisi olarak Batman Fotoğraf Topluluğu ile birlikte Çınar’daki Zerzevan kalesini dolaşmıştık. Kela Zerzevan’ı gezerken, Nemrut harabeleri ve Hasankeyf benzerliği üzerinde durmuştuk.

Devamı yarın