*AK Parti İl Başkanı Av. Gür, “Biz İluh deresi ıslah projesine siyaset üstü bakıyoruz. Bu projenin siyasete alet edilmemesi ve herkesin sahip çıkmasını istiyoruz. Bazı çevreler ‘Memleketin sahibi yok’  diyor. Ben bu cümleye katılmıyorum. Bu cümle yılların getirdiği feodalitenin bilinçaltına yerleştirdiği bir kavram” diyor.

-Aktif siyasete ne zaman başladınız?

Siyasete Refah Partisi’nde adım attım. Milli Gençlik Vakfı ve İlim Yayma Vakfı geleneğinden gelmeyim. Gençlik Kolları ve Mahalle teşkilatlarında hem Batman hem de İstanbul’da görev aldım. Aile olarak Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve son olarak da AK Parti’de aktif görevlerde bulunduk. 1994 Yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde İstanbul üniversitesinde talebeydim. Sayın Cumhurbaşkanımızın Belediye Başkanı olduğu o seçimlerde ben de o teşkilatın bir parçası olarak görev aldım. ‘94 Ruhu’ dediğimiz o ruhun bir parçası olmaktan son derece onur ve gurur duyuyorum. Yani aile olarak 50 yılı aşkın bir zaman, şahsım olarak da yaklaşık 30 yıldır siyasetle içli dışlıyız diyebiliriz.

-Siyasete girdikten sonra asıl mesleğinizi bir süreliğine rafa kaldırdınız ve davalara girmiyorsunuz. Tamamen inandığınız dava için hizmet ediyorsunuz. Bir meslek olarak hukukçuluğu çok seviyorsunuz ama ailenizin siyasetle meşgul olma durumu da var. Siyaset ile hukuk mesleğinden biri ağır mı bastı?

Avukatlığı çok aktif olmasa da hukuki danışmanlık anlamında yani bir hukuk müşaviri şeklinde yapıyorum. Memleketin meseleleri, çözüm bekleyen sorunları, vatandaşlarımızın sorunları derken kendimizi daha çok siyasete angaje ettik ve siyasete kanalize olduk. Hele ki iktidar partisinin bir temsilcisiyseniz, bu durum kendiliğinden gelişiyor. Aslında siyaset ve asıl mesleğim olan avukatlık birbirine çok da yabancı terimler değil, hatta mesleğimin verdiği bilgi ve tecrübe siyasette hiç olmadığı kadar çözüm merkezli yaklaşımlar ürettirebiliyor. Avukatlığı daha çok vatandaşımıza, zorda kalmış hemşerilerimize ve hakkını aramak isteyip de ne yapacağını bilemeyecek durumda olan insanımıza danışmanlık anlamında yapıyorum. Siyaseti bazen toplum avukatlığı olarak da görebiliriz. Unutulmamalıdır ki hukuk, sorunlara çözüm bulma sanatıdır. Bu yönüyle siyasetle çok fazla haşır neşir olan bir meslek olduğu gerçeğini de yadsımamak gerekir.

-Batman’ın genelinde çok sayıda avukat aktif siyasete girmeye çalıştı. Bu duruma ne diyeceksiniz?

İmam Gazali siyaseti, yaşayabilmek için zorunlu işler arasında yer alan ve toplumun sevgi, saygı, yardımlaşma ve beraberliğini sağlama aracı olduğunu, İnsanlığı ıslah ile dünya ve ahirette selamete ulaştıracak doğru yolu gösteren bir faaliyet olarak tanımlıyor. Aristo da siyaseti bir insanın uğraşabileceği en nitelikli faaliyet olarak tanımlar. Gerçekten de yaptığımız iş geniş insan kitlelerinin hayatlarını derinden etkiliyorsa, sosyal ve toplumsal düzenin oluşumuna etki ediyorsa, bu iş bir insanın uğraşabileceği en mükemmel faaliyetlerden biri olur. İnsan, siyasi bir varlıktır. Doğal olarak da herkes siyasete girebilir ve siyaset üretebilir, yapıcı ve iyi niyetle yapılan siyaset, toplumu ileri götürür. Okumuş kesimin ve özellikle hukukçu kimliği ağır basan kişilerin, en azından siyasetin temelini ve teorisini bilenlerin siyasete yönelmesi siyaseti geliştirir denilebilir ancak her meslek grubundan ve her kesimden temsiliyetin sağlanabilmesi için diğer meslek dallarının da siyasete değer katacağını düşünüyorum. Tabi siyaset, fedakarlık gerektiren, zamanınızın çoğunu ayırmanız gereken bir alan. Dolayısıyla siyasete zamanınızın çoğunu ayıramıyorsanız siyaset üretmiş olmuyor, gündelik işlerle ilgili siyasi bir etkileşimde bulunmuş olursunuz. Siyaset hobi olarak yapılacaksa bunda ilerleme kaydedilemeyeceğini sadece arkadaş ortamındaki sohbetin ötesine geçemeyeceğini düşünüyorum. Bu da sizi siyasi polemikler ve kulaktan dolma bilgilerle hareket ettirir ki bu ne sizi ne de toplumu geliştirir.  Siyasette esas amaç ve gaye toplumun mutlu ve müreffeh bir yaşam sürmesi için gayret göstermektir. Yani inancınız ve inandığınız dava adına misyon üstlenmektir. Bu amaçla yapılan siyaset anlamlı ve mükemmel bir faaliyettir.

-İktidar Partisinin İl Başkanı olarak bu işe girdiğinizde yükünüzün bu kadar ağır olabileceğini biliyor muydunuz?

Allah, kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez. Yükün ağır, yolun uzun olduğunu biliyor ancak bu yükü taşıyabileceğimizi de Rabbimizin vaadi gereği biliyorduk. Memleketimizin çözüm bekleyen sorunlarının olduğunu ve yıllarca özellikle de 90’lı yıllarda çok fazla zaman kaybettiğimizi de biliyorduk. AK Parti iktidarları öncesinde suni gündemlerle memleketimize yazık edildiğini, kardeşin kardeşe düşman edildiğini, insanımızın daha iyi bir yaşam sürmesi için yatırımların önüne set çekildiğini biliyorduk. Geçmişte sağcı-solcu, Türk Kürt, Alevi Sünni, laik anti laik vs. gibi lafı güzaflarla oyalanan memleketimizin sorunları Allah’a hamdolsun son 20 yılda bir bir çözüme kavuştu ve kavuşuyor.

-Bu süreç içinde genel sorunlar çözüldü mü?

Yapılanları anlatmaya kalksak ancak bir yazı dizisine konu olabilecek yatırımlar ve atılımlar olduğunu herkes yakinen görecektir. Tabi bu sorunlar sihirli bir değnekle çözülmedi. Güçlü bir irade ve ekip çalışmasıyla sabırla sebatla gayret gösterilerek çözüldü. Mahalle teşkilatındaki en küçük birimden tutun da Kadın ve Gençlik kollarında, ana kademede görev alan teşkilat mensuplarımızdan milletvekillerimize kadar herkes elinden geleni yaptı ve sorunların çözümü noktasında herkes kendince bir katkıda bulundu. En önemlisi de güçlü karakteri ve sağlam iradesi sayesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği emek ve çalışma her tür takdirin üzerindedir. Memleketimizi ve ülkemizi her alanda kalkındıran Sayın Cumhurbaşkanımıza ve onun yol arkadaşı olan geçmişten bu güne tüm teşkilat mensuplarımıza yeri gelmişken şükranlarımı sunuyorum. Sürekli gelişip büyüyen memleketimizin sorunları bundan sonra da elbette olacaktır, biz de bıkmadan usanmadan tüm gücümüzle memleketimizin sorunlarının çözüm bulması için tüm teşkilatımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

-4 Yıldır İl Başkanlığı yapıyorsunuz. Dördüncü yılınıza girerken siyasette kendinize idol olarak aldığınız örnek bir siyasetçi oldu mu?

Bir defa her Müslümanın çağlar üstü tek idolü, rol modeli sevgili peygamberimizdir.  Yakın tarihte dünyada ve ülkemizde idol olarak kimi görüyorsunuz derseniz geçmişte kendimize idol olarak Sayın Cumhurbaşkanımızdan önce rahmetli Erbakan Hocamız vardı. Günümüz dünyasında ve ülkemizde kendimize idol olarak gördüğümüz, son 20 yıldır ülkemize kazandırdığı eser, hizmet ve şahsiyetli politikaların mimarı elbette ki Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanımızın duruşu, güçlü liderlik yapısı, dünyaya verdiği mesajlar, güçlü Türkiye’nin inşası için yaptığı eser ve hizmetler ortada. Bütün dünyanın gıpta ettiği, saygı duyduğu, bütün mazlum coğrafyanın umudu haline gelmiş, kimseye boyun eğmeyen, sadece Allah’ın huzurunda rükuda ve secdede eğilen, ömrünü ülkesine ve milletine adayan bir şahsiyetten bahsediyoruz.

-Bu coğrafyada siyaset yapmak zor. Seçmeni ziyaret ediyorsunuz, ziyaretler gerçekleştiriyorsunuz. Talepler genelde bireysel mi oluyor. Toplumsal taleplerde bulunanların sayısı az mı?

Bireysel de oluyor toplumsal da oluyor. Bunların bazılarını hemen çözebiliyorken bazılarını da daha üstlere iletip takipçisi oluyoruz. Karşılanamayacak bir talep ile karşılaştığımızda açık ve yalın bir dille amasız, fakatsız bir şekilde bunun mümkün olamayacağını söylüyoruz. Bu samimi dil vatandaşımız tarafından da kabul görüyor ve sanki talebi karşılanmış gibi de bizlere teşekkür ediliyor. Toplumsal isteklerde de son zamanlarda azalma olduğunu müşahade ediyoruz. Örneğin, köylerimizi ziyaret ettiğimizde artık köyün yol, su ve elektrik sorunları ile çok karşılaşmıyoruz. Futbol sahası yada basketbol sahası gibi istekler ile karşılaşıyoruz. Bu da aslında bizim nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. Tabi bu isteklere de kayıtsız kalmayıp karşılanması için girişimlerde bulunuyoruz.

-Sokağın gündemini takip ediyor musunuz?

Toplumsal talep olarak 500 yataklı hastanemiz, doğal gaz yatırımları, ulaşım ile ilgili yol çalışmaları gibi talepler olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu ve benzeri tüm konular ilgili bakanlıklar nezdinde takip ediliyor. Önemle belirtiriz ki, bu toplumun bir ferdi olarak her bir teşkilat mensubumuzun gündemi sokağın gündemi ile aynıdır. Dolayısıyla sokağın nabzını en iyi tutan parti olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Bazı yatırımların geciktiği eleştirisini zaman zaman alıyoruz. Süreçlerinde ilerleyen yatırımlar olduğunu unutmamalıyız. AK Parti olarak ne söz ve vaad de bulunduysak mutlaka yerine getirmişizdir. Bu konuda toplumun müsterih olmasını ve memleketin varsa sorunlarının veya beklediği yatırımların hepsinin çözüme kavuşturulacağını yakın bir zamanda inşallah hep beraber göreceğiz.

-Batman’da partiler arasında siyaset üstü bir lobi olsa bunu nasıl görüyorsunuz. Batman lobisi var mı?

Batman’da kanaatimce bireyselcilik sorunu var. Bunu kırabilirsek kendiliğinden lobi oluşur. Bireysel davranma nedir? ‘Ben yaptım, ben ettim’ şeklindeki ben merkezli ifadelerden uzak durabilirsek lobi kendiliğinden gelişir. Batman’ın en büyük sorunu ben merkezci davranmak ve birbirinden rol çalmaktır. Herkes kendi misyonuna göre, tevazuyla, enaniyetten uzak bir şekilde bütüncül ve nesnel bir yaklaşımla ‘acaba bu çorbada benim de tuzum olur mu’ diyerek sorumluluk bilinciyle hareket etse taşlar yerine oturur ve kendiliğinden bir lobi teşekkül eder.

-Bu şehrin iki ya da Bakanı olmuş. Kendini iyi yetiştirmiş siyasetçilerimiz olsaydı, Bakan sayımız daha fazla olmaz mıydı? Daha fazla hizmet almaz mıydık? Neden Batman çevre iller gibi siyasette etkili değil?

Ben buna katılmıyorum. 1957’de’İlçe’ 1990’da ise ‘İl’ olmuşuz. 32 Yıl önce vilayet statüsü almış yeni bir il olmamıza rağmen genel bütçeden alınan paya baktığımızda hiç azımsanmayacak yatırımlarla karşılaştığımızı görebiliriz. Çevre illerimizin tarihsel geçmişi ile Batmanımızı karşılaştırdığımızda aslında çok daha fazla hizmet alındığı görülecektir. Özellikle de son 20 yılda.

-Mevcut yatırımları yeterli görüyor musunuz?

Tabi ki mevcut yatırımlar yetmez. Sürekli büyüyen ve gelişen bir kentin elbette ki yatırımları da sürekli gelişecek ve yeni ihtiyaçların giderilmesi için de bu yatırımlara hız kesmeden devam edilecektir. Eskiden yollarımız, eğitim yuvalarımız, hastanelerimiz nasıldı hepimiz gayet iyi biliyoruz. Son 20 yılda kabuğunu kıran ve sürekli gelişip dönüşüm yaşayan bir kentiz. Sanayi yatırımlarında artık firmalar yer bekler hale gelmiş durumda. Yabancı yatırımcılar şehrimize gelip yatırım yapmak istiyor. Merkezi hükümetin yatırımları sürekli devam ediyor. Bölgede tesis edilen huzur ve güven ortamı da geleceğe umutla bakmamıza sebep oluyor. Geçmişte yatırım yapmaya gelenlerin bazı ideolojik saplantı içinde olanlarca tehdit edilip bölgeden uzaklaştırıldığını da biliyoruz. Memleketimizde bir dikili ağacı olmayan bazı kesimlerce memleket sevdalısı postuna bürünüp asıl memlekete düşmanlığı yapanların kendileri olduğunu da biliyoruz. Esas sorgulanması gereken 1955’te Belde, 1957’de ‘İlçe’ olmuş bir şehirde nasıl olur da çarpık kentleşme olabiliyor. Asıl bunun sorgulanması gerekiyor. Yeni bir şehir olmamıza rağmen nasıl olur da ‘Varoş’ diye tabir edilen (ki bu kelimeden hep nefret etmişimdir) mahalleler olabiliyor. Yıllarca ideolojik davranarak memlekete bir çivi çakmadan insanımız üzerinden mağdur edebiyatı yapılarak oy devşirme için hareket edildi.

-İluh Deresi kentsel dönüşüm projesine nasıl bakıyorsunuz?

 Hep söylüyoruz; neden yıllarca İluh Deresi ve çevresinin ıslahı ile ilgili sadece popülizm yapılarak bir arpa boyu yol gidilmedi. Oysa bu sorun memleketini seven herkesin amasız ve fakatsız bir şekilde siyaset üstü bakması gereken bir sorun değil miydi? Yoksa buradan oy devşirme çabası mı vardı.  Biz bu yüzden ‘İluh deresi’ ıslah projesine siyaset üstü bakıyoruz. Bunun siyasete alet edilmemesi ve herkesçe sahip çıkılması gerektiğini düşünüyoruz. Batman’daki bütün dinamiklerin buna sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Gelin hep beraber bu adımı daha ileriye götürmek için çaba sarf edelim. Batman’ı hiç hak etmediği ‘varoş’ kelimesinden kurtaralım.

-Batman varoş kelimesini hak etmiyor dediniz?

Tabi ki hak etmiyor. Batman, 1990’da ‘İl’ olduktan hemen sonra ne yazık ki çatışmalı bir ortamla faili meçhullerle karşı karşıya kalıyor. İnsanlar gelecek ile ilgili planlar yapamıyor, yatırımlar zaten yok. Yıllarca hizmetlerden payına düşeni alamayan kendi kabuğuna hapsolmuş bir kent görünümünde varlığını idame etmeye çalışıyor. Durumdan vazife çıkarıp geri kalmışlık üzerinden siyaset devşiriliyor ve adeta patinaj yapan bir kent haline geliyoruz. Ta ki 2002 yılına kadar. Sonra hem demokratikleşme hem de mühendislik projeleriyle tüm Türkiye’de olduğu gibi Batman’da da adeta bir dönüşüm yaşanmaya başlıyor. Son 20 yılda merkezi hükümetin yaptığı yatırımları ve kayyum icraatlarını çıkarttığımızda soruyorum size yerelde neler yapılmış?  Bu nedenle İluh Deresi Islah projesi ve benzeri projelere herkesin bütün STK’ların, basının ve tüm dinamiklerin sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Her şey bir adımla başlar ve biz hamdolsun adımı attık. Bunu da siyasi bir malzeme haline getirmeden yaptık. Bunu oy devşirmek için de yapmadık. Kimsenin vatandaşımızın duygularını istismar ederek, ona bir oy gibi bakmasına hakkı yok. İluh bizim çocukluğumuzun geçtiği yer. Bizim ceddimizin bulunduğu yer ve anılarımızın geçtiği yerdir. Bizim atamızın bulunduğu yerdir. Biz İluh deresini ceddimiz için, geleceğimiz için, çocuklarımız için yepyeni bir hüviyete kazandırmak istiyoruz. Bu memleket bizim, farklılıklarımızı bir yana bırakarak, hepimiz memleketimize sahip çıkmalıyız.

-‘Memleketin sahibi yok’ diyenler var?

-Ben bu cümleye katılmıyorum. Bu cümle yılların getirdiği feodalitenin bilinçaltına yerleştirdiği bir kavram. İnancımız gereği hepimizin sahibi Allah'tır. Memleketin sahibi de hepimiziz. Sahip aramayı bırakalım, köhnemiş feodal kavramları hayatımızdan çıkaralım. Hepimiz bu memleketin sahibiyiz. Evimizin önündeki caddeye biz sahip çıkalım, mahallemizde eğitim yuvasına biz sahip çıkalım. Eksikleri STK’sıyla, odasıyla, bürokrasisiyle, basınıyla hep birlikte giderelim. Gücümüzün yetmediği yerde beraberce gündem haline getirip daha üstlere taşıyalım. Memleketimiz lafzen de mecazen de sahipsiz değil. Basını,STK’sı, Meslek odası vs. ile dinamik bir kentiz. Sorunların çözümü için de gerekli donanıma ve iradeye sahibiz.

-Seçime 7 aylık bir süre kaldı. Vatandaşlara ve seçmenlere ne gibi bir öneriniz var. Vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Medeniyetin, tarihin, kültürün, petrolün şehri Batman’ımız sanayisi, tarımı, ticaretiyle mutlaka daha ileriye gidecektir. Bölgemizi ve memleketimizi varlık içinde yokluğa mahkûm etmek, bunun için uğraşanların derdi ne biziz ne de evlatlarımızın geleceğidir. Bazıları kirli hesapların, karanlık odakların, sinsi hayallerin peşindeler. Biz ise, memleketimizi yatırımlarla kalkındırarak, zenginleştirerek, büyüterek Türkiye Yüzyılı’nda ‘Batman’ olarak yer alma gayreti içindeyiz. .Batmanımızın önü, geçmişte ideolojik kavgalardan, terörden siyasi istikrasızlığa kadar pek çok yöntemle kesilmek istendi. Batmanımız çok bedel ödedi ve artık önünün kesilmesine izin vermemeliyiz.

-Batman’da son günlerde yeni OSB projeleri konuşuluyor?

Bizim memleketimize en büyük hizmetimiz, güven ve istikrarla birlikte huzuru da sağlayarak Batmanımızın potansiyelini en üst düzeyde kullanabilmesini temin etmemizdir. Dünyanın gündeminde kriz varken, biz gözümüzü daha yukarılara dikiyoruz. İnşallah 2023’te Türkiye yüzyılı ahdimizin etrafında kenetlenerek Batmanımızı hak ettiği yere beraber taşıyacağız. Azimle, kararlılıkla, umutla işimize bakacak, projelerimizi hayata geçirecek, vizyonlarımızın altını dolduracağız. Rabbimizin insan için ancak çalıştığı kadarı vardır emri ilahisini kendimize rehber edinerek yolumuza devam edeceğiz. Yeni OSB’ler kurarak istihdamı daha da arttırmanın, yeni yatırımlarla daha ileriye adım atmanın, var olan yatırımların hızla memlekete kazandırılmasının gayreti içindeyiz. Dünya krizlerle boğuşurken ülke olarak Batman olarak sürekli yatırımlar ve açılışlarla adeta düşman çatlatıyoruz. Etnik ve mezhepsel kimliğimizin siyasete alet edilmesine izin vermeyelim. Memleketimizin geleceği ve selameti için el ele vererek, birlik ve beraberlik içinde çalışmaya devam edelim. Bu kadim toprakları emperyalistlerin kuklası yapmaya çalışanlara fırsat vermeyelim. Merhametin, şefkatin, yatırımın, istikrarın, huzurun, haklının güçlü olduğu bir yüzyıl olacak olan Türkiye Yüzyılında Batmanlılar olarak bizler de Batman Yüzyılı’nı inşa edelim. Bu uğurda teşkilatımızla birlikte hemşerilerimizle el ele vererek Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde var gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Bu memleket hepimizin, hepimiz biriz kardeşiz, gelin hep beraber safları sıklaştırıp bu kutlu yürüyüşü birlikte gerçekleştirelim, Batmanımıza hep birlikte sahip çıkıp geleceğe taşıyalım.

Editör: TE Bilişim