**Önce korona, ardından da deprem felaketi, farklı kademedeki öğrencileri okullarından-üniversitelerinden ‘uzak’ tuttu. Zaman zaman online zaman zaman da yüz yüze devam eden eğitimler karşısında üniversite öğrenciler neler düşünüyor? Çağdaş ekibinden Gülnaz Gök ve Fatma Canpolat sordu, öğrenciler yanıtladı.

**Kimi öğrenci ‘uzaktan eğitimi’ yetersiz bulurken, kimi öğrenci de yaşanan felaketler sonrası ‘online’ eğitimin daha yararlı olduğunu belirtiyor. İşte üniversite öğrencilerinin ‘hibrit’ eğitime bakışı…

ÖĞRENCİLER NE DİYOR?
Kübra Kurt: “İlk başta uzaktan eğitime çok karşıydım, depremzedelerin barınması için birçok farklı imkan vardı ve öğrenci yurtlarının kullanılması doğru gelmedi ama bir sonuç alamadık.  Online eğitime karar verildi. Birçok öğrenci bulunduğu il’de işe başladı, sonra vizelere yakın bir tarihte üniversitelerin açılacağı söylendi ama yurtlarda ilgili bir açıklama yapılmadı. Hala net bir şey yok, sürekli üstünkörü bilgilendirilmekten sıkıldık net bilgiler istiyoruz.”

Mehmet Güngör: “Depremin vurduğu illerden Gaziantep'te ikamet ediyorum ve depremden hem maddi hem manevi şekilde etkilendim. Tüm bunların üzerine ani alınan uzaktan eğitim kararıyla okuldan ve arkadaşlarımızdan da uzak kaldık. Bence bu süreç çok yanlış yönetildi, umarım daha fazla yanlış karar alınmaz.”

Ayşe Gül: “Uzaktan eğitime tamamen karşıyım. Kendi adıma konuşmam gerekirse ben lise dönemini de uzaktan bitirdim ve hiçbir verim alamadım. Tekrardan özellikle 'üniversitelerde' uzaktan eğitimin çok büyük zararlara yol açacağını düşünüyorum. Ülkece yaşadığımız durum elbette çok kötü. En başta eğitimin uzaktan olma sebebi yurtların boşaltılmasıydı, şuan yurtlar açılmamış olmasına rağmen de okullar hibrit sisteme geçti. Yüz yüze ya da uzaktan eğitim tercihi bize bırakılmış olmasına rağmen yurtlarda kalanlar da mecburen online olacak denilmiş gibi oldu, yine bize bir tercih kalmadı. Bu tamamen haksızlık, adaletsizlik. Ben önlisans öğrencisi olarak bir dönemimi, lisans öğrencileri de korona ile birlikte iki, iki buçuk senelerini kaybetti. Yüz yüze imkanı yoksa okul olmamalıydı. Bu durumda okullar en azından bir süre dondurulmalıydı.”

Bahar Dalkılıç: “İlk günden beri yurtların depremzedelere açılıp öğrencilerin yurtlardan gönderilmesi kararına karşıyım. Yurtlar öğrencilerin evi. Kaldı ki sadece belli yurtlara yerleştirildi bu depremzedeler. Çoğu yurt boş halde bekliyordu ama birçok öğrenci mağdur edilerek o yurtlardan çıkarıldı. Yurtların tamamı depremzedelerle dolu olsaydı bu duruma karşı çıkmazdım ama yurtların sadece %19’luk bir kısmında kalan depremzedelere başka yerlerde barınma sağlanabileceği halde yurtlarda, bu barınmayı sağlamaları çok yanlıştı. Yurtların öğrencilere kapatılmasıyla  eğitim de online oldu maalesef. Eğitim online olması birçok öğrencinin gibi benim de psikolojimi altüst etti. Kaybettiğim sadece bir dönem değildi. Geleceğe dair umutsuz hisler beslemeye ve karamsar olmaya başladım. Doğal olarak okuldan da soğudum çünkü sürekli sınıflarımızdan koparılıp online eğitim adı altında eğitimsizlik yaşadık. Bugünlerde okulların hibrit eğitime geçileceği duyuruldu. Yurtlarda kalan öğrenciler hâlâ bir bilinmezlik içinde. Yurtlar içinde bir açıklama geldi fakat biz öğrenciler hâlâ bu bilinmezlik içinde boğuluyoruz.”

Rojin Özdemir: “6 şubat 2023 depremi ile YÖK tarafından verilmiş olan uzaktan eğitim kararı daha sonra Nisan ayında bu kararın gözden geçirilme sürecinin öğrencilerin halihazırda pandemi ile düşen eğitime olan ilgi  ve motivasyonlarını daha da düşürmüştür.  Yüksek öğretimde okuyan bir öğrencinin bu süreçte kaygı ve stresle baş etmeye çalışırken sürecin bilinmezliği ve uzunluğu akademik başarıları olumsuz etkileyeceği de kaçınılmazdır. Bu bağlamda verilen eğitimin kaliteli olması adına afet bölgesi de dahil Türkiye'deki tüm üniversiteler için planlı ve programlı bir izlence sağlanmalı.”

Münüre Sarıtaş: “Online eğitimin en başta faydalarını düşünürsek belli bir finansal sıkıntı çekmeden herkesin kendi evinde derse girmesi rahat bir olay ama eğitimin verimi ve kalitesi çok alt sınırlarda. Öğrencilerin ciddiye almaması da bunun nedenlerinden biri. Sosyal ortamı sıfıra indiriyor. Bu da psikolojik olarak öğrenci ve öğretmenleri etkiliyor. Her öğrenci eşit şartlarda olmadığı için internete ulaşım açısından sıkıntı yaşayanlar, evleri köylerde olanlar oluyor. Eğitimde eşitsizlik yaşanıyor. Dersler tam anlaşılıp takip edilmiyor. Eğitimin iyice kötüleşmesine neden oluyor.”

Gül Akgül: “Elbette gönlümüz her zaman okulların açılması yönünde olmuştur. Sonuçta, bildiğiniz üzere bu ülkede savaş dahi olduğunda hiç bir eğitim kurumu kapanmamıştır, ara vermemiştir. Önce eğitim çünkü malumunuz son yaşanan bütün felaketlerin sebebi; eğitimsizlik, önlemsizlik. Fakat yetkililer ne yazık ki uzaktan eğitimi uygun gördüler gereken zamanda gereken tepkiler verilse de yetersiz oldu. Tamam karara saygı duyalım dedik fakat yine bir karar değişikliğine gidildi. Sürekli mevcut düzeni değiştirmek bir öğrenci için ne kadar sağlıklı olur bilemiyorum. Adı üzerinde zorunlu eğitim ister git ister gitme durumu bence olmamalı. Şehir dışında okuyanlar ve depremzedeler mağdur edilmemeli ya da mağduriyetleri giderildikten sonra bir karara varılmalı. Şehir dışında okuyan öğrenciler için kalacak yer ayarlamak sıkıntılı ayrıca şimdi bu düzene alışmışken tekrar okula gitmek bir külfet gibi geliyor maalesef.”

Hilal Vildan Bilici: “YÖK’ün üniversitelere ilişkin yaptığı ‘hibrit eğitim modeli’ne geçiş açıklaması, benimle beraber birçok öğrencinin beklediği bir açıklamaydı. Okulu bir deprem bölgesinde olan bir öğrenci olarak bu kararı değerlendirirsem bu en doğru ve isabetli karar. Bu eğitim modelinde isteyen öğrenci sınıftan isteyen öğrenci uzaktan eğitim görebiliyor. Keza bu dönem için çoğu üniversiteler tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi yine kendini bu eğitim modeline hazırladı. Üniversitenin tamamını uzaktan eğitimden hızlı bir şekilde hibrit modele geçirmek zor fakat bölümleri mesleklerin niteliklerine göre öncelikli hale getirip elimizdeki kısıtlı imkanlar (yurt, bina vb) bunlar için kullanılmalı. Ben eğitimimi uzaktan alıyorum fakat hibrit model tüm dersler için hayata geçirilmese dahi mesleki uygulama ihtiyacı duyan programlar adına öncelikli olarak tercih edilmeli.”

Rana Sadef: “Okulların açılmasına dair bir beklentim vardı çok şaşırmadım açıkçası ama mantıklı bir karar olduğunu düşündüm şuan için artıları derslerin daha verimli geçmesi açısından iyi olacağını düşünüyorum. Çünkü online da verimli olmuyor eksileri ise online da kopya çekmek rahat olduğundan adil olduğunu düşünmüyorum ben evde kalıyorum öğrenci olarak boşuna kira veriyorum ve vermeye devam etmek zorundayım yaza kadar en büyük eksilerinden birisi de bu.” 

Rukiye Canpolat: “Öncelikle gelecek olan her türlü açıklamaya hazırlamıştım kendimi. Ülkemizin yaşadığı olumsuz durumlar karşısında üniversitelerdeki eğitim sürecinin doğru ilerlediğini düşünmüyorum. Alınacak olan kararların belli bir grubu değil de karardan etkilenecek olan herkesin göz önünde bulundurularak alınması tercihim. Son alınan karar hakkında yorum yapacak olursam da, kendi adıma mutluyum çünkü uzaktan yapılan derslerin henüz bir faydasını görebilmiş değilim. Bu yüzden hibrit eğitime geçilmesinde sevinen taraftayım ben. Devam zorunluluğun olmaması gerek depremzedeler gerek başka türlü nedenlerden dolayı gelemeyenler için doğru ve yerinde bir karar bence. Kendi adıma konuşacak olursam okuduğum bölüm Halkla İlişkiler ve Tanıtım. Bölümümü uzaktan Batman gibi küçük bir şehirde online okumaktansa, İzmir’de gerekli konferans, etkinlik vs. katılıp dolu dolu okumayı tercih ederim. Açılmasının en büyük artısı da öğretim görevlilerimizle, akademisyenlerimizle dilediğimiz zaman yüz yüze danışıp konuşabilmemiz olacak. Kendi açımdan pek dezavantajlık bir durum göremesem de hem online hem yüz yüze olması her anlamda hocalar açısından daha çok uğraş gerektirecektir. Aradaki dengeyi ve uyumu sağlamakta zorlanabilirler. Umarım hepimiz içine en verimli şekilde sonuçlanır.” 

Miray Kaba: “Tam beklediğim gibi bir karar verildi ve bu karardan memnun kaldım. Yüz yüze eğitim isteyen öğrencilerin okullarına dönmesini istemeyen ve gelemeyecek durumda olanların online şeklinde devam etmesi herkes açısından avantaj sağladı. Aynı zamanda devam zorunluluğu olmaması da eğitim alamayacak durumda olan depremzede öğrenciler için verilmiş yerinde bir karar.” (Çağdaş Özel)

Editör: Yunus Yasak