*Batman Çayı’nın kurumaya yüz tuttuğunu belirten Doğan, “Kurak bir yıl geçiriyoruz. Batman Çayında bu kadar seviye düşmemişti. Kuraklık sadece tarımsal alanları değil, hayvancılığı da ciddi etkileyecek. Besiciler şimdiden saman bulmakta güçlük çekiyor” diye konuştu

AKARSUYUN DİBİ GÖRÜLDÜ

Her gün su seviyesinin düştüğü Batman çayında seviyesinin büyük ölçüde düşmesi, akarsu havzasındaki köylüleri hayretler içinde bıraktı. “Son 30 yılda hiç bu kadar su seviyesi düşmedi” diyen Diktepe ve Abuka’da köyündeki çiftçiler, “Bu akarsuda hiç bu kadar seviye düşmemişti. Yaz günlerinde bile seviye bir metre civarındaydı. Bu akarsu da balık vardı. Şimdi balıklara bile yetecek kadar su kalmadı” dediler. Batman Ziraat Odası Genel Sekreteri Ebubekir Doğan, bu yıl beklenilen yağışların gerçekleşmediğini söyledi.

“SU KAYNAKLARI KURUDU”

Doğan, şöyle devam etti; “Yağışlar mevsim itibarıyla yağışlar yüzde 50 altında kaldı. Bunun sıkıntısını da hem tarımsal kuraklık hem de coğrafi baraj anlamında, içme suyu anlamında ciddi kurak bir yıl geçiriyoruz. Göründüğü gibi Batman çayı da kurumaya yüz tutmuş. Bu da Batman Barajın bıraktığı sudur, su kaynakları neredeyse kurudu. Bu yağışsız günler çok büyük sıkıntı çektirecektir, içme suları da kuruma aşamasına gelecek. Özelikle DSİ’nin baraj sistemiyle sulama yapılan alanda ciddi sulama sıkıntısına neden olacak.”

EKİNLER YETİŞMEYECEK”

Ekilen ekinler yetişmeyeceğini ifade eden Doğan,”Hububatta beklenilen rekolte de gerçekleşmeyeceği için tarımsal üretiminde sıkıntı yaşanacak. Hububatta Türkiye’de üretim 24 milyon tondur, bu yıl kuraklık devam ederse bunun çok altında kalır. Kıtlık anlamında sıkıntı yaşacağız. Hububat için 7 Şubat’ta kadar, baklagiller için ise 21 Şubat’ta kadar süresi var. Bu tarihe kadar kuraklık sigortası yapılmasa zararları büyük olur. Bu mevsimde Batman çayında su seviyesinin bu derece düşmesini ilk kez gördüm, bugüne kadar böyle bir şey yaşamadı” dedi.

 “BESİCİ ZOR GÜNLER GEÇİRİYOR”

Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Tarımsal üretim yağışa bağlı olduğu için, yağmur yağmadığı için buğday ve mercimek samanı bu tür kaba samanları elde edemeyeceğiz. Bunun gibi silajlık mısır gibi üretimi de zora düşecektir. Buna paralel olarak tabi ki hayvancılıkta büyük bir düşüş yaşayacaktır. Saman olmasa hayvanlar kesime gidecektir, bunun beslenmesi pahalı olacağı için besici de kesime göndermek zorunda kalacaktır.”

Editör: Yunus Yasak